Yüzüme gelen güneş sayesinde uykumdan uyandım.Nerede olduğumu anlayınca dün olanlar aklıma geldi birden ne olduysa artık bana sinirlenmişti ama bu onun bana tokat atmasını gerektirmiyordu.Hamakta dik oturup temiz havayı içime çektim ayğı kalkıp bahçenin etrafında dolaşmaya başladım çiçeklerin olduğu bölüme geldim.Yere bağdaş kurup çiçekler ile ilgilenmeye başladım rengarenk türlü türlü çiçekler vardı çiçeklere bakarken aklıma geldi.Anaokulunda çiçekler ile konuşunca bu onlara huzur veriyormuş ve daha güzel açmalarına yardımcı oluyormuş.Bende çiçeklerin arasında solmuş bir çiçek aranaya başladım bşr tane bulunca yanına gidip oturdum ve çiçekle konuşmaya başladım.
"Be kadar da solmuşsun sen "
"Birşeye mi üzüldün?" çiçeğin rengi kırmızıdan pembeye geçiyordu yani kızıl gibi birşeydi
"Çiçekcik yoksa sende benim gibi birşey hturlamıyormusun?" Dışarıdan biri beni böyle görse deli aanar kaçardı.Ayağı kalkıp eve doğru yürümeye başladım kapıyı açıp evi kontrol ettim demir birden çıkt diye.Ortalığın sakin olduğunu görünce nerdivenlere doğru yürüdüm merdivenin yarısına gelmiştim ki arkadan
"Nereye gidiyorsun?"demir!
"Seni ilgilendiriyor mu?" bir basamak daha çıktım
"Tabiki ilgilendirir sonuçta sen benim sevgilimsin"
"Kusura bakma ama dün akşamdan beri senin bir sevgilin yok"deyip bir basamak daha attım gelip bileğimi tuttu
"Neden ne oldu birden?" birde bilmemişlikten geliyor ya
"Sence ne oldu bir düşün bakayım sakın beni rahatsız etme "dedim ve son gücümle bileğimi elinden çektim ve koşar adımla odama gittim.
~~~~~~Demir~~~~~~
Melis!
Ne oldu birden anlamadım ben ona burda kahvaltı hazırlarken kendi kendine bir haller olmuş acaba özel gününde falan mı ? ne diyorum ben ya .Mutfağa gidip bir sandalyeye oturdum ve düşündüm.
Düşündüm.
Düşündüm.
Tabi ya ben bunu nasıl düşünemedim dün olanlar . Ne şerefsiz biriyim ben nasıl ona tokat attım.Şimdi nasıl affedirecektim kendimi şimdi masadan kalkıp evden çıktım kendimi ona affettirecek birşeyler düşünmeliydim.
~~~~~~Melis~~~~~~
Odada yatağa oturmuş tavana bakıyordum aşağıdan kapının kapanma sesini duyunca demir'in gittiğini anladım.Ondan intikam almam lazımdı ve bunu yaparkende geçmiş hayatımı hatırlamak istiyordum.Geçen gelen çocuğun hıh Mert'in dedikleri aklıma geldi beni tanıyormuş ve bana hayatımı anltabilirmiş yapabilrmiydi gerçekten.Odada tur aıp bana verdiği numarayı aramaya başladım.İlk olarak dolaptaki elbiselere baktım orada olmadığını görünce çöp kutusana bakıyım dedim çünkü demir'i sevdşiğim için ihanet olur gibi geldi (çok saçma ama aklıma gelmedi )yere oturup çöp kutusunu döktüm içindeki kağotları tek tek açtım ve sonunda buldum telefonuma yzıp aradım ve açmasını bekledim.
"kimsiniz?"
"ben melis "
"melis senmisin "
"evet benim sen mert'tin değil mi?"
"evet benim ne oldu ? birşeymi yaptı sana o şerefs-- o adam ?"
"seninle buluşabilirmiyiz lütfen bana hayatımı anlatmanı istiyorum"
"tabiki senn sizin sokağın başına çık 10 dakikaya ordayım ben "
"tamam bekliyorum "
Cevap vermemi beklmeden kapadı öküz .Bu öküzlüğü işte bana birşeyler hatırlatıyor ama ne kalkıp üzerime birşeyler geçirdim (multimadia ) ve evden çıktım sokağın oraya gelince beklemeye başladım.5 dakika sonra mert geldi arabaya bindim ve sürmeye başladı.Araba orman bir araziye girince içime bir korku sardı ama işime odaklanmam gerekiyordu.
"Neden buraya geldik?"
"Çünkü burası konuşmamız için daha uygun" birşey söylemedim ve arabayı durdurmasını bekledim.Arabayı öylesine biryere koydu ve indi peşinden bende inip kapıyı yavaşça kapadım.Mert önden ormanın içine gidiyordu onu kaybetmemek için daha hızlı adımlar atmaya başladım.Bugün bu işi çözücektim Demirden intikam almak için değil kendim için.Lanet olsun ki hayatım hakkında hiçbirley bilmiyorum aklımda sadece bu şehre tanşındığım var ama gerisi hep karanlık aklıma getirmeye çalışıyorum ama başaramıyorum.
Birden kebdimi yüzüstü yerde bulunca kendine hakim olamayıp ağlamaya başladım diz üstü oturup yerlere yumruk atıyordum. Artık çok bunalmıştım herkesin içinde saf gibi kalmaktan,o evin içerisinde kapalı kalmaktan,kendimi boşlukta gibi hissediyordum.Birinin kollarımı tutması ile kendimi biraz da olsa durdurmaya çalıştım kafamı omzuna yaslayınca kokusundan Mert olduğunu anladım.Mert'e karşı güven duyuyorum Demir de ise hep bir güvensizlik hissi var ama Demir'in bana karşı duyguları çok iyi hissettitiyordu.Ben de Demirin bana karşı duyguları kadar olmasada onu seviyordum.Ağlamam durunca kafamı kaldırıp Mert'e baktım
"Kusura bakma sinirlerim çok bozuldu"
"Önemli değil hadi kalk yürüyelim biraz" ayağı kalktı ve benim kalkmam için elini uzattı bende tutup kalktım.Birlikte yürümeye başladık Mert benim elimi tutup çekiştirmeye başladı
"Nereye?"
"Sus ve sadece yürü"
Tepeye doğru çıkmaya başladık yemyeşil otlar vardı ve üzerinde rengarenk çiçekler çok hoş gözüküyordu.Beni yanına öekip yere yattı bende yanına uzandım kollarını başının arkasına koydu bende onun yaptığını yapıp kollarımı başının arkasına koydum.Gökyüzüne bakınca sadece bulutlar vardı akşam olmadığı için yıldızlar yoktu.Bir süre sessizce gökyüzüne baktık Mert konuşmaya başlayınca ona baktım.
"Beni hatırlamıyırsun değil mi ?"
"Hayır buraya taşındığımı hatırlıyorum sadece"
"Sana hatırlatmamı istermisin?" Mert bana bunu sorunca kendime de aynı soruyu sordum acaba iyi birimiyim gerçekten bunu bilmek istiyormuydum ?
Yan dönüp Mert'e bakmaya başladım o da bana dönüp vereceğim cevabı bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baş Belası (DÜZENLENECEK)
Novela JuvenilYeni bir hayat derken bunu kastetmemişti. O okuluna gidecek yeni arkadaşlar edinip kitaplarıyla zamanını geçirecekti. Hayatına katılan Mavi gözler olmasaydı. Yeni bir aşk doğuyor derken tekrar başa dönen Melis ve Mert hayatındaki zorluklara rağme...