Lanetin Gerçeği-5

235 17 4
                                    

Aradan 1 Hafta geçmişti. Harry'nin acıları geçmemişti üstüne dahada kötü hissediyordu. Tek iyi hissettiği zamanı, Malfoy'un yanında olduğu zamanlardı. Tabi 1 haftadır görüşmemişlerdi. Sadece arada bakışıyorlardı. Aralarındaki düşmanlık daha bitmemişti belki ama eskisi gibi değildi. 

Draco herzamanki gibi saatinde kalktı. Diğerlerine göre daha hazırlıklıydı. Onca şeye rahmen aklının kenarında bir soru işareti vardı. Potter'ın ağzından kaçırıp ona söylediği şey neydi? Hazırlanıp indi aşağı. Salona girdiğinde hergünki gibi zümrüt gözlerle buluştu. Harry önce hafif gülümsedi ve tekrar önüne döndü. Draco şapşal gözlerle bakıp gülümsedi. Slytherin masasına geçip oturdu.                                                                                                                                                                            "Bugünki maça hazırmısın Draco". Draco'nun yanındaki Pansy sormuştu. Draco kızın yüzüne bakmadan "Tabikide hazırım, Gryffindor bugün kazanamayacak". Bunu söylerken Harry'e baktı.
"Pek emin olma. Potter seni her maçta eziyor" dedi Blaise gülerek. Draco ona sert bir bakış atıp "orası belli olmaz"dedi. "Hem tek yaptığı şey aptal süpürgesinde uçarken hareketler yapmak" diyerek atıldı Draco.
"Dedi daha 1. Sınıfta süpürgesinde 360 derece dönen Malfoy" dedi gülerek Pansy.
"Kapa çeneni Parkinson. Hem ne var bunda".
"Tamam be sustum"
Harry'de maç için heyecanlıydı. Kazanacağına çok inanıyordu ama yinede heyecan vardı. Masada bir şey dikkatini çekti. Ron yoktu. Hermione'ye döndü.
"Ron nerede?"
"Bilmiyorum. En son bi.." Hermione'nin sözü yarıda kaldı çünkü biryere odaklanmıştı. Harry'de baktığı yere baktı. Gördüğü Ron'du, mutlu gözüküyordu. "İşte geldi" dedi Hermione ve sevinçle kalktı yerinden. Ron yanına geldi.
"Bu mutluluktan anlaşıldığına göre.."
"Evett" dedi Ron mutlulukla.
Hermione sıkıca sarıldı kızıl çocuğa. Harry anlamsız gözlerle onlara bakıyordu. Sonra aklına Quidditch seçmelerine katıldığı aklına gelmişti. Ron kazanmışmıydı, umarım öyledir diye geçirdi içinden. Hermione ve Ron ayrıldı. Gryffindor masasındakiler Ron'a alkışlamaya başlamışlardı yani bir kaç kişi diyebiliriz..
Ron onlara bakıp gülümsedi. Blaise Draco'nun kulağına doğru "Weasley'i neden alkışlıyorlar". Draco Harry ve arkadaşlarına doğru baktı dikkatle. "Kendin sorsana" dedi Draco sırıtarak. Blaise göz devirdi. "Greanger'la arasında birşeymi var"diye sordu Blaise kendi kendine. Draco Blaise'ye döndü.
"Bence sadece arkadaşlar,üzülme" kıkırdadı Draco.
"Ne demek üzülme üzüldüğüm yok"
"Hı hı tamam dostum".
Ron Harry'e döndü.
"Ee şey tahmin ettiğim şeymi"
Ron gülümsedi ve kafasını salladı
"Evet. Yeni kaleciniz benim eh".
Harry gülümsedi. Ron'un en sevdiği ikinci şeyde olması onu mutlu etmişti. 1. Yemekti ehe. İki arkadaş sıkıca sarıldı.. Ama Harry acıyla irkildi. Canı yanıyordu. Yüzünü acı bir görünüm kapladı. Birşey farkettirmek istemiyordu, çekilirse belki Ron'u kırabilirdi. Yanıyordu çok kötü yanıyordu. İçinden acısına sövüyordu. Sarılmasını yavaşça salmaya çalıştı. Ron ayrıldı.
"Şey tebrik ederim dostum"
"Teşekkür ederim" dedi Ron ve masaya oturdu. Seçilmeleri felan anlattı. Draco olanları görmüştü. Harry'nin Ron'a sarılırken neden öyle yaptığını anlamamıştı. Ama acı çekiyor gibi görünmüştü ona. Harry'e bakıyordu, belki göz göze gelirseler ne olduğunu söyler diye umdu. Sonra saçmalık olduğunu düşünüp önüne döndü. Harry'de boş boş masaya bakıyordu zaten. Bu lanet olası şeyden bıkmıştı. Sevdiklerine dokunamıyordu.
                        
                        ...

Yemek bitmişti. Harry tekrar Dambuldore ile görüşmek istiyordu. Belki bulmuştur diye düşündü.
"Çocuklar benim işlerim var"
"İş?" dedi Hermione sorarcasına.
"Dambuldore çağırmıştıda"
"Bir şey yok değilmi Harry" bu sefer Ron sormuştu.
"Hayır hayır bende bilmiyorum"
"Peki" dedi ikiside. Harry kafa sallayıp uzaklaştı arkadaşlarının yanından. Dambuldore'un odasına çıktı.
Kapıyı çaldı ve girdi içeri. Dambuldore koltuğunda oturuyordu. Anka kuşu da kolundaydı. Dambuldore kolunu salladı ve kırmızı sarı renkli anka yerine kondu.
"Müsaitmisiniz Profesör"
"Gel Harry". Harry Dambuldore'un masasının karşısına geçti.
"Ne diyeceğini biliyorum evlat"
Harry sessizliğini korudu.
"Bende zaten seni çağırıcaktım. Birşeyler daha öğrendim"
Harry meraklı gözlerle dinliyordu Dambuldore'u.
"Bunun bir lanet olduğu kesinleşti Harry. Tom Riddle anısı yok olurken sana böyle bir lanet geçmiş. Birisi sana temas uyguladığında canın yanıyor".
Harry Dambuldore'u dinlerken kalbi yanmıştı. Bu bir lanetti, belki de hiç geçmicek..
"P-profesör peki ne zaman geçicek".
Dambuldore hüzünle baktı Harry'e
"Eğer etkisi büyükse hiç geçmeyebilir.. Ama bir detay var".
"Ne?"
"Ruh eşin.. Harry hiç dikkatini çektimi. Sana dokunduğunda canın yanmadı fel-"
"Hayır hayır Malfoy olamaz" Dambuldore'nin sözünü kesti Harry.
"Malfoy'mu? Harry."
Harry'nin gözleri dolmaya başladı.
"Ona dokunduğumda canım yanmıyor, ona dokunduğumda iyi hissediyorum.. Profesör b-bu Malfoy olamaz hayır". Harry oturdu ve derin bir nefes aldı.
"Eğer Draco ruh eşimse ne olacak Profesör. Ne yapmam gerekiyor"
"Ruh eşin içindeki boşluğu doldurucak Harry, hem sana iyi gelicek hemde senin içindeki boşluğu doldurucak. Zamanla geçmiş olucak yani."
"Ne yani Draco ile yakınmı olmam gerekiyor. Ama biz biz olamayız"
"Sana sarılması, sana dokunması sana iyi geliyormuydu Harry".
Harry gözleri dolu boşluğa baktı. Ona sarıldığında ne kadar huzurlu olduğunu hatırladı. Mutlu olduğunu..
Kafasını salladı "Evet. Sanki içimdeki huzur artıyordu" bunları derken gülümsedi Harry ve göz yaşı aktı.
"Anladım. Bunu durdurabilirsin Harry. Acıyı durdurabilirsin.
"Draco ile arkadaş olarak mı"
Dambumdore gülümsedi ve kafasını salladı.
"Onun benimle olacağını sanmıyorum. O benden nefret ediyor".
"Eminmisin Harry" dedi Dambuldore. "İnsan nefret ettiği birine sarılmaz"
Harry ağzından kaçırdığının farkına vardı.
"Ee şey evet sarıldı ama.."
"Harry sen sadece dene. Kendinize bir şans verin. Elbet arkadaş olursunuz".
Harry Dambuldore'a bakıp gülümsedi. Draco'nun iyi biri olduğunu düşünmeye başlamıştı zaten. Arkadaşlıkları için bir adım olabilirdi.
"Peki profesör" ayağı kalktı. "Saolun, çıkabilirmiyim".
Dambuldore kafasını salladı. Harry kalkıp çıktı odadan. Gözyaşları akıyordu ama mutluluktan mı bilmiyordu. Durduramıyordu. Acının geçmesi zaman alıcaktı belli ki. Koridorlardan hızlı hızlı ilerledi. En sonunda yürüyemez hale geldi ve durdu. Duvara yaslandı ve yere çöktü. Gözyaşları akarken kalbinin acısı yakıyordu canını. Aynı arkadaşlarına sarıldığında yandığı gibi. Neden böyle olmak zorundaydı.
"Potter!"
Harry sese döndü yaşlı gözlerle.
"Malfoy.."
Draco'ydu. Harry'nin yanına geldi.
"Sen iyimisin"
Harry acele ile gözyaşlarını sildi. Burnunu çekti ve Draco'ya baktı.
"Evet evet iyiyim". Zar zor ayağa kalkmaya çalıştı. Draco kollarından tutup yardım etti.
"Eminmisin"
"Evet Malfoy sorun yok. Hem senin ne işin var burada maç başlıcak".
"Bana diyene bak. Sanki sen oyunda yoksun. Birde sen ağlıyormusun ya".
"Hayır saçmalama". Harry geri çekildi. "Hadi geç kalıcağız". Hızlı adımlarla uzaklaştı Harry. Draco arkasından boş boş baktı. Daha sonra oda peşinden gitti..
                    
                      ...

Quidditch maçı başlamıştı. Ron'un ilk oyunuydu ve heyecanlıydı. Harry'de arkadaşı için mutlu olmaya çalıştı, gülümsedi. Ama onun iyi olmadığını Draco anlayabiliyordu. Ağladığını anlamıştı. Ama belli etmedi.
Herkes havalandı ve maç başladı. Harry snitch'i gözetlerken Ron'da kaledeydi. Draco'da snitch'i arıyordu. Draco Harry'e baktı. Harry'de Draco'ya döndü ve baktı. Yakındılar birbirlerini duyabilir haldeydiler.
"Potter bugün bulucaksın umarım"
"Emin ol bulucam Malfoy. Hatta.. buldum bile".
Harry snitch'i görmüştü ve ona doğru uçmaya başladı. Draco'da peşine düştü. Harry'e yetişti yanından beri uçmaya devam etti. Snitch uzakta ama önlerindeydi. Harry hızını arttırdı. Draco'da arttırdı. İkiside aynı hızdaydı.
"Bugün kazanamayacaksın Pottah"
"Görüceğiz Malfoy"
Snitch yukarı uçtu. Draco ve Harry'de onunla aynı anda yukarı doğru uçmaya başladılar. Gittiler gittiler gittiler.. takii karşıdan bir bludger gelene kadar.
"Dikkat et Harry" diye bağırdı Ron. Harry Ron'a baktı sonra yanında olan Draco'ya. Kafasını yan tarafa döndürdüğünde bludger'in geldiğini gördü. Çok hızlı geliyordu.
"Malfoy çekil!" Harry Draco'yu ittirdi. Ama geç kalmıştı. Bludger ikisinede çarptı. Harry çarpmayla kaydı ve süpügeden düştü. Aşağı doğru düşmeye başladı.
"Potter!"
Draco hızla Harry'e uçmaya başladı. Tam yere yapışıcakken Draco Harry'i belinden kavradı. Ama çok hızlı olduğu için süpürgeden kaydı ve Harry'le beraber düştüler. Bir kaç yuvarlamadan sonra zar zor durdular. Draco Harry'nin üstüne denk geldi. Kafasını kaldırıp Harry'e baktı. Eli belindeydi yerdeydiler. Harry'nin eli Draco'nun sırtındaydı. Uzun bir bakışmanın ardından Draco
"İyimisin" diye sordu fısıldayarak.
"E-evet evet". Birbirlerine yakın olan bedenleri iyice yanaştı. Draco Harry'nin boynuna doğru gömdü kafasını.
"S-sen sen iyimisin" dedi Harry Draco'nun kulağına. Draco kafasını salladı. Harry gülümsedi. Artık gerçekten emindi. Draco ne zaman yanında olsa mutlu oluyordu. Gülümsüyordu. Ve anlamıştı.. Draco ondan nefret etmiyordu. Kollarını Draco'nun beline indirdi ve sardı. Draco kolunu Harry'nin başına dayayıp kafasını kaldırdı. Harry'e bakıp sırıttı.
"Bana iyi gelmeyi kes Potter"
"Herşey karşılıklı Malfoy" Harry güldü. Draco'da güldü.
"Artık kalksam iyi olucak sanırım. Herkes bize bakıyor"
"Ee evet kalk".
Draco yavaşça kalktı. Evet herkes onlara bakıyordu. Arkadaşları ağzı açık biçimde izliyordu onları.
"Ne olmuş bunlara" diyiverdi Pansy kendi kendine.
Draco elini Harry'e uzattı. Harry tutup kalktı ve üstünü patpat'ladı. Draco onu izliyordu. Kafasını ona çevirip baktı.
"Birdaha üstüme düşmeye kalkma Malfoy"
"Sende kendine sahip çık Potter. Sonra kolsuz kalma"
Draco yakasını düzeltti ve süpürgesine binip tekrar uçtu göklere . Harry'de toparlandı ve süpürgesini aradı. Sonunda bulup bindi süpürgesine ve uçtu. Maça devam ettiler. Ama Harry maça değil Draco'yu düşünüyordu. Draco'da ondan farksız sayılmaz..

Eveettt bir bölümün daha sonuuuuu. Ruh eşi biraz saçma olmuş olabilir ama güzel eheheh. Bu bölüm benim için gerçekten çok güzeldi. En uzun bölümümle karşınızdaayııımm. Yorum yapıp oy verirseniz sevinirimmm :)

Dokunulmaz Aşk DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin