"4 ay sonra.." -7

216 17 8
                                    

Harry ve Draco için Hogwarts'da 3. Yıl bitmişti. Harry için berbat ve sıkıcı bir tatildi. Aynısı Draco içinde geçerliydi. Harry Draco'ya mektup yazmak çok istemişti ama yapamazdı. O lanet babası mektubu bulursa Draco hiç iyi şeyler yaşamayabilirdi. Evet Harry ve Draco artık düşman değildi. Arkadaşlardı, tabi daha fazlasıda olacak :). Ama daha kimseye söylememişlerdi. Gizli gizli görüşmüşlerdi geçen yıl. Bakalım bu sene ne yapacaklardı.

Harry okula dönüş için son 1 hafta kala Ron'un evine gitmişti. Sonunda kurtulmuştu Dursley'lerden, yani şimdilik. Arkadaşına sarılmak istedi ama yapamadı. Sadece tokalaştılar. Ron cidden bu durumdan rahatsız oluyordu kaç aydır ama soramıyordu. Harry söyleyemiyordu, ama daha fazla dayanamıyordu söyleyecekti. Tabi en başta Draco'ya.

Duvardan geçip treni gördü Harry. Yuvasına kavuşacaktı tekrardan. Etrafına bakındı. Belki Malfoy çocuğunu görürdü. Ama göremedi, yüzü düşmüştü.
"Hadi geçelim Harry" dedi Ron Harry'nin dikkatini dağıtarak. Harry kafasını salladı ve trene geçti. Arkadaşlarının olduğu bir vagonu buldular. Ama kalabalıktı. Ron hiçbirşey demeden girdi vagona ve sıkışarak oturdu.
"Gelsene Harry yer var" dedi Neville.
"Aa yok sıkışmayalım ben vagon bulurum" dedi Harry kafasını yana doğru sallayarak. Onlara değerek oturamazdı. Canı yanıyordu çünkü..
Arkadaşlarına el sallayıp ilerledi. Bütün vagonlar doluydu. İç çekti ve vagonlara yaslandı. Yaslandığı vagon kapısı bir anda açıldı. Harry dengesini kaybetti ve vagonun içine doğru düştü. Kahkaha sesi duydu. Gözlüğünü düzeltti etrafına baktı. Vagon boştu, nerden geliyordu bu kahkaha sesi.
"Şapşal Potter, arkana bak"
Harry zarzor ayağı kalktı. Arkasını döndüğünde gördüğü kişi ile gülümsedi. Sarı saçlı çocuk ona gülüyordu.
"Malfoy.. ne yapıyorsun sen?".
Draco gülmesini kesti ve Harry'e baktı. Harry dirseğini çocuğun karnına hafifçe geçirdi. Dikkatlice Draco'ya baktı. Platin saçlı çocuğun çenesine geliyordu. Ne kadarda uzamıştı. Draco onu izleyen zümrütlere sırıttı.
"Noldu çok mu yakışıklı buldun?".
"Ha ne? Y-yo sadece.. nasıl bu kadar uzadın sen?".
Draco sırıtmasını genişletti. Elini kaldırdı ve Harry'nin kafasının üstünde salladı. Harry Draco'nun kolunu tutup indirdi.
"Şunu yapmayı kes!".
"Nedenmiş? Yoksa Potty cezalandırıcak mı beni". Güldü.
Harry güldü. Gri gözlere uzunca baktı. Kollarını boynuna dolayıp ayak parmaklarının ucunda sarıldı çocuğa. Draco'da kollarını Harry'nin beline sardı.
"Birileri özlemiş"
Harry sadece gülümsedi. Draco Harry'nin omzunu öptü ve ayrıldı. Oturdu ve Harry'e oturmasını gösterdi eliyle. Harry Draco'nun karşısına oturdu. Gerçektende çok özlemişti Draco'yu. Zaten bütün tatil boyunca aklından çıkmamıştı sarışın çocuk.
"Aslında ben mektup göndericektim am-"
"Biliyorum Draco, baban yakalayabilirdi. Bende göndericektim ama bu yüzden göndermedim". Draco gülümseyerek kafasını salladı.
"Yakında arkadaşlığımızı saklamak zorunda kalmayacağız" dedi Harry iç çekerek.
"Nasıl olacakmış o?"
"Bilmem, zamana bırakalım. Herkes zamanla anlayacaktır" gülümsedi Harry. Draco kafasını salladı. Sohbet ederek tren yolculuğuna devam ettiler...

Tren yolculu bitmişti. Hogwarts'a gelmişlerdi. İnmeden önce Harry ve Draco bakıştılar. Draco Harry'e gözkırptı ve çıktı vagondan. Harry'de ondan biraz sonra indi. Arkadaşları ile birlikte gitti..
Harry bahçede arkadaşları ile oturuyordu. Ron ve Hermione bazen birbirlerine bakıp Harry'e bakıyorlardı. Harry onları görüyordu ama görmemezlikten geliyordu. Söyleyecekti ama hazır hissetmiyordu.
"Harry biz niye sarılamıyoruz?" daha fazla dayanamadı Ron.
"Ron hemen kon-"
"Hayır Hermione. Ben şuan konuşmak istiyorum. Ben arkadaşıma neden sarılamıyorum."
Harry ikisine bakıp yutkundu. Heralde Draco'dan önce onlara anlatsa iyi olurdu. Artık vakti gelmişti.
"Tamam söyleyeceğim. Ama lütfen fazla tepki verip kızmak yok".
"Dinliyoruz.."
Harry bütün lanet olayını anlattı arkadaşlarına. Draco olayınıda tabiki.. Arkadaşlarıda onu ağzı açık dinlemişti.
"Ne yani, bu lanet yüzünden mi" dedi Hermione. Harry üzüntüyle kafasını salladı. Hermione ve Ron iç çekti.
"O Malfoy çocuğu ile olanlar peki?".
"Evet.. birtek ona dokununca canım yanmıyor. Birtek ona dokununca huzurlu hissediyorum. Özür dilerim.."
"Harry özür dileme" Hermione Harry'nin kolunu tutmuştu. Harry ona baktı.
"Biz herzaman senin yanındayız dostum" bu sefer Ron konuştu. Harry ikisinede bakıp gülümsedi. Arkadaşlarının onun yanında olacağını biliyordu.
"Şimdi anlaşıldı neden hep Malfoy'u gözetlediğin" dedi Ron gülerek. Hermione koluna vurdu kızıl çocuğun. Harry gülümsedi ve kenarda kitap okuyan Draco'ya baktı. Herzamanki gibi çok hoştu, ten rengi güneşte parlıyordu. Harry ona baktıkça kalbinde oluşan hisse anlam veremiyordu. Olabilirmiydi.. ona aşık olabilirmiydi. Kafasını sallayıp önüne döndü. Bilmiyordu kafası karışıktı. Draco gözlerini Harry'e döndürdü ve sırıttı. Dağınık saçları gözünün önüne geliyordu, aşırı tatlı duruyordu. Draco sırıtarak kitabına geri döndü ve okumaya devam etti.

Harry ve arkadaşları tam kalkacakken, uzun açık kumral saçlı bir çocuk belirdi karşısında. Harry'e gülğmseyerek bakıyordu. Harry içinden geçirdi 'neden herkes benden uzun olmak zorunda'. Çocuk elini Harry'e uzattı.
"Selam, ben Diggory. Cedric Diggory".
Harry uzatılan eli yavaşça tuttu. Eli yanıyordu ama belli etmemek için gülümsedi.
"Bende Harry, Harry P-"
"Potter. Seni tanıyorum* çocuk gülümsedi. Harry gülğmseyerek kafasını salladı ama canı yanıyordu. Cedric sohbet açmaya başladı. Harry yavaşça elini çekti. Elini buzlu bir suya sokası vardı, veya Draco'nun elini tutsa iyi gelirdi...
Başka birşey dileseydi keşke. Çğnkü onlara kudurarak bakan Draco çoktan sırıtarak yanlarına gelmişti. Ron ve Hermione birbirine baktı. Gülmemek için zor duruyorlardı. Harry Draco'ya baktı. Draco sırıtarak Harry'e bakıyordu. Draco Cedric'e döndü.
"Merhaba Diggory"
"Ee merhaba Malfoy. Bir sorun mu var?. Draco Harry'e döndü. Ona bakarak konuştu.
"Aa yok. Sadece bir sorun olmazsa Potter'ı kaçırıcam. Hatta sonra görüşürüz". Draco Harry'nin elini tuttu ve onu peşinden sürükleyerek götürdü. Cedric şaşkınca onlara baktı.
"Malfoy ne yapıyorsun"
"Sen sus" dedi Draco yürümeye devam ederken. Arkalarından Hermione ve Ron kahkayı patlatmıştı bile. Onları izleyen Balise ve Pansy'de göz devirmişti.

Draco Harry'i iksir sınıfına getirmişti. Zaten dersleri vardı ama biraz erken gelmiş gibi oldu.
"Draco dersin başlamasına daha 10 dakika var ne yapıyoruz burada?".
Draco kapıyı kapattı. Harry'e döndü.
"O Diggory ile sohbet etmenden iyidir bence. Seni kurtardım".
Harry güldü. Cidden Malfoy onu kıskanmışmıydı yani.
"Eh eminmisin Malfoy. Sen bence beni kıskandın" Harry sırıtıyordu. Draco kaşını kaldırdı ve Harry'e doğru yürüdü. Harry geri geri gitti. Ama masaya yaslanmak zorunda kaldı. Draco iyice Harry'e yaklaştı. Kısık bir sesle;
"Seni kıskanmamı mı istiyorsun Potter"
Harry yutkundu.
"Yio. Sadece bana öyle geldi"
"Diyelimki kıskandım. Eline ne geçiçek"
Harry gözlerini Draco'nun yüzünde gezdirdi. Sanat eseri gibi bir yüzü vardı. Bakışları dudaklarına indi. Nefesi kesilmişti. O harika duran dudaklar acaba nasıldı. Draco Harry'e sırıttı.
"Nereye bakıyorsun sen?".
"Hı e-efendim" Harry yeşil gözlerini gri gözlerle buluşturdu. O dudaklara ömrü boyu bakabilirdi ama şuan olmazdı. Bu sefer Draco gözlerini Harry'nin dudaklarına indirdi.
"Diyorum ki nereye bakıyordun?"
Draco iyice yaklaştı. Çok az mesafe kalmıştı dudaklarına. Draco elini Harry'nin beline götürdü ki...
Sertçe kapı açıldı. Gelen ise lanetler söylenerek giren Goyle ve Crabble'dı. Draco hemen geri çekildi.
"Ne yapıyorsunuz siz burada!".
İkiside yutkundu.
"Şey ders vardı o-o yüzden".
Harry kızarmıştı. Tuttuğu nefesi verdi. Yavaşça yerine geçti. Draco içinden söverek yerine geçti. Öğrenciler dolmaya başlamıştı bile. Ne vardıda burayı seçmiştiki Draco..

Ders başlamıştı. Snape öğrencilere gözlerini gezdirdi. Gruplaşma yapacaktı. Harry kitabını getirmeyi unutmuştu. Ah kahretsin Snape kızıcaktı. Korkarak el kaldırdı. Draco ona bakıyordu. Snape gözünü Harry'e çevirdi.
"Dinliyorum Bay Potter" oldukça soğuk sesiyle izin verdi Harry'e.
"Profesör kitabımı unutmuşum. Acaba gidip alı-"
"Pekala Bay Potter. Geldiğinizde Bay Malfoy'un yanına geçersiniz. Onunla eşsiniz."
Harry rahatlamış şekilde nefesini verdi. Kafasını sallayıp çıktı sınıftan.
"Evet. Herkes kitaplarını açsın. Bugün amortentia yapacaksınız..."

Draco iksirini bitirmeye yaklaşmıştı bile. Bazıları daha hızlı çıktı tabi. Draco sessizce "cidden çok güzel eşim var, yok!". "Nerde kaldı bu". Derken içeri hızlıca girdi Harry. Sanırım merdivenlerle başı belaya girmişti. Birşey demeden Draco'nun yanına geçti.
"Hiç gelmiceksin sandım. Ben bitirdim iksiri sana gerek yok"
"Çok konuşma Malfoy. Geldim işte"
"Tamam tamam".
Harry kitabını masasına koydu ve iksire baktı. Bir anda etrafı koklamaya başladı. Draco onu izliyordu.
"Ne oldu. Köstebek taklidine mi başladın". Draco güldü.
"Ahh Draco. Zaten güzel kokuyorsun ne diye abartıyorsun bu kadar parfümü." Harry güldü.
"Ne!" Draco şaşkınlıkla Harry'e baktı.
"Ne ne. Haklıyım ama. Bütün sınıfa yayılmış parfümün. Söyle nerden aldın bizde sıkalım".
"Harry.." Draco aptal aptal sırıtıyordu.
"Ne oldu Draco" Harry Draco'ya baktı. Onları duyan kişiler kıkırdamaya başlamıştı bile.
"Harry yaptığımız iksir amortentia.."
"Ne!". Harry anında kızardı. Ne yani, apaçık yakalanmıştı.
Ron arkadaşına baktı ve kaşını kaldırıp güldü.
Harry kafasını kaldıramıyordu.
"Demek benim kokum ha Potter"...

Ağağağağ çok tatluş bi bölüm oldu. Hadi ama Draco. Sende buram buram Potter kokusu alıyorsun ehe..

Dokunulmaz Aşk DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin