Bölüm 1

1.6K 38 3
                                    

26.01.2019

•The First Day We Met•


Gulf oturduğu yedek kulübesinde dizlerini sallıyordu. Koç bu kadar basit bir oyuna onu sokup yormak istemiyordu sadece izlemesi için getirmişti ama Gulf sabırsızdı oyuna girmek istiyordu. Yanında titreyen telefonuyla kız arkadaşından gelen mesaj ekranda görünmüştü ama görmemiş gibi yapıp oyuna odaklanmaya devam etti. Kabarık dolgun saçları hafif geriye doğru taranmışken ona yakışıyordu. Saçları önüne geliyor olsaydı da ona yakışırdı ama o zamanda çok çocuksu durduğu için kendisi sevmiyordu. Üzerinde diğer takım arkadaşları ile aynı renk olan kırmızı bir takım forması vardı. Formanın sırtında '17' ve 'Gulf' yazan takım formasının üzerine uzun kollu bir şeyler giyerken o sırada tepesinde dikilen adama baktı.


İlk yarı bittiği zaman menajeri Best gelmiş ona içecek bir şeyler vermişti. Gulf'un üzerinde adının yazdığı bir su şişesi vardı, başkasının ağzından içmezdi. Başkasının kullandığı havluyu kullanmayı da sevmezdi. Biraz pasaklı biri bile olsa başkasının eşyalarını kullanmayı sevmezdi. Bu yüzden Best arabada unuttuğu şeyleri almak için gidip gelene kadar ilk yarı bitmişti. Araba uzakta değildi ama Best biraz oyalanmış telefonla falan konuşmuştu. Gulf suyu biraz içip kenara koydu ve hemen yerinden fırladı. "Koç bende oyuna girmek istiyorum."


"Yarın daha büyük bir maçımız var, bugün sadece dinlen ve izle. " Gulf tatmin olmamış ısrar etmek için ağzını açmıştı ki Koç Pique ileride gördüğü birine selam verip oraya doğru yürümeye başlamıştı.


Gulf yaklaşık bir senedir bu takımdaydı ve çok iyi oynuyordu. Eskiden çok daha iyi oynuyordu ama geçirdiği ufak bir sakatlık onu daha iyi bir takımdan buraya getirmişti. Sağ üst bacağının kenarında yara izi bile vardı. Koç Pique işinde oldukça iyi bir antrenördü ve Gulf için elinden geleni yapmış onu yine parlamak üzere olan bir oyuncuya çevirmişti. Sadece Gulf'un inat etmeyi bırakıp koçu dinlemesi ve sabretmesi gerekiyordu. Bu zamana kadar yaptığı gibi...


Best elini Gulf'un omzuna koyup "Bugün dinlenelim yarın harika bir maç olacak." diyerek ikna etmeye çalıştı ki Gulf'un ikna olmaktan başka seçeneği yoktu. Başıyla menajerini onaylarken gözü hala koçtaydı ve ona doğru koşan küçük kız çocuğunu görünce duraksadı. Biraz ileride onu bekleyen bir kadın vardı. Kadın şık ve güzeldi, indiği araba da lükstü. Kadın geriye dönüp lüks arabanın arka koltuğunda oturan adama el salladı. Küçük kız da koça doğru koşmadan önce arka koltukta oturan yakışıklı adamı yanağından öpmüştü ama Gulf bunu görmemişti. O sadece kısa bir an lüks arabanın arkasında oturan yakışıklı adamla göz göze gelip onun güneş gözlüklerini geri takıp şoförüne sürmesini söylediğini gördü. Arabadaki adamdan çok küçük kıza ve kadına odaklanmıştı. Koçu bir yıldan fazladır tanıyordu, neredeyse iki yıl olmuştu ve ailesini hiç görmemişti. Sadece masasının üzerindeki fotoğrafta görmüştü.


Koç Pique ona doğru koşan küçük kıza kollarını açmış biraz eğilip koşarak ona doğru gelen küçük kızı kucağına almıştı. "Baba!"


Gulf'un dikkati birkaç genç kız yüzünden dağılmıştı. Kızlar maçları izlemeye sadece futbolcular için geliyordu. Yoksa bir çoğunun futbola ilgisi bile yoktu. Bir çoğu da Gulf için geliyordu. Kızlar o nereye giderse onunla gidiyor ellerinde kamerayla onu her yöne takip ediyorlardı. Gulf çoğu zaman kibar olmaya çalışarak bir sevgilisi olduğunu söylüyordu ve onlarla kibarca sohbet ediyordu ama hiçbir zaman fazla ileri gitmelerine izin vermiyordu. Soğuk bir suratla etrafta gezip hayranlarını ürkütüyordu ama yine de ondan uzak durmuyorlardı. Zaten onu tanıyan hayranları hiç görmemiş olsalar da onun bir sevgilisi olduğunu ve soğuk bir adam olduğunu biliyordu. Belki de sevgilisi olduğu için hayranlarına biraz soğuk davranıyordu, ya da o kazadan sonra biraz değişmişti. Daha popüler olduğu zamanlar sevimli bir futbolcuydu.

From Sun To SunflowerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin