Bölüm 23

468 26 37
                                    

**UYARI: BU BÖLÜMÜN ÇOK DA MASUM OLMADIĞINI BİLİNİZ LÜTFEN, OKUMADAN ÖNCE UYARILDINIZ.**

21.03.2019

•He is Only Belong To Me•


Ayçiçeği bütün bir gün, akşama kadar güneşe dönüp bakarken akşam olup güneş gittiği zaman ise boynunu bükermiş... Bu sana tapıyorum anlamını da simgeliyormuş... Ama güneşe tapan sadece ayçiçeği değildi, ayçiçeğine de tapan güneşti. Güneş her sabah ayçiçeği için doğuyordu.



"Nerede?! Onu nereye götürdünüz?! Gulf nerede?!" Mew toplantı odasından içeri kendinden emin ve sinirli bir şekilde girerken sesinin en yüksek tonunda bağırıyordu. Ama Mew'in bağırdığı adam, babası, Bay Jong arkasına yaslanmış elindeki belgeleri inceliyordu. Sakindi, Mew'in aksine oldukça sakin ve sıradan bir şekilde her gün yaptığı işi yapıyor gibiydi. Boss hemen Mew'in arkasından tedirgin bir şekilde içeri girdiğinde gözleri Bay Jong'un gözleri ile buluştu. Boss onun içeri girmesine engel olamamıştı, bakışlarında da bu vardı. Engel olamadığı için Bay Jong'dan özür diliyor gibi bakıyordu. Mew zaten engel olamayacağı olmak istemeyeceği kadar kızgındı. Bay Jong ile aralarındaki kısa bir bakışmayla bir iki adım geri çekildi Boss ve geriden izlemeye başladı. Bay Jong'un bakışlarından anladığı 'sen geride dur'' olmalıydı ki Bay Jong küçük bir kafa hareketi ile ileri doğru Boss'un arkasına doğru bakarken ona geride durmasını yeterince ima etmişti. Şimdi Boss geride dururken masada oturan diğerlerine döndü Bay Jong.


"Toplantıya daha sonra devam ederiz, şimdi çıkabilirsiniz." Bay Jong oğlunun sorusuna yanıt vermeden önce toplantı odasındaki diğer çalışanların çıkması için emin bir şekilde konuşurken az önce inceliyor olduğu elindeki belgeleri yavaşça masaya bıraktı. Toplantı odasından çıkanların bazısı şaşkındı, bazısının umurunda değildi, bazısı neler olduğunu merak ediyordu. Ama sonunda hepsi arkasına bakmadan çıktı. Şirkette büyük bir dedikodu yayılacağı kesindi ama bunu ne Mew ne Bay Jong umursamıyordu. Mew'in şu anda düşündüğü tek şey Gulf'un nerede olduğuydu. Bay Jong ise kendisinden korkulacağını ve dedikodu yapmaya cesaret edemeyeceklerini düşünüyordu. Masanın etrafında oturan çalışanlar bir bir çıkarken Mew'in sabrı yoktu, çıkıp gidenlere bakmıyordu bile keskin bakışları babasının üzerindeydi. Bu yüzden çıkabilecek olan dedikodular umurunda değildi. Onu öldürmek istiyordu. Ondan bıkıp onu öldürmeyi bir kaç kez aklından geçirmişti ama bu isteğinde hiç bu kadar emin olmamıştı. Kendini hep aksine ikna etmişti. Şimdi hiç olmadığı kadar emindi. Kendini aksine ikna bile etmeyecekti, etmek istemiyordu. Gözlerindeki bakış babasını bir kaşık suda boğmaya hazır bir adamın bakışlarıydı. Onu şu an babası olarak görmüyordu bile, bu hissi hayatı boyunca defalarca yaşamıştı zaten ve şu anda da çok farklı değildi. Onu yabancı olarak düşününce bile bir insanı öldürme isteği ilk kez babası ile başlamıştı. Mew nefret duygusunu babası ile kazanmıştı.


"Onun nerede olduğunu söyle! Hemen!"


"Onu benim kaçırdığımı mı düşünüyorsun?" Bay Jong kendinden emin konuşurken suratında tek bir mimik yoktu, zaten normalde de düz bir adamdı ama bu kez gülümsedi. "Sana söylemiştim, bu adamlarla aynı masaya oturacaksan zaaflarından kurtulmalısın. Zayıf noktanı onlara belli etmemelisin. Söylediğim gibi sadece Zom ile evlenmeliydin. O zaman sevgilinin şimdi nerede olduğunu biliyor olurdun." Bay Jong alay eder gibi konuşuyordu ve bu Mew'i daha çok sinir ediyordu, Mew biliyordu. Babasının bahsettiği bu adamları biliyordu. Bu adamların kim olduklarını neler yapabileceklerini biliyordu. Mew düşünmeden babasına doğru bir kaç adım attı ve onun yakasına yapıştı. Babasının onunla alay ettiğini de biliyordu, sonunda onun söylediğine geldiğini hissettiği ve babasının söylediklerinin çıktığını gördüğü için güldüğünü biliyordu. Babasının egosunu tatmin ettiğini biliyordu. Bay Jong haklı olduğu için böyle memnundu. Mew onu gerçekten öldürmek istiyordu. Mew bir insanı geç bir karıncayı incitemeyecek bir adamdı ama Gulf'un başına bir şey geldiyse...

From Sun To SunflowerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin