Saat nerdeyse gece 2'ye geliyordu. Herkes odalarını toplamış, yanlarına bir kaç parça kıyafet almış şimdi son kez odalarında yatmaya hazırlanıyorlardı.
Scott dışında herkes odalarında yatağına girmiş yarın ne olucak diye düşünüyordu. O sırada Theo elinde ki sigarayı daha bitmemesine rağmen pencerinin dış mermerinde ki kül tablosuna bastırdı ve odasından çıktığını duyduğu Scott'ın yanına gitmek için odadan çıktı.
Aşağı inene kadar üstüne dökülmüş külleri temizledi.
"Boşuna uğraşma Theo kokusunu alabiliyorum, annen değilim karışamam ama onu alıcak parayı nereden buluyorsun?"
Theo acele ile cevap verdi;
"Az bir param vardı, arabada kalırken bir kaç iş yaptım, ama merak etme kötü iş değildi.""Ve sen o parayı gidip ona mı kullandın? Burada paraya ihtiyacımız olduğunu biliyordun." dedi Scott ama sinirli değildi sadece Theo'nun bunu bilmesini istiyordu.
"Üzgünüm. Sadece bilirsin işte bağımlılık." dedi ve mahçup bir şekilde kafasını indirdi.
Ve o sırada Theo'nun hiç beklemediği bir şey oldu.
Scott elini omzuna koydu ve konuştu;
"Zor durumda olduğunu biliyorum Theo, hepimiz zor yollardan geçtik. İçmen ya da sigara kullanman bir şey değiştirmez."Scott gerçekten bir abi gibiydi herkese. Ne olursa olsun insanı mutlu edebilcek bir gülümsemesi ve gerektiği zaman korkutucu bir alfa yüzü vardı.
"Teşekkür ederim Scott.Her şey için."
"Sorun değil, yat şimdi yarın Stiles ile işlerin var."
Theo odasına gitti. Eli tam sigarasına gidiyordu ki hemen geri çekti elini. Normalde gece boyu en az 4 kere içtiği sigarasi bu gece 2ye inmişti.
Stiles saat 5 gibi uyanmış ve Lydia'nın odasına gidip onu rahatsız etmeden Çatıya çıkmıştı.
Yola çıkmalarına daha 1 saat vardı. Muhtemelen Theo birazdan uyanırdı.Stiles korkuyordu, hemde hic bir şeyden korkmadığı kadar. Neredeyse herkes kendisinin tam tersi bir şekilde normal değildi. Savaşın sonunda kaybetmekten korkuyordu. Evet belki arkadaşlarının pençeleri, sivri dişleri ve tiz sesleri vardı fakat karşı taraf çok fazlaydı. Ya da savaşın sonunda kendi başına kalırsa diye. Yeni doğan güneşe doğru bunları düşünürken dolan gözlerini sildi. Ve çatıdan odaya geri girdi.
Kimseyi uyandırmadan odadan çıktı. Koridorun en sonunda ki Theo'nun odasının önüne gidip kapıyı tıklattı."Kalk hadi yolda bir şeyler atıştırırız."
Theo çok geçmeden hazırlanmış yola çıkmışlardı.Gidicekleri yer neredeyse 2 saatlik yoldu. Kasaba dışında bir yerden alışveriş yapmaları gerekiyordu. Theo uykulu gözlerle arabayı kullanırken Stiles elinde kağıt ile konuştu;
"4 mağaza gezicez. Birinden uyku tulumları ve çakı vb, birinden yiyecek, birinden kıyafetler ve birinden de telsiz. Para bagajda Derek gece halletmiş."
Theo kafa salladı. Yola çıkalı daha 20 dakika olmuş Stiles kafası cama yapışmış bir şekilde uyuyordu.
Yolun sonlarına doğru Scott uykulu sesle Stiles'ı aramış ama uyuduğu için telefonu Theo açmıştı.
"Vardınız mı?" diye sordu Scott, arkadan Derek ve Peter'in kavga ettiğini duyuyordu.
" Bir kaç dakikalık yol kaldı, Stiles uyuyor, dönüşte arabayı o kullanıcak, ben uyurum."
Scott gereksi bir kaç şeyden bahsetmiş sonrasında zaten kapatmak zorunda kalmışlardı.
"Stiles uyan." Stiles ona dokanan elle sıçramıştı.
"Sakin sadece geldik."
Stiles korkuyla ellerini dizine koydu ve nefeslendi.İkiside arabadan indiğinde yüzüne vuran soğuk ile yüzünü buruşturmuşlardı.
İçeri girdiklerinde Theo dağcı malzemeleri reonuna Stiles ise uyku tulumu reonuna gitti.
Theo hâla erken uyanmanın sinir ile hızlı hızlı bulduğu her marka çakıyı sayılı olarak sepete atıyor.
" Lanet olası pençelerimiz var." diye söyleniyordu.....
Son mağazaya gelmişlerdi. Stiles içeride alışveriş yapıyor Theo ise dışarıda kamyona yaslanmış bir elinde sigarası diğer eli cebinde soğuk havada ağzından çıkan duman ile şekiller yaratmaya çalışıyordu.
Aldığı eşyalar hesapladıklarından daha pahalıya denk gelmişti. Bagajda neredeyse 9 büyük poşet eşya vardı.
Ayağı ile izmariti tekmelerken uzaktan elinde poşetlerle gelen Stiles'ı gördü. Gereksiz bir şekilde pozitif davranıyordu.
Theo sonunda uyuyabilceğini bildiği için mutlulukla araba anahtarını kaputa koydu ve arka koltuğa oturup bulduğu ilk uyku tulumunun paketini yırtıp bir yere fırlattı, üstüne tulumu örttü ve uyumaya hazırlandı. Kendini bir an üzgün hissetti, uzun zaman sonra tekrardan arabada uyuyordu. Bunları düşünürken Stiles arabayı çalıştırmış Theo'nun Stiles uyurken yaptığının aksina radyonun sesini kısmıştı.
...
Stiles bir kaç dakika once Scott'a yola çıktıkları hakkında mesaj atmış şimdi hepsi karakola gitmek için hazırlanıyorlardı.
Malia homurdanarak konuştu;
"Neden direkt kalacağımız yere gitmiyoruz?"Scott dünden beri bu soruru dort kere başka kişilere açıklamıştı, bıkkınlıkla cevap verdi;
" Çünkü bir araba dolusu kurtadamın bir yere gitmesi tehlikeli, karakola gidiyoruz çünkü grup grup ayrılarak polis araçları ile oraya gidicez." bunu dedikten sonra Derek sırtında Stiles ve Theo'nun çantaları ile aşağı indi."Lavaboya giricek falan varsa girsin. Sizinle uğraşamam sonra."
Malia ne olur ne olmaz diye lavaboya girdi.
Her şey hazırdı, Scott konuştu.
"Liam Mason'a haber ver endişelenmesin. O zaman çıkıyoruz."...
Scott'lar karakola geleli yarım saat oluyordu. Liam ve Scott konuşuyordu. Derek ise durmadan dışarıyı gözetliyordu.
Bir kaç dakikanın ardından Derek sürüye döndü ve;"Geldiler, Peter buraya gel malzemeleri taşımamız gerek."
İkisi beraber temkinli bir şekilde arabaya yaklaştılar. Stiles arabadan çıktığında Peter sordu.
"Öbür çocuk nerede?" evet Peter hâla o çocuğun onlarla kalmasına şaşkındı."Arka koltukta uyuyor, malzemeleleri koyunca uyandırırız, iyi bir uyku çektiğini sanmıyorum yol bo-"
"Stiles! Zırvalamayı bırak ve yardıma gel." dedi Derek her zaman mi sert sesi ile.
Poşetleri birer birer götürürken Peter durmadan eşyaları karıştırıyor ve " buna bu parayı neden verdiniz." diye sızlanıyordu.
Derek son kez bagaja gitti. Arka koltukta uyuyan çocuğun camına tıklattı.
"Hey, sen. Kalk artık bir poşet daha kaldı gelirlen onu al arabayı kitle." dedi ve arkasına bakmadan gitti.Theo gözlerini ovuşturdu ve bu soğukta yeni uyanmanın verdiği titreme ile araban çıktı.
Son poşeti aldı bagajı kapattı ve arabaya takılı olan anahtarı çıkarıp kitledi.
Arabayı kitledikten iki saniye sonra omzunda ve sağ diz kapağının biraz altında ki acı ile yere devrildi. Elinde ki poşet patlamış etrafa meyveler saçılmıştı.
Scott ne olduğunu anlamadı tam dışarı çıkıyordu ki Stiles onu durdurdu
"Buradan çıkamayız, ne olduğunu bilmiyoruz."Bir kaç saniye geçmeden 4 kamyon hızlıca karakolu şarmış, bir sürü insan karakolun önünde duruyordu.
"Hey Scott burada bir kurt unuttunuz galiba." dedi yerde yatan Theo'nun omzuna basarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
168 Hour
Fanfiction6.sezon senaryosunu değiştirdim. Sürüden biri Monroe'nin eline geçer.