1 /Başlangıç

437 25 36
                                    

Monroe dün gece Brett ve kardeşini öldürmüş ve neredeyse resmi bir savaş başlatalı 18 saat oluyordu.
Hâla kimse ortalıklarda bir şey yokmuş gibi davranıyordu. Tabi okul öğrencilerinin Liam'ı onların değimi ile köpeğe dönüşmesini sağlamaya çalışması dışında.

Liam gün boyu Corey sayesinde saklanmıştı tabi Nolan ve bir kaç arkaşı onu bir sınıfta sıkıştırıp ölesiye dövmesine kadar. Kendi zor tutmuştu dönüşememek için.

"Belki de gerçekten artık kendini kontrol edebiliyorsundur." dedi buzdolabı başında meyve suyunu ağzına diken Scott.

Bir yandan Mason Liam'ın yanağı için buz arıyordu.
Artık ayrılmıyor kızlar ve erkekler olarak sürekli beraber geziyorlardı çünkü avcılar onları gördüğü her yerde sıkıştırmayı deniyordu.

Liam Scott'un alaycı tavrına sızlanırken içeri muhtemelen yeni uyanan Theo geldi. Gözleri şişmiş, bir gözünü kaşıyordu. Kimse o kadar yakın davranmıyordu Theo'ya fakat kurtlar olarak birlik olmuşlardı ve evde bulunmasından pek mutsuz sayılmazlardı. Zaten genelde sabahları aşağı iner mısır gevreğini tabağına alır odasına geri giderdi. Arada bir duş için ortak lavaboyu kullanırdı. Evde orayı kullanan nadir kişilerden biriydi, genelde herkes odasında ki küçük duşakabini kullanırdı. Ama Theo odasındakinin küçük olduğunu söyler itiraz ederdi. Sürü bir şey demiyordu zaten evde varlığı bile belli değil bunu istiyorsa yapsın kafasındalardı, ama kimse onu evde havluyla gezerken görmekten memnun değildi.

Odası evin sevilmeyen çocuğunun odası gibiydi, etrafta kirli çamaşırlar, her yerden çıkan çoraplar, yere dökülmüş cips kırıntıları ve onlarca süt içinde kase vardı ama kimse bunu umursamıyordu çünkü haftada bir temizlenen odalarda Theo hepsini bir tepsiye koyup aşağı bırakır sonra inine geri giderdi. Onun dışında odasına giren yoktu zaten, birilerine sinirlenip acısını ondan çıkaran Derek dışında.

Theo yine mutfağa yöneldi. Liam'ın yüzünü görüp her zaman ki Theo gibi tepkisiz bir şekilde kafa hareketi ile ne olduğunu sordu.

"Okul kavgası." diye geçiştirdi Liam.

Theo buzdolabından süt çıkardı ve kasesine koyup odasına geri çıkıyordu ki Scott onu durdurdu.
"Hayalet gibi yaşayamazsın Theo. Kimse seni görmüyor, evde varlığın bile belli değil ve kaseler bitmek üzere akşama kadar onları geri getirsen iyi olur."

Theo kafasını kaldırdı.
"Beni burada istemeyen sizlerdiniz. Ne kadar az görürseniz işinize gelir." dedi ve onu silkti.

Tam merdivenlere yönelicekti ki Scott tekrardan durdurdu.
"14 yaşındaki ergen çocuklarına döndün. Yeteriz beslenmekten çubuk krakere döndün. Sakalların berbat durumda ve leş gibi kokuyorsun. Söylesene kaç gündür odanın perdesini açmıyorsun?"

Theo'nun sinirle gözleri doldu. Oda biliyordu berbat durumda olduğunu. Ablası hakkında kabus gördüğünden beri böyledi. Ama Scott haklı, hem arabama geri dönmek istemiyorum diye geçirdi içinden.

"Ben üzgünüm. Haklısın toparlanmam gerek. Akşam kaseleri getirim."
Theo sinirden dolmuş gözlerle odasına çıktı.

"Sence de fazla sert çıkışmadın mı Scott?" diye sordu eve geleli 5 dakika olmuş Stiles.
"Birinin söylemesi gerekiyordu."

"Ben bir Theo'ya bakıyım." Evde Theo'ya en yakın olan Liam'dı ki bu aynı sokakta yaşayan ve arada konuşan insan ilişkisi gibiydi.

Stiles araştırarak bulabildiği bütün bilgileri çıktı çıkarıp getirmiş mutfak masasında Scott'a anlatıyordu.

"Yarın gece topluca karakola gidiyoruz. Orada bize kalabilcek bir yer ayarlıycak birilerini tanıyorum."

"Ne kadar güvenli?" dedi Scott Stiles'a bakarak.

168 HourHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin