Adrien, yemek masasında Chloe'nin yanına oturdu.
"Adribalım! Şefe acele etmesini söyle! Açlıktan ÖLÜYORUM!" Chloe sızlandı.
"Chloe, bunu yapmayı sürdüremem. İlk klima, şimdi ise yemek zamanı. Bunun durması gerek," diye ciddiyetle söyledi.
"Ama Adribalım!!! ÖlüyoRUM!!" Kafasını geri yasladı ve sızlandı tekrar.
"Hayır, Chloe. Bunu artık yapamam." Son kısmı fısıldadı gözleri dolarken.
"Tamam o zaman. Sheesh*, sızlanmayı bırakmazsam ağlayacağını düşünmemiştim," diye bağırdı.
"Bu, o değil. Hepsi bir yalandı." Başını eğdi Adrien gözyaşları gözlerinden akarken.
"Ne bir yalandı?" diye merakla sordu Chloe.
Bunu yapmak Adrien'ın kalbine çok acı verdi ama seçeneği yoktu. "Chloe, seni boşamak zorundayım," dedi mümkün olduğunca düz bir yüz ifadesiyle söylerken.
Chloe'nin meraklı bakışı ve neşesi, bir şok bakışına döndü. "N-ne?" diye kekeledi.
"Bu planlanmış bir evlilik, Chloe. Seni sevecek ve sana değer verecek iyi bir adamı hak ediyorsun. Bu işi yapamam. Daha iyi birisini hak ediyorsun." Adrien, gözlerini ovalarken ağladı.
"Sorun değil, Adrien." Chloe soluk bir gülümseme verdi ve onun ellerinden birini aldı. "Ne demek istediğini anlıyorum. Tatlı bir kızı hak ediyorsun. Yarın işten çıkıyorum. O zaman bunu resmi yapmak ister misin?" diye sordu ona gözyaşları arasında gülümserken.
Adrien başını aşağı eğdi ve daha fazla ağladı. Bir canavar gibi hissediyordu.
Chloe, onun neden başkasını istediği anladı ve onu tutmayacaktı. Oturduğu yerin diğer tarafına gitti ve ağlayan Adrien'a sarıldı.
"Sorun değil, Adrien. Sen daha tatlı bir kızı hak ediyorsun. Ben iyi olacağım." Chloe hafifçe gülümsedi ve elini onun çenesinin altına koydu dışarı çıkmak için kalkmadan önce.
Adrien, onun kendisine küçük bir el sallayışını izledi ve o son bir kez geri döndüğünde gülümsedi.
Adrien, onun dışarı adım attığında ağlamaya başladığını ve titrediğini farketti. Dışarı koşmak ve onu teselli etmek istedi ama bunun yerine kendini, bunu yapamaz hâlde buldu. Chloe'yi bir taksi çağırırken ve sonra oradan uzaklaşırken izledi.
Kalbi, Chloe'yi incitmekten tamamen paramparçaydı. Şansını denedi ve bacaklarının onu götüreceği kadar koştu.
Biraz biliyordu ki, eylemleri, onu harika bir kız bulmaya yönlendirecekti.
***
*Sheesh: Bezginlik, öfke patlaması gibi anlamlarla kullanılabilir. "Jeez" ile hemen hemen aynı anlamdadır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Your Broken Heart Can Heal Mine - TR
FanfictionHem Marinette hem de Adrien'ın, başarısız evliliklerinden dolayı kalpleri kırılır. Birbirlerinin kalplerini iyileştirebilirler mi? +++ "Your Broken Heart Can Heal Mine" (Senin Kırık Kalbin Benimkini İyileştirebilir) adlı hikayenin Türkçe çevirisidir...