Sabah Havası

571 67 28
                                    

Ertesi sabah, Marinette taze pankeklerin kokusuna ve soğuk havaya gözlerini açtı. Esnedi ve yataktan kalktı.

Adrien’ın evinde olduğunu unutmuştu, dağınık sabah saçlarını kendi haline bırakıp terliklerini giydi. Oturma odasına girdiğinde battaniyelerin yastıkların yanında düzgünce katlandığını fark etti.

“Günaydın M-Marinette! Umarım sen benim yaptığımdan dolayı- demek istediğim bana yemek yaptığından dolayı sana biraz pankek yapmamı sorun etmezsin?” Utangaç bir hâlde kıza bir tabak dolusu gözleme uzattı.

“Oh, wow! Bu çok tatlı, Adrien. Bunu yapmana gerçekten gerek yoktu,” Marinette nazikçe gülümsedi, dağınık kâküllerini gözlerinden uzaklaştırırken.
Başka bir harika koku aldı ve gözleri parladı. “Kahve mi yaptın?” diye sordu nezaketine çok şaşırarak.

“Oh, e-evet. Bir kahve makinen olduğunu gördüm bu yüzden kahve içeceğini varsaydım. Eğer öyle değilse, çok üzgünüm!” diye çabucak özür dileyerek açıkladı. Adrien onun yanında neden bu kadar garip davrandığına anlam veremedi. Lisede, onun yanındayken böyle davrandığını hiç hatırlamıyordu. Yanaklarının sıcak bir duyguyla kızardığını hissetti.

“Kahve severim! Her dakika daha tatlı oluyorsun!” Marinette uzattığı elinden kahveyi alırken tatlı bir şekilde kıkırdadı.
“Hey! Buraya otur! Beraber kahvaltı yapalım!” Yanındaki sandalyeyi işaret etti.

Adrien gergince gülümsedi, pankek tabağını ve kahvesini alarak yanına oturdu. Marinette ona baktı, yüzüne bir gülümseme yayıldı.

“Meow!” İki genç yetişkin yavru kedileri görmek için döndü. Plagg Tikki’nin kafasını yalıyordu, mırladı.

Senkronize bir şekilde söylendiler, “Aww…”

“Uğursuzluk!” diye bağırdı ikisi de, sonra gülmeye başladılar.

“Neyiz biz? İlkokul çocukları mı?” Marinette güldü.

Adrien kıkırdadı. “B-Bilmem.”

“Oh, sen bir süreliğine evde eğitim gördün! Değil mi?” Onaylamasını isteyerek sordu Marinette.

“E-evet. Babam biraz katı,” diye cevapladı Adrien, babasının eve dönmediği için muhtemelen öfkeli olduğunu şimdi hatırlayarak.

“Hey, eğer sormamda sakınca yoksa, kimden saklanıyorsun?” diye sordu Marinette merakla.

Adrien iç geçirdi, cevabını duyduğunda onun kendisini kapı dışarı etmeyeceğini umarken. “Şey, Chloe’den ayrıldığımı söylediğimi hatırlıyor musun? Dünden önceki gün, akşam yemeğinde ayrıldım. Babama söylemedim. Chloe ile olan evliliğimizi o ve belediye başkanı ayarlamıştı. Biliyorum, muhtemelen beni araması için birini gönderecek. Sadece, geri dönemem.” diye açıkladı Adrien, gerginlikten avuçları terliyordu.

“Anladım. Eski nişanlıma geri dönmek istemem ve sen de muhtemelen Chloe’ye geri dönmek istemezsin, değil mi? İyi, bir yer bulana kadar ne kadar sürerse sürsün burada kalabilirsin,” Marinette, yüzünde yumuşak bir gülümsemenin belirmesine izin vererek yanıtladı.

“T-teşekkür ederim, Marinette,” dedi Adrien, kaygısı azalırken.

Sohbet ederek kahvaltılarını yapmaya devam ettiler. Bitirdikten sonra Marinette masayı temizledi ve bulaşıkları lavaboya götürdü. “Hey Adrien, bazı işlerimi halledeceğim. Benimle mi gelmek istersin yoksa evde kalmak mı istersin?” Marinette saçlarını tararken sordu.

“B-ben seninle geleceğim- eğer zahmet olmazsa!” Adrien kekeledi.

“Elbette hayır! Git ve hazırlan, ben odamda hazırlanmaya başlayacağım,” Onu yalnız bırakmak için ayrıldı.

İkisi de hazır olduğunda alışverişe başlamak için evden çıktılar.

“Pekâlâ, ilk nereye gidiyoruz?” Adrien kekelemesini en düşük seviyede tutarak sordu.

“Mağaza. Sana gerçek kıyafetler almamız gerekiyor ve kesinlikle Fabio’nun giydiği kıyafetleri değil,” dedi Marinette, caddede yürürlerken.

Bulutlu bir gündü ve hava biraz soğuktu. İki genç yetişkin karşıdan karşıya geçti.

“Ama kredi kartlarım yok! Valizimde kaldılar,” diye karşı çıktı Adrien.

“Hayır, kıyafetleri alıyorum. Sen benim misafirimsin. Ben öderim,” dedi Marinette ona.

“Marinette, emin misin?” diye sordu Adrien, suçlu hissederek.

“Evet! İtiraz yok! Sana kıyafet alıyorum ve bu son!” diye homurdandı Marinette ve onun tepkisine güldü.

Adrien da ona katıldı.


Your Broken Heart Can Heal Mine - TRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin