Çarpmalar ve Düşmeler

840 83 68
                                    

Ertesi sabah, Adrien, kendini Paris'e giden bir trende buldu. Eşyalarını önceki gece toplamıştı.

Chloe'nin kalbini kırdığı gece...

Kaçıyor oluşunu kimseye söylemedi, kaçtığını kendisi de bilmiyor gibi görünüyordu.

Chloe'den ayrıldığı için her parçası, kendinden nefret ediyordu. Onunla biraz daha uzun süre kalabilir miydi gerçekten?

Onu kırdığı gece, Chloe'nin var olduğunun farkına varmadığı olgun, tatlı bir tarafını gördü.

Fazla ya az, bu, Adrien'ın onun kesinlikle daha iyi bir adama ihtiyacı olduğuna inanmasının sebebiydi. Onu seveceği ve numara yapmadan koruyabileceği işini tamamlayamayacağını hissetti.

Trende dışarı baktı, güneş yavaşça pembe gündüz gökyüzüne yükselirken, ona ihtiyacı olan ılıklığı verirken.

Küçük kediciği, Plagg için biraz taşıdığı köpek kulübesine göz attı, o huzurla uyurken.

Plagg gözlerinden birini açtı ve mırıldandı. Yavaşça kalktı ve küçük kollarını gerdi, esnerken küçük bir gürültü çıkmasına izin vererek.

Adrien kediciğine küçük bir kıkırdama sundu. O kesinlikle biraz tembel bir çocuktu ama Adrien onu seviyordu.

Plagg, küçük patisini kafesin içinden dışarıya uzattı, Adrien'a ulaşmayı deneyerek. Adrien, parmağını yeterince yakına koydu ve Plagg, çaresizce yemeğe ihtiyaç duyduğunu düşünerek onun parmağını ısırdı.

"Ouch!" diye ağzından kaçırdı Adrien, birkaç insan onların koltuğuna dönerken. Aldığı bakışları farkettiğinde yüzü kızardı, koltuğunda rahatsızca kıpırdanırken.

Onlara kendi işleriyle ilgilenmelerini söylemesi için Chloe'nin orada olmasını diledi. Onu özlemişti. Chloe, Adrien'ı umursuyordu; onu seviyordu ama duygular karşılıklı olamazdı.

Adrien, Chloe için bir şey hissedememesinden nefret etti. O oldukça harika bir kızdı ve Adrien, en son paylaştığı etkileşim sayesinde onun en harika yanını gördü.

Chloe'nin bazı zamanlarda velet olduğunu biliyordu ama onun içinde ve derinliklerinde; o, Adrien'ın ona verebileceğinden çok daha fazlasını hak eden tatlı, anlayışlı bir kızdı.

Onu kırdığında Chloe'nin yüz hatlarını çizdiğini gördüğü kalp kırıklığı; bu, inanılmaz bir karşılaşmaydı. Chloe'nin duygularının çok hızlıca değiştiğini görüdğünde hissettiği suçluluk ve dehşeti unutabileceğini asla düşünmedi.

Adrien sadece yere doğru baktı ve şimdi hayatın ona nasıl yol göstereceğini merak etti. Modellik kariyerinden, evinden, karısından kaçtı ve sıfırdan başladı.

Kendisine bakabilecek miydi? Zar zor para kazanıyordu ve tamamen her şeyi düşünmemişti. Yanındaki az miktar parayla bir otele veya pansiyona ödeme yapabilir miydi? Parasının miktarının, ihtiyaçlarının tamamı için yeterli olacağını düşünmüyordu.

Oradan itibaren, daha fazla lüks yaşamayacağını biliyordu, sahip olduğu hayatı bozuyordu. Bir şeylerin değişeceğini biliyordu ve buna nasıl hazırlanacağını bilmiyordu.

Telefona bildirim geldi.

Chloe:
Hey, Adrien. Umarım iyisindir ve daha iyi hissediyorsundur. Muhtemelen devam eden bir çok şeyin olduğunu biliyorum ve seni sorularla boğmayacağım. Bunun yerine, banka kartına biraz para transfer ettim. Lütfen güvende ol! Evliliğimizin senin için yolunda gitmemesine üzgünüm. ;-(

Adrien bildirimlerine baktı ve mesajı okudu. Chloe'nin para transfer ettiğini okuduğunda gözyaşlarını tutamadı; harika bir kızı kaybettiğini biliyordu. O gerçekten Adrien'ı önemsiyordu ama Adrien yalnızca ondan daha iyisini istedi.

Asla Chloe kadar harika birini hak edemediğini düşündü. Chloe çok tatlıydı ama Adrien, aşk ilişkisi hissetmemişti. Adrien sadece hepsini sahte yapabilmeyi ve geri alabilmeyi diledi ama şimdi kimsesi yoktu, sadece hiçbir şeye sahipti.

Bir süre sonra, tren, Paris'te durdu. Herkes tren istasyonundan ayrıldı ve Adrien acıkmıştı.

Sokaklarda yürümeye başladı ve aniden kediciğin kafesinin açıldığını hissetti. Her şeyi düşürdü ve Plagg'i yola kadar takip etti.

Kediciğinin ölmesine izin veremezdi.

"Tikki, hayır!" Bir kadının çığlığını duydu.

Kediciği mırıldanmayı bıraktı ve başka bir kediyi kokluyordu: biraz kırmızı olanı.

Adrien koşmaya devam etti ve kendini bir çarpışmada buldu, sonra da yerde. Sızlandı ve kalkmaya başladı.

"Çok üzgünüm! Tanrım, çok sakarım, bu çok küçük düşürücü!" Bir kadın sesi özür diledi.

Kız, ona elini uzattı ve o kabul etti. Kız, onu yerden kaldırdı.

"Sorun de-" diyecekti ama sonra kızı gördü ve ağzı kurudu.

"Tanıdık görünüyorsun," diye farketti Marinette.

"S-sen benim okuluma gidiyordun. Sen o h-harika m-moda tasarımcısısın, Marinette! Gerçekten havalı olduğunu düşündüm ve şey gibi- evet, Chloe'nin önceden nasıl biri olduğu hakkında üzgünüm, o şu an çok farklı! Ve... Umarım seni t-tekrar görürüm!" Adrien gergince saçmaladı onun güzelliğinin harikalığında.

Adrien asla onun gerçekten ne kadar muhteşem ve kibar olduğunu farketmemişti.

Marinette nazikçe gülümsedi, "Seni tekrar görmek güzel, Adrien." İki kediciği de aldı ve Plagg'i ona geri uzattı.

Adrien gergince kediciğini onun ellerinden aldı.

"Aç mısın? Sana bir şeyler ısmarlayabilirim," diye önerdi Marinette.

"E-evet! Bunu çok isterdim! Te-teşekkür ederim," diye kızardı Adrien.

"Beni takip et! Peki sen ve Chloe ne yapıyorsunuz?" Marinette, onun eski aşkını sordu.

Onların lisesinden herkes zaten onların evlendiğini biliyordu. Marinette bir gençken bu onun kalbini büyük ölçüde kırdı ama sonra Fabio ile tanıştı, sözde hayatının aşkı olan kişiyle.

"Ben ve Chloe? P-pek iyi değil aslında." Başını aşağı eğdi Adrien.

"Wow, bunu duyduğuma üzüldüm," diye anlayış gösterdi Marinette.

"Ondan ayrıldım... Bu iş yürümedi." Bir fısıltıyla zar zor konuştu Adrien. Ağlamaya başladığını farketti, bu yüzden boğazını temizledi ve sordu, "Sen ne yapıyorsun?"

Adrien, onun parmağında bir yüzük gördü.

"Neredeyse bir pislikle evleniyordum." Marinette kırgınca pahalı yüzüğü parmağından çıkardı ve yakındaki oluğa attı.

"Fabio; beni tasarımlarım için kullandı ve Alya onu yakaladı. O her zaman yeterince hızlı ve genel olmadığım için bana bağırırdı, o bir geri zekalıydı," diye devam etti Marinette kafasını sallarken.

Adrien, o adamdan iğrendi. Zaten onu önceden tanıyordu ve o çok huysuz ve çok şey isteyen biriydi. Denemesi ve tatlı Marinette ile evlenmesi inanılmazdı.

"Bu Fabio denen çocuk büyük bir aptal," diye gözlerini devirdi.

"Yani görüşüyorsunuz?" diye sordu Marinette ona.

"Aslında, ben saklanıyorum..."

Your Broken Heart Can Heal Mine - TRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin