Part 1: Başlangıç

261 26 7
                                    

Otobüsün tıngırtılarına, fren yaparken çıkardığı gıcırtıya aldırmıyordum. Tek kulaklığımın bozulmasına rağmen şarkıda kendimden geçip, şarkıya eşlik ediyordum. Ama bana neye eşlik ediyorsun diye sorarsanız hiç bir fikrim yok.

ARİA! Aria aklımdan çıkmıyordu.

Aria , benim en yakın arkadaşım, kardeşimdi. Biyolojik olarak kardeş değildik ama küçüklükten gelen bir bağımız vardı. İki yaşından beri yetimhanede yetişmişti. Ne annesini, ne de babasını tanıyordu.

Aria ile yetimhaneye yakın bir parkta tanışmıştık. Ben o sıralar nasıl desem hiperaktif, cadı, küçük şeytan diye sesleneceğiniz bir kız değildim. Arkadaşımdahiyoktu. 8 yaşıma kadar..

ben annemin yanında oturmuş , banka oturmaya yetmeyen boyum yüzünden ayaklarımı sallandırıyordum. İki kolun beni yukarı kaldırmasıyla çığlığı basmam bir olmuştu. Kaldıranın babam olduğunu öğrenince uç maymuncuktaki gibi ağzımı kapamıştım. Babam beni kumların üstüne bırakınca kıyafetlerimi kirletmekten korktugum için anneme tedirgin bakışlarımdan göndermiştim. Annemde kirletebilecegimi anlatan başını sallayıp gülümsemesi ile rahatlamıştım.

Bir avuç kumu alıp parmaklarımın arasından kayıp gidişini , rüzgarın o tanecikleri nasıl uçurduğunu izliyordum. Biraz vakit geçmişti ki küt kesim siyah saçlı deniz mavisinden bir ton açık rengindeki iri gözleriyle bana bakan bir kız gelmişti. Yaşıt olduğumuz her türlü belliydi.

''Kumla öyle oynanılmaz."

diye söyleyip yanıma oturdu ve bana kumdan kale yapmasını öğretmeye başladı. Nereden bilebilirdim ki artık benim en yakın arkadaşım olacağını

Sonra ne mi oldu ? 15 yaşıma kadar Aria ile yetimhane köşelerinde buluştuk. Annem işi icabı Türkiye'ye taşınacağımızı söyleyince dünyam başıma yıkılmıştı. Tabi  annem neden bu kadar tantana yaptığımı biliyordu. Aria'dan ayrılmak istemiyordum. Annemde onu evlat edineceğimizi böylelikle hiç ayrılmayacağımızı söyledi. Zaten böylelikle kabul etmiştim Türkiye'ye gelmeyi.

Anlayacağınız bu kadar yaşanmışlıktan sonra dargın olmak bize yakışmazdı. Ve bu motivasyonla  Aria'yı aradım.

*****

İyi ki de aramışım diye içimden geçirdim. Hani böyle biriyle kavga edersiniz, ve haklı taraf da sizsinizdir. Siz böyle düşündüğünüz için değil gerçekten haklı taraf sizsinizdir ama bunu karşınızdakine kabul ettiremezsiniz. Ve özür dilemeye hep siz gidersiniz yada tam tersi olur hep size özür dilemeye gelirler. İşte ben hep özür dileyen tarafım. Fazla arkadaşım yok ve bu yüzden arkadaşlarım benim için çok önemli ve onları kırmak istemiyorum.

Benim için önemli olan mutlulukları onlar mutluysa bende mutlu olurum. Ne kadar haklı olursam olayım o benim en yakın arkadaşım ve aramızda haklının haksızın lafı olmaz, olmamalıydı.

İSİMSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin