Ben seni sevdim..

1.2K 28 3
                                    

- MİRAY'DAN -

BEN SENİN EN ÇOK

Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili

Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...

Bu satırları gözlerime bakarak okuduğunda sanki dünya benim etrafımda dönüyordu. Ayaklarım beni hangi ara anılın önüne getirmişti bilmiyorum. Kendimi bir anda anılın gözlerine bakarken bulmuştum. Etraftaki birkaç kişi bizi seyrediyordu. Kimbilir belkide bizi sevgili sanıyorlardı. Evet anıl benim sevgilim değildi. Peki niye ben seni sevdim diyordu şimdi. Belki de seviyordu. Bunu isterdim. Kendimi tutamayarak anılın boynuna atladım. Ondan biraz kısa olduğum için boyum boyun girintisine geliyordu. Sanki benim için yaratılmıştı boyun girintisi. Nasılda güzel kokuyordu. Ne yaptığımı idrak edince çabucak geri çektim kendimi. Kızardığımı hissediyordum. Utanmıştım. ‘’ Ben bi lavaboya gideyim ‘’ deyip sıvışacaktım ki kolumu tuttu. Ona döner dönmez kollarını boynuma doladı. Anın etkisiyle gözlerimi kapattım. Kokumu içine çektiğini hissettim. Ben daha ne olduğunu anlayamadan ayrıldı benden. Yüzüme bakmadan ‘’ Sınıfta görüşürüz ‘’ diyerek benden uzaklaştı. Bense arkasından bakıyordum. Sırıtmama engel olamadım. Ben bu çocuğu seviyor muydum ?

****

Yüzümdeki anlam veremediğim gülümsemeyle sınıfa girmiştim fakat gördüklerim karşısında gülümsemem yüzümde dondu. Çakma sarışının biri resmen Anıl’a yapışmıştı. Asıl sinir bozucu olan Anılın kıza gülerek tepki vermesiydi. Terslemesi gerekmez miydi ?  İki-üç dakika sinirle bekledim. Anlaşılan kızın gideceği yoktu.  Soluğu onların yanında aldım. Yanlarına gelince kız bir an şaşırsa da ağzını yayarak konuşmasına devam etti. Ben o ağzı var ya…  Anıl bey ise bana dönüp göz kırptı. Ne kadar havalı olduğunun farkında mı acabaa ?  Ama şuan baya baya sinirliydim. Gözlerimi devirdim. Ayağım istem dışı yere vuruyordu.  İşin garip tarafı ise Anıl kızı dinliyormuş gibi yapıp gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Bana bakması midemdeki kelebekleri  harekete geçirirken bende inatla  gözlerine bakıyordum.  Kız bir süre sonra Anıl’ın onu dinlemediğini  anlayınca bir bahaneyle yanımızdan ayrıldı. Daha fazla dayanamayarak  Anıl’a   ‘’ Ne bakıyorsun ? ‘’ dedim.  Küçük bir kahkaha attı. ‘’ Sinirlendin mi sen ? ‘’ dedi.  Sinirlendim tabi gerizekalı. Hoş nedenini de bilmiyorum ya ! Sanırım ben bu çocuktan hoşlanıyorum. İrem ve Leyla’nın aksine aşka inanıyordum ben. Sevilmeyeceksek bu dünyada ne işimiz vardı öyle değil mi ?

Her Şey Çok SevmektenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin