Bölüm 2

35 6 0
                                    


İki rakip ormanın açıklığındaki birer köşeye doğru gittiler. Zoe ise kenarda, az önce tatlı yedikleri yerde kucağında Plusle ile oturuyordu. Serena'nın tam karşısında yerini alan Alex ve ortağı Minun aynı kararlı yüz ifadelerine sahiptiler. Oğlan işaret parmağını ileri doğrultarak komutunu verdi.

"İleri çık Minun ve onlara nasıl savaştığımızı gösterelim."

Sıra Serena'daydı. Zoe, kucağında Plusle ile onları izlerken poketopunu fırlattı.

"Dışarı gel, Altaria..."

Minun yanaklarından kıvılcımlar saçarken Altaria bütün zarafetiyle kanatlarını açtı ve havada çemberler çizmeye başladı. Alex ve Minun vakit kaybetmeden ilk saldırıyı yaptılar.

"Uçuş türü elektriğe karşı zayıftır. Haydi Minun discharge!"

"Altaria, atlat!"

Altaria kıvılcımlardan ustalıkla kurtuldu. Rakibinin çevik hareketlerini gören Alex ise hemen taktik değiştirdi.

"Demek hızlısın, o halde biz de daha yakından deneriz. Arayı kısalt Minun ve spark kullan!"

Minun koşarak Altaria'ya ilerledi ve etrafında kıvılcımlardan bir örtü oluşturarak şıçradı.

"Altaria, cotton guard kullan veee atlat!"

Altaria'nın etrafı beyaz bir pamuk bulutuyla kaplandı. Minun daha ona ulaşmadan Altaria kanatlarını açıp yukarı yükseldi. Kıvılcımlar saçan rakibi ise pamuk bulutunun içinde kayboldu. Bir dakika sonra her tarafı pamukla kaplı Minun yere düşüyordu. Yere çarpıp kollarıyla yüzündeki pamukları temizlediğinde tam tepesinde kendine doğru bakan Altaria'yı gördü.

"Altaria, moon blast!"

"O-olamaz Minun, atlat!"

Çok geçti. Minun pamukların içinde debelenmekten başkasını yapamadı. Tam hedefini bulan saldırı ışıltılı bir patlamaya neden oldu ve Minun'ın işini bitirmeye yetti.

Alex koşarak ortağının yanına geldi. Minun'ı kollarına aldığında pokemon üzgün gözlerle eğitmenine bakıyordu.

"Üzülme dostum. Rakibimiz bize göre çok güçlüydü. Sen elinden geleni yaptın. Ahh... Oysa ben bu savaşı bir mega evrim görebileceğimizi sanarak istemiştim."

"Amacın bir mega evrim mi görmekti?"

Serena, yüzüne her zamanki içten gülümsemesini yerleştirmişti. Yenilen rakibine karşı nazik olmaya çalışıyordu.

"Evet Serena. Ama sen mega evrime gerek duymadan bizi kolayca yendin."

"Doğru Serena. Sen çok güçlü bir eğitmensin. Savaş başladı ve çabucak bitti. Söylesene Serena, diğer sanatçılar da senin gibi güçlü eğitmenler mi?"

Kucağında Plusle ile yerinden kalkıp ikilinin yanına gelen Zoe'nin sözleri Serena'yı biraz utandırmıştı. Aslında Serena'nın çok güçlü bir eğitmen olduğu söylenemezdi. En fazla sıradan bir eğitmendi. Sadece rakibi ve ortağı biraz hafif kalmıştı. Henüz Altaria'nın aynı zamanda bir ejderha türü olduğunu ve elektrik saldırılarının Altaria'ya karşı çok da etkili olmadığını bilmiyordu bile. Tabi ki bunu yüzlerine söyleyip onları gücendiremezdi. Bu yüzden kendisine imrenmelerine izin verdi.

"I-ıh... Sayılır..."

Alex'in yeniden gözleri parladı.

"O halde neden bizimle kasabamıza gelmiyorsun Serena? Bir festival düzenliyoruz. Orada tıpkı senin gibi çok güçlü eğitmenler olacak. Şey... Aslında bu yıl olmasını bekliyoruz. Daha önce gelen olmadı da. Yani kasabamıza başka zamanlarda da pek eğitmen geldiği söylenemez. Her neyse gelecek misin?"

Zoe de bu fikri beğenmiş gibiydi.

"Evet, lütfen Serena. Sen de bizimle beraber kasabaya gel. Uzun zaman önce kasabamızı kurtaran bir kahramanın onuruna her yıl bu festivali düzenliyoruz ve onun için bir de turnuvamız var."

Alex biraz mahçup gözlerle Serena'ya bakarak Zoe'nin sözlerini tamamladı.

"Şey... Aslında son birkaç yıldır turnuvayı iptal etmek zorunda kaldık. Çünkü kasabamıza festivale katılmak için hiç eğitmen gelmiyor. Eğer sen gelirsen... Belki maçlarında mega evrimi de kullanabilirsin ve benim de görme şansım olur."

Bir kasaba, kasabayı kurtaran bir kahraman ve festival. Kulağa hoş geliyordu ancak çocukların sözleri Serena'yı bir parça üzmüştü. Anlaşılan kasaba halkı bu esrarengiz kahramana büyük değer veriyor ve onuruna her yıl festival düzenliyordu. Ne var ki kasabadaki turnuvaya hiç eğitmen katılmıyordu. Kasaba çok küçük olmalıydı. Zaten Serena'nın haritalarında da görünmüyordu. Dolayısıyla çevredeki eğitmenlerin turnuvadan da haberi olmuyordu. Alex son birkaç yıldır turnuva düzenleyemediklerini söylemişti. Oysa Alex henüz yedi yaşında olmalıydı. En fazla birkaç yıl öncesini hatırlayabilirdi. Demek ki... Demek ki Alex ve Zoe , Serena'ya söylemeseler de turnuvanın düzenlendiğine hiç tanık olmamışlardı. Serena'nın başka seçeneği yoktu. Ayrıca kasabayı, festivali ve kasabanın kahramanını da çok merak etmişti.

"Tamam, sizinle kasabaya gelmeyi kabul ediyorum."

Alex ve Zoe'nin yüzlerine büyük birer gülücük yerleşti. Alex yanıttan emin bir ses tonuyla sordu.

"Peki turnuvamıza da katılacak mısın Serena?"

"Kesinlikle. Sadece güçlü eğitmenlerin katılabildiği böyle bir turnuvayı kaçırmak istemem."

İçten bir gülümsemeyle çocuklara baktı. Serena, insanları özellikle de çocukları mutlu etmeyi seviyordu.

Serena, Festival ve Kasabanın KahramanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin