Serena, Festival ve Kasabanın Kahramanı

Bölüm 4

Maçı duyan bütün kasabalılar kısa sürede sahanın olduğu yere geldiler. Tribünlerde yerlerini alan insanlar belki de ilk defa üst düzey bir karşılaşmayı izleyecek olmanın heyecanını yaşıyorlardı. Bir anlamda turnuva erken başlamış gibiydi. Ancak karşılarındaki manzara biraz ilginçti. Sahanın bir ucunda üç tane genç varken diğer ucunda tek başına bir kız dikiliyordu. Seyirciler kendi aralarında fısıldaşmaya başladılar.

"Ne? Tek başına mı savaşacak?"

"Bire karşı üç. Bu adil değil."

"Alex ile Zoe çok güçlü olduğunu söylediler. Yine de..."

"Sadece bir kız..."

Aradan geçen bir saat Serena'nın sinirlerini yatıştırmaya yetmişti. Daha sağlıklı düşünme fırsatı buldu. Kendisine sataşan genç görünüşe göre grubun lideriydi. Muhtemelen içlerinde en güçlüsü de oydu. Birbirinin aynısı olmasına rağmen üç tane rozet göstermişti. Bu da en azından bir gym liderini yendiği anlamına geliyordu. Anlaşılan diğerlerinin ise böyle bir başarısı yoktu. Liderlerini erkenden indirirse... Yine de Serena'nın şimdiden olacakları kestirmesi zordu ama ne olursa olsun sonuna kadar pes etmemeye kararlıydı. Tribünlerde endişeli gözlerle kendine odaklanmış Zoe ve Alex'e döndü. Plusle ile Minun'ı kucaklarına oturtmuşlardı. Pokemonları da eğitmenleri gibi endişeli görünüyorlardı. Onlara korkulacak bir durum olmadığını gösteren bir gülücük yolladı. Çocukların gözündeki güçlü eğitmen rolünü sonuna kadar oynamakta kararlıydı. Hakem tribünlerin susması için bir elini havaya kaldırdı. Kurallar açıktı.

"Bu üçe üç bir takım savaşıdır. Karşı takımın üç pokemonunu da düşüren maçı kazanır. Taraflar pokemonlarını sahaya göndersin.

Serena avucuna üç poketopu alıp havaya fırlattı.

"Braxien, Pancham, Slyveon... Dışarı gelin."

Rakip lider onlara aşağılar bir bakış attı.

"Hıh, kurdeleli kızın kurdeleli pokemonları. Umarım süsleriniz bozulunca ağlamazsınız. Drapion! Dışarı gel."

Yancıları da onu izledi.

"Gliscor..."

"Ariados..."

Hakem iki tarafın da pokemonlarına bakıp havadaki elini sertçe yere indirdi.

"Başla!"

Rakip liderin yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi.

"Bu süslüyü bana bırakın kardeşlerim. Ben tek başıma hallederim. Drapion! Dig!"

Drapion saniyeler içinde toprağın altında kaybolurken rakibi konuşmasını sürdürdü.

"Sence önce hangisini avlamalıyım? Şu gözlüklü Pancham'i mi? Yoksa Braxien'i mi? Ne de olsa bir ateş türü. Yer tipi saldırılara karşı oldukça zayıf. Ama hayır. Hedefim şu kurdeleli eevee evrimi. Kurdelelerinden gerçekten nefret ettim."

Serena, rakibinin sözlerini duymamayı deneyerek Drapion'un nereden çıkacağını tahmin etmeye çalışıyordu. Eğitmeni hedefinin Slyveon olduğunu söylemişti. Yine de... Serena'nın pokemonları da onun gibi pür dikkat tetikteydi. Karşısındaki genç ise kendinden emin böbürlenmeyi sürdürdü.

"Sen daha önce hiç üç rozet toplamış bir eğitmene karşı maç yaptın mı süslü? İzle ve nasıl olduğunu gör. Hmm... Acaba Slyveon ne kadar ağırdır? Ağırlık, evet. Çünkü Drapion'um yeraltından hedefinin ağırlığını sezebilir ve oraya doğru yönelir. İstersen kaçmayı dene ama size fırsat vermeyecektir. Hmm... Sanırım Slyveon içlerinde en ağır olanı. Drapion! En ağır hedefe doğru saldır ve yok et!"