Tek farkettiğim şey o da değildi.
Utanınca ne kadar güzel olduğunu da farketmiştim. Dudaklarını dışarı çıkartıp homurdanışını, yanaklarının kıpkırımızı kesildiğini, gözlerini ayaklarına ya da ellerine dikiğini... Hepsini farketmiştim.
Dik dik bakmayı kesip önümdeki dergilerle uğraşırken telefonuna gelen bildirim ile ikimiz de irkilmiştik.
Renjun bildirim ile telefonuyla ilgilenmeye başlayınca ben de telefonumu almış internette gezinmeye başlamıştım.
Yuta'nın müşterisi ile odadan çıkmasıyla ayağa kalkıp selam vermiştim. Yuta'nın içeri girmesiyle Renjun'in ağzı aralanmıştı. Böyle birini görmeyi beklemiyordu sanırım.
Bu haline gülerken geri oturmamızı söylemiştim bu sırada da müşteri ödemesini yapıp teşekkür etmiş ve stüdyodan çıkmıştı.
Renjun ile dergideki dövme modellerine bakıp eleştirirken Yuta güler yüzle yanımıza doğru geldip tam karşımızdaki koltuğa oturmuştu.
Sen, Renjun olmalısın Jeno birkaç kere bahsetmişti.
Evet bayım. Ve siz de Yuta olmalısınız.
Evet ancak bana Yuta abi demeni tercih ederim.
Peki Yuta abi.
Tanışma faslını kısa keselim ee çifte kumrular kime yapıyoruz dövmeyi?
Dediği karşısında ikimiz de şaşkınlıkla yüzüne bakakalmıştık.
Aow, pot kırdım sanırım. Üzgünüm. Peki karar verdiniz mi ne yaptıracağınıza.
Söylediği karşısında sakin bir tonla cevap vermiştim.
Bana yapılacak. Tasarımı elimizde hazır. Renjun'in çizdiği bir modeli yapmanı istiyorum.
Peki, görebilir miyim modeli?
Renjun hızla telefonuna yönelip Yuta'ya doğru çevirmişti. Yuta'nın beğendiğini belli eden tavırları karşısında gururla dikilmiş ve gülümsemeye başlamıştı. Sanırım dövmeyi yaptıramadan şuracıkta ölecektim.
Yuta telefondaki dövmeyi kağıda geçirmiş detaylarını ve malzemelerini ayarlamıştı. Renjun sanki kendisi dövme yaptıracak gibi heyecanla bir oraya bir buraya giderken tam karşımızdaki odadan Yuta'nın adımı seslenmesiyle durmuştu.
Sesi duyması ile koltuğa oturmuş benim odaya gitmemi beklemişti. Oturduğum yerden ayağa kalkmış elimi uzatmıştım.
Senin de yanımda olmanı istiyorum Renjun.
Çekinerek elimi tutmuş ve gülümsemişti. Ellerimiz birbirine kenetli şekilde odaya girdiğimizde Yuta gülümseyerek bize bakmış ardından koltuğu işaret etmişti.
Renjun'in elini bırakmadan koltuğa oturunca Yuta Renjun'in arkasındaki sandalyeyi işaret ederek koltuğu benim yanıma çekebileceğini söylemişti. O koltuğu çekip ayarlamaya çalkşırken ben de dövme omuzuma yapılacağı için gömleğimin düğmelerimi açmaya başlamıştım.
Renjun sonunda koltuğu ayarlayıp bana doğru döndüğünde beni gömleğimin düğmelerini açarken görmüştü. Gözlerini kaçırıp başka yerlere bakmaya çalışırken fazlasıyla tatlı oluyordu...
Yaslandığım koltuktan doğrularak gömleği tamamen çıkarttıktan sonra dövmeler ile kapı vücudum kalmıştı geriye. Çoğu kişiye göre dövmelerim kalabalıktan ibaretti ancak dövmelerim beni sebepsizce huzurlu hissettiriyodu.
Sırtımdaki kanat dövmem, bacaklarımdaki, kollarımdaki, kasıklarımdaki, üst bedenimin neredeyse yarısının kaplayan dövmelerim, kulağımın arkasındaki minik dövmelerim... Hepsi ile bir gibi hissediyordum, huzurlu bir his veriyordu.
Ve Renjun tüm bunları ilk defa görüyordu. Yuta depoya boyaları almaya gitmişti. Renjun ise ağzı hafif açık bir şekilde vücuduma bakmaya devam ediyordu.
Bir anda minik elinin soğukluğunu karnımda hissetmem ile titremiştim. Ona doğru kısa bir bakış atmam ile elini çekmiş ve özür dilemişti.
Sorun değil. Özür dilemene gerek yok. Dokunabilirsin ve merak ettiğini sorabilirsin.
Söylediklerim ile elini tekrar karnıma getirmişti. Ben yan taraftaki masaya uzanmış malzemeleri düzenlerken o da karnımdaki bir bölgeyi okşamaya başlamıştı.
Bir anda elini durdurup elini yumruk yapıp karnımın yanına koymuştu.
Doğum lekelerimiz benziyordu. Yüzüme bakarak neden yaptırdığımı sormuştu. Bir melek deseniydi. Doğum lekemi ellerinde tutan bir melek deseni.
Morluğu diyorsan o benim doğum lekem ve evet tuhaf bir şekilde senin doğum leken ile fazlasıyla benziyor. Melek deseni ise anneme hep küçükken sorardım "bu leke neden burada, gitmiyor mu bu" diye. Çocuk aklı işte onun kötü bir şey olduğunu düşünürdüm. Yine bir gün anneme bunu söylerken annem "Onu oraya melekler koymuş. Sevdikleri şanslı çocuklara minik lekeler bırakırlarmış. Sen de o şanslılardan birisin, hem şanslısın hem de benim minik şansımsın." demişti. Aradan uzun süre geçtikten sonra annemi rahatsızlığı sebebi ile kaybettim. Doğum lekeme ne zaman bakarsam da o anım geliyordu aklıma. Bu yüzden de annemden bir parça taşımak istedim bedenimde.
Üzgünüm hatırlatmak istemezdim. Huzur içinde yatsın.
Amen... Ve sorun değil. Her şeyin bir sonu vardır değil mi? Annem ile güzel anılarım oldu onunla çok fazla şey yaşayıp biriktirdim, fazla canı yanmadan da melek oldu.
Yuta elinde boylarla içeri geldiğinde karşılaştığı manzara pekte doğru anlaşılacak bir manzara olmamıştı. Renjun anlattığımdan sonra bana sıkıca sarılmış başını göğüsüme koyup kalp atışlarımı dinlemek istediğini söylemişti. Başı göğüsümde bir eli de belimde sarılı şekilde uyuyakalmıştı.
Evet Yuta'nın işi gerçekten uzun sürmüştü. Uyuyakalması normaldi. Renjun uyumaya devam ederken Yuta ile kısık sesle konuşmaya başlamıştık.
Altı üstü boya alacaksın abi. Naptın yurt dışından mı aldın boyaları.
Mor boya kalmamış diğer depoya gitmek zorunda kaldım orası da buraya epey uzak biliyorsun.
Biliyorum biliyorum. Saat geç oldu hadi artık başla, sen de yorulmuşsundur bugün.
Tamamdır içeriden deseni alıp geliyorum. Bu arada adınıza sevindim, yakışıyorsunuz.
Abi, hayır şuanlık aramızda bir şey yok.
Şuanlık.
Yuta sessizce odadan çıktıktan sorna Renjun'in başını okşayarak onu uyandırmıştım. Aslında uyuyabilirdi dövme yapılacak kısma bir etkisi yoktu. Ancak makinenin sesinden korkup uyanabilirdi. O yüzden sakince uyanması en iyisiydi.
Renjun dövmenin son kısmına kadar elimi bırakmadan beklemişti. Yuta bittiğini söylediğinde heyecanla ayağa kalmış ve aynaya yönelmiştim.
Artık aynı izi taşıyorduk. Sevdiğim çocuk ile aynı izi taşıyordum. Aynadan arkamdan gelen minik bedeni izlemiştim bir süre.
Onun dövmesi sağındaydı benimkisi ise solda. Karşılıklı durduğumuzda birbirinin yansıması oluyorlardı.
T-shirtünün omzunu indirip omzuma dayamak istediği omzunu boyunun kısalığı nedeniyle koluma dayamıştı. Birbirine bağlı iki kelebek gibi duruyorlardı buradan bakınca. Sevinçle ona dönüp sarıldığımda içimi tarifi olunmaz bir sıcaklık kaplamıştı.
Birbirine bağlı iki kelebek. Evim. Her şey çok hızlı gelişmişti ve ben gün geçtikçe Renjun'e daha da çok aşık olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
butterfly effect ° noren
FanfictionOkulun bahçesinde oturmuş çoğu kişinin yaptığı gibi bir saat sonraki sınavıma son kez hazırlanıyordum. Ta ki yanıma nefes nefese gelen çocuğu farkedene kadar.