Ne yalan söyleyeyim ben bile yaptığıma şaşırmıştım. Neden yapmıştım ki, kimi oluyordum ki onun. Ama bir bir dökülmüştü aklımdan geçenler işte.
Elin. Eline ne oldu? Acıyor mu?
Sanırım biraz abartmıştım. Renjun minik bir kahkaha atarak cevaplamıştı tüm sorularımı.
Doğum lekesi. Doğduğumdan beri var. Sen beni düşürünce olmadı. Acımıyor, merak etme.
Sesinden hâlâ içinden bana güldüğünü hissedebiliyordum.
Ayaküstü biraz konuştuktan sonra hakkında birkaç şey öğrenebilmiştim. Adı, yaşı, nereli olduğu gibi. Ama daha fazlasını bilmek istiyordum.
Hayatımda daha fazla yer kaplamasını istiyordum. İlk hissettiğim gibi tuhaf hissediyordum. Güzel bir tuhaflık.
Aklım hâlâ güzelliğine takılı kalmışken bir anda kendime engel olamadan ona kahve içip içemeyeceğimizi sormuştum. Ah Tanrım, ağzım bir durmuyordu aklımdan geçeni direkt söylüyordu.
Bir yandan kendime şaşırırken bir yandan da karşımdaki çocuktan bir tepki bekliyordum. Ki karşılığında güler yüzle ret yemiştim.
İşi olduğunu ancak başka bir gün buluşabileceğimizi söylemişti. El mecbur kabul etmiştim. Son kez konuşup vedalaşacak iken sonunda aklımı düzgün kullanıp ona seslenmiştim. Buluşacaktık tamam ama ona tekrar nasıl ulaşacaktım. Numarası gerekiyordu.
Başta seslenmeme şaşırsa da o da ne soracağımı farkedip iç çekmiş ardından hızlıca telefonunu açmıştı. Telefon numarasını yeni değiştirdiğinden hâlâ ezberleyemediğini söyleyerek minik bir kahkaha bırakmıştı koca bahçeye. Ben de ona numaramı verdikten sonra elimi uzatmıştım ki o bana bir anda sarılmıştı.
O bana. O bana sarılmıştı. Bana. O. Evet. Sarılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
butterfly effect ° noren
Fiksi PenggemarOkulun bahçesinde oturmuş çoğu kişinin yaptığı gibi bir saat sonraki sınavıma son kez hazırlanıyordum. Ta ki yanıma nefes nefese gelen çocuğu farkedene kadar.