Evime gelmiştik. Dövmeyi yaptırdıktan sonra saat geç olmuştu evi uzakta kalınca bende kalabileceğini söylemiştim. Zaten yarın haftasonuydu. O da böylesinin daha iyi olacağını söyleyerek kabul etmişti.
Yürüyerek evin yolunu tutmuştu. Bütün yol boyunca yüzümde tuhaf bir gülümseme vardı. Sonunda eve varmıştık, hızlıca içeri geçip oturmuştuk.
Hava geceleri gerçekten soğuk oluyordu. Soğuktan burnu kızarmıştı. Yanına gidip montunu ve çantasını alıp girişe koymuştum. Evin içi sıcaktı ancak eve yeni girdiğimizden hâlâ üşüyor olmalıydı. Koltuğun diğer tarafında duran battaniyeyi alıp ona uzattım ve ardından mutfağa doğru geçtim.
Sıcak bir şeyler içmek ikimiz için de iyi olacaktı. O battaniyesine iyice sarınırken sıcak çikolata sevip sevmediğini sormuştum. Başını bana doğru çevirerek gülümsemiş ardından başını onaylarcasına sallamıştı.
Sıcak çikolataları hazırlayıp yanına gittiğimde yerleşmiş olduğu koltukta biraz dikleşmişti. Minik ellerinin kupayı tam kavrayamayışı o kadar tatlıydı ki... Bu hallerini beynimin her yerine kazımak istiyordum. Yan yana oturmamız kalbimde bir şeylerin patlamasına sebep olurken boş boş duvara baktığımızı farkettim.
İzlemek istediğin bir şeyler var mı?
Bilmem, seni- yani hayır. Senin Adın evet Senin Adın diye bir film var onu izleyebiliriz.
Pekii, odamdan bilgisayarımı getireceğim.
Bekliyorum.
Odama geçip ufak bir kalp kriz geçirdikten sonra hızlıca bilgisayarımı alıp içeri geçmiştim. Ah Tanrım, bu kadar uzaktan bile tatlı görünmeyi nasıl başarıyordu. Bütün gün onu izlemeyi filmi izlemeye tercih ederdim.
Bilgisayarı projeksiyona bağlayıp açmıştım. O film boyunca battaniyesine sarılmış çikolatasını içmişti. Bense yanında ona bakmaktan çikolatamı içmeyi bile unutmuştum. Film bitmişti ancak saat gece 4 sıraları olmasına rağmen hâlâ uykusu yok gibiydi.
Uykun geldiyse odama geçebilirsin.
Bugün geç uyandığımdan olmalı uykum gelmedi ancak senin geldiyse uyuyabilirsin bana bağlı kalma lütfen.
Hayır hayır uykum gelmedi. Ama dur pijama getireyim daha rahat edersin.
Sorun değil böyle de uyurum. Zahmet etmene gerek yok.
Saçmalama Renjun. Hatta sen de gel yanımda üzerini burada değiştirecek değilsin sonuçta.
Peki diyerek battaniyesiyle birlikte ayağa kalkmıştı. Renjun'den çok yürüyen bir battaniye gibiydi. Bu hali gülümsememe sebep olurken odamın kapısını açıp içeri gelmesini söylemiştim.
Odan güzelmiş. Ve sen gibi kokuyor.
Ben gibi?
Çilek gibi. Çilek gibi kokuyor. Yani battaniyen de öyle kokuyordu o yüzden öyle dedim.
Sakin ol ve çilek koktuğumu bilmiyordum öğrenmem iyi oldu.
Söylediğim ikimizi de güldürürken dolaba yönelmiştim. Bana küçük gelen ama Jaemin'e tam olan bir pijama vardı dolabımda... Atmaya elim gitmemişti ancak artık benim için bir değeri de yoktu.
Ama bu bir değer kazanmayacağı anlamına gelmiyordu.
°°°
Bunu yazdıktan sonra Renjun'in "Your Name" filmini önermesi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
butterfly effect ° noren
Fiksi PenggemarOkulun bahçesinde oturmuş çoğu kişinin yaptığı gibi bir saat sonraki sınavıma son kez hazırlanıyordum. Ta ki yanıma nefes nefese gelen çocuğu farkedene kadar.