Multi:Buse
İyi Okumalar Canlarım :)
Okuldan içeri girdiğimizde renkli saçlarıyla bize sinirli bakışlar atan Deniz ve tayfasını görmeyi beklemiyorduk. Onların saçlarını görünce kızlarla göz göze gelip gülmeye başladık. Bu kadar komik gözükeceklerini düşünmüyordum açıkcası. Biz gülmeye devam ederken Eda bağırdı
"Siz yaptınız değil mi bunu? Bu yaptığınızı çok kötü ödeyeceksiniz!"
"Allah allah nasıl ödetecekmişsin Eda Hanım? Ayrıca siz istediniz bunu, siz ilk önce savaş ilan ettiniz sadece biz birazcık daha erken davrandık.Bu arada çok yakışmış saçlar." dedim hiçbir şey olmamış gibi, bu tavrım onu daha da kızdırmıştı. Şu an erkeklerden tırsmaya başlamıştım ama belli etmiyordum. Gözleri resmen ateş saçıyordu. Deniz'in gözleri kahverengiden siyaha dönmüştü, bunu ikidir farkediyorum çocuk sinirlendiğinde gözleri siyaha dönüyor çok ilginç.
" Siz nasıl böyle bir şey yapmaya cesaret ediyorsunuz lan!Bunun hesabını vereceksiniz." diye resmen kükredi Deniz.
"Düzgün konuş! Hadi karşındakilerinin kız olmasını geçtim kimseyle böyle konuşamazsın. İkinizinde ağzında bir laf bunun hesabını vereceksiniz, bunun hesabını vereceksiniz, anladık! Bir yere gitmiyoruz sorun hadi hesabını, sıkıyorsa sorun. Ama şunu da unutmayın o zaman karşınızda çok farklı birilerini görürsünüz." dedi Buse. Hadi ben biraz daha sakin kalabiliyordum bu ortamlarda ama Buse ve Aslı asla sakin kalamıyorlardı hatta şu an kendilerini zor tuttuklarına eminim. Mesela Aslı sinirini kusmamak için ağzını bile açmıyordu.
"Çok emin konuşma istiyorsan Buse.Bütün laflarınız boş siz anca böyle çocukça planlar yapabiliyorsunuz, hiçbir bok yapamazsınız.Baştan vazgeçin siz bence." dedi Berke. Bu çocuk gerçekten çok pis kaşınıyordu ve kızların daha fazla sakin kalamayacağına eminim.
"Kaşınma istiyorsan Berke." dedim. Daha fazla bu ortamda kalırsak çok kötü bir kavga çıkacak o yüzden acilen gitmemiz lazım ama işte kızları nasıl ikna edicem diye düşünürken bazen sövdüğümüz bazen de kurtarıcımız olan Yağız girdi kapıdan. Bizi görünce yanımıza geldi hemen.
"Noluyor burda?"
"N'oldu Yağız artık kızların korumalığını mı yapmaya başladın?" dedi Emre.Okul falan dinlemeyeceğim şimdi dalacağım bu çocuğa ya. Hepsi ayrı bir sinir.
" Kes sesini Emre!Kardeşimizle böyle konuşamazsın!" dedi Aslı. Eveeet gazamız mübarek olsun ortalık iyice karışacak.
"Sen konuşabiliyor muydun ya Aslı? "Benim düşündüğüm şeyi büyük ihtimal Yağız yapacaktı yani Emre'ye tam dalacaktı ki gelen nöbetçi öğretmenle her şey bozuldu.Sonuç olarak topluca hepimiz yine Müdürün odasına gönderildik.Bu sefer yanımızda nöbetçi öğretmende vardı. Tabi her zamanki gibi Deniz kapıyı çalmadan odaya daldı resmen. Çok sevgili (!) müdürümüz Denizlerin halini görünce bildiğiniz haykırmaya başladı. O nasıl bir gülme ya biz bile o kadar sesli gülmüyoruz. Müdürün gülmesi bittiğinde nöbetçi öğretmen her şeyi özetledi ve müdürün karşısındaki koltuğa oturdu. Bizde ayaktaydık tabi ki. Müdür her şeyi öğrendikten sonra bize sorgulayan bakışlar attı, tabiki de o boyalı saçların nedenini merak ediyordu. Bende her şeyi özetlemeye başladım. Ben olmasam ne yapacaklar acaba.
' Yine egoistliğin tuttu'
Bir sen eksiktin iç ses, sende geldin tam oldu. Beni oyalama her şeyi özetlemem lazım.
Her şeyi özetledikten sonra müdürün konuşmasını bekledik.
"Şimdi her iki tarafta suçlu olduğu için ve uyarılarıma rağmen yüzüncü kavganız olduğu için tabiki hepinize bir ceza vereceğim. Ama daha çok suçlu taraf Deniz, Emre, Berke ve Eda siz olduğunuz için hepiniz 3 gün boyunca uzaklaştırma alacaksınız, bugün zaten salı yani bu hafta bugünden sonra bir daha haftaya kadar okula gelmeyeceksiniz ama cezanız bu kadar değil açıklayacağım biraz sonra. Şimdi Aleyna, Aslı, Buse ve Yağız size gelirsek sizin hakkınızda tutanak tutulacak. Şimdi her iki tarafı da ilgilendiren cezaya geliyorum. Biliyorsunuz ki bu hafta cuma gününe kadar cuma günü de dahil sınav seneniz olduğu için tekrar yapılacak. Aslında sizin için okul 2 hafta önce açılmıştı.Okula sadece Aslı, Buse, ve Aleyna geç başladı yani dün başladılar ve konu eksiklikleri var. Bu üç gün boyunca sizde okula gelmeyeceksiniz ama bu boş boş oturacağınız anlamına gelmiyor. Cumartesine kadar Deniz , Emre , Berke, Yağız ve Eda siz Aleynalar'a konuları anlatıp onların konu eksikliklerini tamamlayacaksınız ve hepiniz 1000 soru çözeceksiniz yani cumartesi günü okula geldiğinizde sadece siz hem deneme olacaksınız hemde ben masamda 8 kişinin de 1000 sorusunu yani 8000 soruyu masamda görmek istiyorum. Umarım ders alırsınız ve bir daha böyle davranışlar sergilemezsiniz. Bu arada cevap anahtarından geçirme, birbirinize çözdürtme, sallamaca gibi olaylar istemiyorum hiç üşenmem hepsini ayrı ayrı kontrol ederim ya da hocalarınıza kontrol ettiririm."
Oha bu müdür ne diyor ya asla böyle bir şey olamaz biz onlarla ders çalışmayız. Beni şurada öldürsünler ama onlarla ders çalışmayalım.
"Hocam afedersiniz saygısızlık yapmak istemiyorum ama ben bu salaklarla ders çalışmam, hem onlar okula gelmiyor diye biz niye gelemiyoruz ne güzel biz konu eksikliklerimizi okulda tamamlarız."
"Aleynacım hiç itiraz etme onu kavga etmeden önce düşünecektiniz, şimdi çıkabilirsiniz." deyip resmen bizi odasından kovdu Müdür. Of biz bittik ya nasıl böyle bir şey yapıcaz.
"Abi bizim suçumuz ne biz niye sizinle ders çalışıyoruz ki?" dedi Aslı
"Biz çok meraklıydık zaten sizinle ders çalışmaya her şey sizin yüzünüzden" dedi Berke
"Daha fazla ceza yememizi istemiyorsanız hepiniz sesinizi kesin." deyip sınıfa yürümeye başladım. O arada Yağız yanıma geldi ve benimle bir şey konuşmak istediğini söyledi. Kızları da sınıfa gönderdikten sonra Yağızla bahçeye çıkıp çardakların birine oturduk.
"Seni dinliyorum Yağız."
" Şey Aleyna dün ben biraz saçmaladım yani nasıl desem anla işte kızım ben öyle konuşmalar yapamam. Özür dilerim öyle konuşmamam gerekiyordu."
Onu tabiki de affedecektim çünkü dün bende çok fevri davranmıştım ve haksız yere ona kızmıştım. Ayrıca o benim kardeşim, abim gibiydi nasıl affetmezdim ki ben onu?
" Seni affedeceğim çünkü dün bende sana gereksiz yere kızdım, bende saçma şeyler söyledim. Hem Deniz'in saçma davranışları hem de abimle kavgamız üst üste gelince sana patladım, Bende çok üzgünüm Yağız özür dilerim." dediğimde saçlarımı karıştırdı. Bu davranışından nefret ediyordum o da bunu bildiğinden dolayı yapıyordu zaten.
"Yağız elimde kalacaksın bir gün gerçekten ciddi söylüyorum."
"Tamam kızma prenses" deyip kolunu omzuma attı bende kafamı omzuna koydum. Bizi gören sevgili sanabilirdi ama biz gerçekten çok yakın kanka hatta kardeştik. Abim neyse Yağızda benim için oydu.
"Denizlerin o halleri neydi öyle ya gülmekten ölecektim bir an"
"Ay bende hele biz okuldan girdiğimizde direk karşımıza çıktılar. Gülmekten yarıldım orda." Aklıma geldikçe gülüyordum yine gülmeye başlamıştım. Biraz daha konuştuktan sonra ben sınıfıma o da sınıfına gitti. Dersin bitmesine 5 dakika falan kalmıştı. Okul bittikten sonra kızlarla bizim eve geçtik. Abim bu akşam gelmeyecekti nöbeti vardı o yüzden kızlar bugün bizde kalacaktı. Kızlarla mısır patlatıp dedikodu yapmaya başladık.
"Aleyna, kankacım bize dünki ağlama sebebini anlatacak mısın artık?" dedi Buse
Aslında anlatıp kızları da üzmek istemiyordum çünkü onlarda benim ailemi çok seviyorlardı ve kendi aileleri gibi görüyorlardı hele Ceylin'i o kadar çok seviyorlardı ki bazen Ceylin'i kıskandığım oluyordu.
"Kızlar ben anlatıp sizi de üzmek istemiyorum. Nolur anlatmam konusunda zorlamayın" dediğimde konunun ne olduğunu anlamışlardı galiba.
"Kankacım biz senin neye üzüldüğünü az çok tahmin edebiliyoruz bak sen üzüldüğünde inan onlar daha çok üzülüyor. Nolur üzme artık kendini yapabilecek bir şeyimiz yok. Herkes bir gün ölecek" dedi Aslı. Aslında çok haklıydı ama üzülmeden edemiyordum ki üzülmemek benim elimde değildi işte.
"Hem bak sana bir şey söyleyeceğim ama bana kızacağını biliyorum Aleyna. Ceylin'in köpeğini niye geri almıyorsun. Ceylin burda olsaydı ona bakmanı istemez miydi?". Buse'nin bahsettiği konu şuydu kazadan sonra köpek kurtulmuştu ama ben köpeğe bakacak cesareti kendimde bulamamıştım ve onu başkası sahiplenmişti ama istediğim zaman tekrar sahiplenebileceğimizi söylemişti. Belki de gerçekten onu sahiplenmeliydim, bu konuyu daha sonra abimle konuşmak üzere rafa kaldırdım. Kızlarla biraz daha konuştuktan sonra yattık. Yarın bizi çok değişik bir gün bekliyordu.
*1170 kelime*
Merhaba arkadaşlar yine uzun bir bölümle karşınızdayım. Bölümü baştan okuyamadım yazım hatalarım olabilir şimdiden özür diliyorum. Kitabın adını Alesya olarak değiştirdiğimi hepiniz biliyorsunuzdur. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALESYA
RomanceBaşı hiç beladan kurtulmayan Aleyna en yakın arkadaşları Buse ve Aslı ile birlikte okudukları liseden atılır, başka bir koleje başlarlar. Bu kolejin sahibinin oğlu ve onun çetesiyle birlikte aynı sınıfa düşeceklerinden habersizlerdir.Kim bilir belki...