4.7

601 32 1
                                    

Dokunmayın ona,
Kırılgan bu ara.
Küserse eğer,
Çeker gider uzaklara.

🍒

"Her şey hazır demi?" Diye söylendim Helyumlu balonları masanın uclarına bağlamaya çalışarak, "merak etme, her şey hazır güzelim" Cenk'e sırıtıp son balonu da bağlamıştım.

Daha öğle saatleriydi, yapıcak çok işimiz olduğundan erkenden başlamıştık. Ve nerdeyse 3-4 saattir dükkanın düzenlemesini yapıyorduk. Hepimiz cidden yorulmuştuk, tek yorulmayan şerefsiz Azra'ydı. O Savaş'ı oyalamak için gitmişti. Şuanda da sanırım Azra için alış veriş yapıyorlardı 🤦‍♀️

Arda sandalyeye kendini attı, "bittim" Dedi önündeki masadan suyu alırken. Deniz ise onun yanındaki sandalyeye oturdu, "cidden, keşke Azra'nın yerinde olsaydık. Pislik kolay işe atladı" Ona gülümseyip, sahne dekorunu düzenleyen Cenk'in yanına ilerledim.

Sahnenin kenarlarında bulunan bi kaç merdiveni çıkmış, mikrofon ve yüksek sandalyeyi ortaya koyan Cenk'in yanına gelip kollarımı arkadan beline doladım. "Akşama daha çok var işlerimizde bitti, dışarı çıkalım mı biraz?" Sırıttığını işittim, beline doladığım ellerimi tuttup çözerken, arkasını dönüp bana baktı. Ardından ellerim yine belini bağlamıştı.

Gülümsedim, yüzümü avularının içine alarak kafasını biraz eğmiş ve burnuma öpücük kondurmuştu. "Çıkalım" Dedi geri çekilirken.

"İğrenç sevgililer" Diye bağırdı Melih, kafamı ona çevirip, "olum sevgilin var zaten, daha bizden ne istiyorsun?" Diye çemkirirken, Ela Melih'in kafasına vurmuş ve kulağına bi şeyler fısıldamıştı.

"Seni yerim" Kulağıma fısıldadığı cümleyle başımı Cenk'e çevirdim. Kafasını biraz geriye atmış ve bana sırıtarak bakarken, hangi iyiliğim karşılığıydı diye geçirdim içimden. "Beni yeme, sev" Diyerek başımı göğsüne yasladım, sıkıca sardı beni. "Hem yerim, hem severim"

"Nereye gidicez?" Diye sordum, kafamı göğsünden kaldırmdan. "Açıkcası, ben çok açım. Bi yemek yemeğe gidelim?" Kıkırdayarak kafa salladım. "Olur" Diye mırıldandım sadece.

Kollarımı belinden çekip, bizim çocuklara döndüm. "Biz yemek yemeğe gidicez, size bi yere gitmek istiyorsanız dükkanı kilitleyip öyle çıkın, anahtarıda kaybetmeyin. Döverim yoksa" Diyerek Cenk'in elinden tutup sahneden indik ve hazırlamış olduğumuz büyük masanın yanına gittik, ikimizde montumuzu giyip, telefonlarımızı cebimize atarak el ele dükkandan çıkmıştık.

"Bunlarda az şerefsiz değiller ha" Diye mırıldanan Denize sadece güldüm arkadan.

"Ne yicez?" Dedi Cenk, sokakta yürümeye çalışırken, "uzun zamandır lahmacun yemiyorum, az ilerde Bay Doğan var orda yiyelim mi?" Yandan bi bakış atıp, dudaklarını ıslatarak kafa salladı. "Mükemmel olur" Ellerimizi daha sıkı tutup, Bay Doğana ilerledik. Umarım utanmadan lahmacunu bi güzel götürürdüm.

Yol boyunca ikimizde konuşmamıştık, arada birbirimize bakıp salak salak sırıtıyorduk.

Bi zamanlar gönlümü aşka kapayan ben, şuanda gönlünün sahibini bulmuş gibi mutluydu. Belkide asıl kişiyi bekliyordum.

İç çektim.

Sonunda Bay Doğan'a geldiğimizde içeri girmiş, cam kenarındaki masalardan birine oturmuştuk. Anında yanımıza garson gelmişti, menüyü almadan lahmacun istediğimizi söylemiş ve göndermiştik. Yanında ayran'da güzel giderdi.

Vişneli Şarkı 🍒 Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin