Başladığınız tarih?Satırlarda buluşalım 🌼
Çiçeklerimin mis kokusunu içime çektim. Pek severdim onları, arkadaşlarım gibi konuşurdum. Etrafını saran kurumuş otları temizlerken kimi zaman hüzün sarıverirdi içimi.
Gülümserken bandanamdan düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Anneannemin terlikleri içindeki ayaklarım çamur olmuştu.
Güzel çiçeklerimi bırakarak yan taraftaki salatalıklardan gözüme kestirdiğimi, mavi leğenin içine attım. Akşama bulgur pilavı pişirmiştik, birde yufkaya döktük mü tadından yenmezdi.
Bu salatalıkları, yanına salata yapmak için topluyordum. Köy yerinde sebze meyveyi pazardan almazdık. Tek katlı evimizin geniş bahçesi bize yetiyor, hatta artıyordu bile.
"Hanım! Sofra hazır değil mi daha? Misafirimiz var." Dedemin anneanneme seslenmesiyle eğildiğim yerden doğruldum.
Kim gelmişti acaba?
Hızlıca mutfağın kapısından içeri girerek çamurlu ellerimi bir suya tuttum. Ayaklarım hala çamurluydu, dudaklarımı ısırarak halıda bıraktığım çamur izlerine baktım.
Telaşla eve girmiş, ayaklarıma su tutmayı unutmuştum tabii.
Tekrar dışarı çıkarak ayaklarımı yıkadım, dedemin yanına uğradıktan sonra halıyı silecektim.
Hızlıca mutfaktan çıkarak kapının önüne geldim. Dedemin bahsettiği misafir bu muydu?
Jilet gibi bir takım elbise, özenle taranmış saçlar, kolunda epey pahalı duran bir saat ve sıkılmış bir yüz ifadesi.
Karşımda iri yapılı, yakışıklı ve bakımlı bir adam duruyordu. Kendimi yanında ufak kalmış hissettim. Oysa boyum pek kısa değildi.
"Hayırdır Hamit bey, kim bu bey oğlumuz?" Dedem beyaz sakalları arasında gülümsedi.
"Arabası bozulmuş, bizim Yavuz'u çağırdık, o da demez mi en az iki günü var diye! Yer bilmez yurt bilmez çocuk, bende aldım getirdim." Anneannem anlayışlı bir gülümsemeyle genç adama baktı.
"İyi yapmışsın, gel oğlum geç şöyle otur. Beray kızım sofrayı hazır et." Adam adımı duyar duymaz, sanki beni yeni fark etmiş gibi bakışlarını benimle buluşturdu.
Gözlerinin parladığını gördüm, bu benim yanılgım da olabilirdi. Boğazımı hafifçe temizleyerek gülümsedim.
"Hoş geldiniz."
"Çok hoş buldum..."
***
Sıcacık bir köy hikâyesiyle geldim...
Hikaye Doğu köylerinde geçmiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANCI
Romance"Hayırdır Hamit bey, kim bu bey oğlumuz." Dedem beyaz sakalları arasında gülümsedi. "Arabası bozulmuş, bizim Yavuz'u çağırdık, o da demez mi en az iki günü var diye! Yer bilmez yurt bilmez çocuk, bende aldım getirdim." Anneannem anlayışlı bir gülüms...