Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
༄
Tony ıslık çalarak ve kılıcını yerde sürüyerek ilerliyordu. Ağacın altına geldiğinde etrafına bakınmıştı. Peter bir anda önüne atlayana kadar kimsecikler yoktu bu lanet yerde.
"Oh, bu ağacın da koruyucusu sen misin?"
Peter hemen göz devirmişti.
"Dalga geçme, yardım etmeye geldim."
"İblislere ağlarınla hamak mı yapacaksın?"
"Eğer bana güçlerimi nasıl kullanacağımı gösterseydin örümcek adam değil, şeytan adam olurdum!"
"Çok konuşma."dedi Tony ağaca doğru ilerlerken.
Ağacın alt tarafında içi kanla dolu torbalar vardı ve doğrusu, iğrenç görünüyordu.
"Bunun koruyucusu yok mu?"
"Gelir birazdan."
Tony kılıcını tam kan torbalarına saplayacakken bir atın koşma sesi kulaklarına dolmuştu. Peter hemen Tony'nin arkasına geçerken esmer adam koruyucuya bakıyordu.
Mavi ve her gün görmeye alışık olmadıkları bir atın üzerinde bir şövalye vardı. Bu Geryon şövalyesiydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şövalye atın üzerinden atlayınca büyük bir gürültü yükselmişti. Peter, iblisin elindeki uzun kılıcı görünce sertçe yutkunmuştu.
"Yardım mı edecektin, Pete?"
"Ah... b-belki sonra."
"Seni küçük zebani. Geç bir köşeye izle bari, bir şeyler öğrenirsin."
Peter hemen soldaki binaya fırlatmıştı ağlarını. O giderken Tony yavaş adımlarla şövalyeye yaklaşmıştı. İblis kendisinden kat kat iriydi ama Tony için kolay lokmaydı.
"Ölmeye hazır ol, Anthony Edward Sta-"
"Sana bu lafları sahibin mi öğretiyor?"
Şövalye elindeki kılıcı savurduğunda mor enerji dalgaları etrafa saçılmıştı.
