bölmeden okumaya devam edin diye
yazı koymuyorum
öptüm
💜Derin bir nefes aldı ve ellerimi bırakmadan konuşmasına başladı.
"Gelemedim Taehyung, seni görmeyi o kadar çok istedim ki ama olmadı." Gözlerinden süzülen yaşları elimin tersiyle silerken bir yandan ellerimdeki ellerini daha da sıkı tutmaya başlıyordu.
"O günün son gelişim olduğunu bilseydim, inan seni sadece yanaklarından öpmezdim, sana daha sıkı sarılırdım. Benimle gelmen için her şeyi yapardım, yalvarırdım." Dedi. "Yalvarırdım."
"Büyükannem beyin kanaması geçirdi ve seni ziyaret edeceğimiz hafta..Hayatını kaybetti, ben bu acıya katlanamazken düşündüğüm tek kişi oldun. İçimdeki ateşi sen söndürebilirdin, acısını alabilirdin. Herkesin yaptığı gib konuşup gitmezdin... Yanımda kalırdın değil mi?" Kafasını kaldırıp sorduğu soruyla, verceğim cevabı büyük bir umutla bekliyordu.
"Hayır Jungkook, sarılırdım sana...Kalbinden öperdim senin, tam kalbinden"
"Taehyung, büyükannem öldükten sonra beni şehir dışına yolladılar. Ziyaret etmemi yasakladılar, bağışları kestirler çünkü tek istekleri o şirketin büyümesiydi. Ben üniversite için tekrar Seul'e geldiğimde her şeyi anlamıştım." Bakışlarını kaçırmaya başlayıp tekrar devam etti konuşmasına.
"Büyükannen bana, vakti gelince o şirkette sadece sen ve sevdiklerin olucak. Asla kötülük barındırmayacaksın, paranı değil sevgini düşüneceksin ve onu büyüteceksin diyordu. Bana hastalığının tetiklendiği zamanlar da bir kutu verdi, büyük mor bir kutu. Kenarlarında yeşil desenler vardı, bizim renklerimizdi bunlar Tae.."
"Bu kutuyu bana yalnız kaldığım zamanda, çaresiz hissettiğimde açmamı söylemiş iyice tembihlemişti. Ayaküstü şehir dışında gittiğimde kutuyu burdaki
evimizde sakladım. Üniversitenin sonlarına doğrı aynı yerden çıkarıp içini açtım. Daha erken açmam gerekiyordı çünkü ben sizinle olmadığım her an çaresizdim zaten. Ancak ailemin yanına dönmediğim için kutuyu da alamamıştım.""Kutunun içinde bir sürü fotoğraf, çizdiğimiz resimler, boyadığımız taşlar, peluşlarımız ve kamera vardı. O kamera Büyükannemin özel olarak aldığı kameraydı, bizim için saklıyordu Taehyung. Şirketteki en güzel işleri bu kamerayla yapalım diye saklıyordu. Şirketteki sevgi biz olalım diye...Bizim birbirimiz için olduğunu düşündüğü ve yanılmadığı için." Gözlerimi birden açıp onun gözlerini bulduğunda,
"Yanılmadı Jungkook, eğer yanılsaydı...Yanılsaydı ben bu 2 hafta eşyalarımı topladığım gibi giderdim, ama gitmedim. Gidemedim." Onunda bakışları beni bulduğunda iyice yakınlaşmış ellerimizi kenetlemişti
"Seninle tanışmak bir kaderdi, başlarda arkadaş olmak bir seçimdi. Ama sana âşık olmak, benim kontrolüm dışıydı...Ailen." Dedi bana, benim Ailem..
"Ailen, büyükannemi tanıyormuş Taehyung. Hatta birlikte iş yapmaya da başlayacaklarmış, ama.."
"Aması benim ailem öldü, ailem dediğim insanlarda öyle. İstenmedim ve sonum yatakhane duvarlarına resim çizip ceza yememle son buldu." Tüm olayları idrak ettiğimde keyfim yavaştan yerine geliyordu.
"Ailen öldü ama ben burdayım bunu unutma artık ayrıca."
"Jungkook bu konuyu konuşmasak artık?"
"Sana bir mirasları var, varmış yani."
"Ne?"
"Taehyung siz varlıklı bir aileymişsiniz, öyle değil mi?"
"Öyleydi en azından teyzemler bakım parama el koyup beni yetimhaneye bırakmadan önce."
"Dinle beni, ailenin tek amaçları senmişsin. Seni güzel, saygılı yetiştirebilmek ve geleceğini kurtarmak. Büyükannemle iletişim halindelermiş ve ortak bir şekilde iş yapmaya başlamışlsr. Bu şirketi sadece benim büyükannem değil senin anne ve baban da kurdu. Hepsi bizim içinmiş, hepsi."
Bunları öğrenmek her ne kadar özgüvenimi arttırsa da, olabilecek ihtimalleri düşünmemek çaresiz hissettiriyordu."Şimdi daha iyi anlıyorum, ben şirkete şansa girmedim beni sen işe aldın ve o seçmelere girmemi
sağladın." Dedim. Bütün bu olanların gerçeklik payı, ihtimali varsa eğer hiç şüphesiz Jungkookla hayatımızı bir ömür devam ettirebilirdik. Aksi takdirde yalan üzerine kurulmuş ve acıtasyon yaptığımı düşünmesini istemez, onaylamazdım."Aynen öyle.."
"Ya Euwnoo ona ne demeli? çünkü ben, o haberleri gördükten ve senin tavşan olduğunu anladıktan sonra bunu kaldıramadım Jungkook. Anlıyor musun ağır geldi bana-" Bu sefer ki hamleyle beni kendi göğüsüne çekmiş ve ellerini saçlarımda gezdirerek minik öpücükler bırakmaya başladı.
"Ben şirketin başına geçtiğimde fazla bilinçsizdim, onunda sadece tipinden etkilenmiştim. Özür dilerim, hem bu kadar acemi olup şirketimize ortak yaptığım için hemde sevgimizi kirlettim için. Özür dilerim Taehyung, özür dilerim." Şirketimiz diyordu, şirketimiz.
"Hayır, hayır sevgimizi kirletmedin sadece neden tekrardan onu işe aldın neden hala hayatımızda. Planın vardı değil mi? O çocuk bir şey yaptı ve sende acısını alıcaksın değil mi?"
"Beni çok iyi tanıyorsun Kaplanım. Eunwoo ilk zamanlarda benim arşiv odasında aslında dosya saklamadığımı bir şekilde öğrenmiş. Biraz takıntılı ve saplantılıydı. Hisse ve mirasla ilgili tüm detay, dosya, tapu vs orda olduğunu öğrenince aklı sıra kendini senin yerine koymaya çalıştı. Binevi ben daha seni tanımadan, o sen olmaya çalıştı. Sonrasında napıp edip o kata çıktı, odaya girdi ve..Ve seninle ilgili tüm anılarımı bir kaç kağıt parçasıyla yok etti. Şirketin %49'luk hissesini aldı. Dava açtık ve kazanma ihtimalimiz olmasına rağmen askıya alındı. Bunla kalmadı stajyerle aldattı, işte ona karşı ne güvenim ne de tahammülüm kaldı. Geçen ay arkadaş görüşmesine gittim çünkü duydum ki Eunwoo yeni hisseler ele geçirmiş. Şu zamana kadar düzgün legal iş yaparken İllegal olmak lazım diye düşünerek ona sanki tekrar güveniyormuşum gibi davrandım."
"Jungkook...Sen, sen çok uğraşmışsın ama neden bana başında söylemedin. Birlikte atlatabilir-"
Daha cümlemi bitirmeden dudaklarımda hissettiğim sıcaklık tüm endişemi yatıştırmıştı. Dudaklarının dudaklarımı merhametle öpmesi ve şefkat göstermesi benim şu an isteyeceğim ve istemeye devam edeceğim ilk istekti.-Bölüm sonu-
yoksa öpüştüler mii
neeeee
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Per Job // taegguk
Fanfiction"Evet bu yıl ki stajyer belli oldu!" texting // belki çok az düzyazı •𝘀𝗺𝘂𝘁 #taekook 1. #taegguk 1. #uke 1.# #hayrankurgu 5. #sope 6. #vkook 1. #ship 2. #seme 6. OLDUKKK🥳