Per Job // taegguk

'birlikte'

-dikkat-
bu bir uyarıdır
olucaklardan ben sorumlu değilim

💜
-

Son mesajı atıp etrafıma bakınarak adım aldım. Masamdan uzaklaşırken etrafıma göz gezdiriyor, kimlerin olup olmadığına bakmaya çalışıyordum. Hızlı adımlarım merdivenlere yönelmiş, basamakları 3'erli adımlarla çıkıyordum. Acelem vardı çünkü cidden sabırsızlanıyordum. Sonunda odanın önüne geldiğimde soluklanmış, dik duruşumla kapıyı çalmıştım.

"Ben geldim sevgilim." Dedim.

Kapıya yaklaşan adım seslerini duyunca bir nebze gerilmiş kafamı yukarı kaldırmıştım. Oda'nın camlarını saran tüm perdeler kapalıydı ve içeriden baskın bir müzik sesi geliyordu. Açılma sesiyle karşımda Jungkook'u görmem ellerimdeki teri, siyah dar pantolonuma yamamama yetmişti. Sol kolumdan içeri çekmesiyle arkamdan kapattığı kapıya dayanmam bir oldu. Arkamdan gelen kilit sesiyle anlamıştım, onunda acelesi vardı.

medya bildirimi:)

Sol kolu sağ elimin altından belime dolanmış daha da yaklaşmıştı. Bunu yapmasıyla bende kollarımı boyuna dolamış onu kendime çekmiştim. Kulağımın arkasında hissettiğim sıcaklık bir süre sonra boynuma değen dudaklarla son bulmuştu. "Taehyung" Diyordu, defalarca demeye de devam etti. Dudaklarını boynuma iyice sürttüğünde, kafamı arkaya dayandığım kapıya yasladım ve ona yer açtım. Bu hareketimle ıslak öpücükler kondurmaya başlamıştı. Isırıyordu, etimi koparırcasına ısırıyor nefes verdiği zamanlarda emiyordu. Bu sırada onu kendime bastırarak daha da alevlendiriyordum ortalığı.

Kafasını gömdüğü yerden çıkarınca, bıraktığı esere bakıp tebessüm etmişti. Gözlerinden aşağı kayan bakışlarımı farketmiş olucak ki dudaklarıma yaklaşınca kendimi biraz geri çektim ve onun geri
çekilmesiyle ben onun dudaklarına yapışmıştım. Alt dudağımı ısırdığında, hafif bir inlemeyle daha da tutkulu öpmeye başlamıştı. Dilini ağzıma gönderdiğinde amacı olmayan bir savaşa girişmiştik. Dudaklarım arasındaki dili daha da derine inmek istiyormuş gibi fazlaca baskı uygulamış, damağıma sert bir baskıyla değmiş ağzımdan çıkmadan geri çekilmişti. Çok kez yaptı bunu, bir daha ve bir daha. Diliyle ağzımı turlarken yapabildiğim tek şey ensesindeki saç köklerine daha fazla abanıp dillerimizi buluşturmaya çalıştırmaktı. Ağzımdan ayrıldığında birbirimize değen göğüsler ve dudaklarımızın salyadan oluşturduğu köprü vardı. Nefeslerimiz düzene girmeye başlayınca gömleğimin düğmelerine yanaşmış teker teker açmayı hedeflemişti. Ellerim kalçalarına gittiğinde kendime daha çok bastırarak bu sefer onun inlemesine sebep olmuştum. Gömleğimi tamamen çıkardığında aceleyle bende onun gömleğine yönelmiş düğmeleri koparırcasına açmaya çalılıyordum. Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında, elleriyle hemen yardıma gelmiş ve üstündeki gömlekten kurtulmaya yemin etmişti.

Derin iç çekişi kulaklarıma eşlik ettiğinde, dudaklarımızı ayırmış vücuduna odaklanmıştım. Göğüs ucunu ağzıma almak için bir sağa doğru kaymış çoktan titreyen vücudu emmeye başlamıştım. Dudaklarım biraz daha oyalandı meme ucunda, daha sonra dilim dudaklarımın arasından firar etmiş, ben aşağı kayarken o da yolunu bilirmiş gibi benim omuzlarıma ellerini yaslamış yön veriyordu. Oldukça fazla olan karın kaslarını emmiş, göbek deliğinine dilimi sokmuş ve mümkün olduğunca her yerinin tadına bakıyordum. Ayağa kalkmak için doğrulduğumda gördüğüm manzara, kafasını epeyce arkaya atmış ve öpücüklerimle zevkten kıvranan bir adamdı. Fırsat vermeden elleri tekrar belimi bulmuş dudaklarımızı sabitlemişti bende refleks olarak bacaklarımı bir hamleyle beline sarmıştım. Sakin ilerleyen adımları çalışma masasında son bulmuştu. Beni masaya oturttuğunda, kalçalarımı sağ sol yaparak iyice yerleşmiştim.