Hisseden bir kalp için, ölümden daha beter acılar vardır.
ALFRED MUSSETAnnemin seslenmesi ile uyandım. Saat sekiz'e geliyor. Son kez değneklerime baktım. Onlarla bu son günüm - yani inşallah - tabii doktor gerek görmezse. Elimi yüzümü yıkadım, üzerimi değiştirdim. Üzerime açık pembe bir kapüşonlu altıma da beyaz bir pantolon giydim salona geçtim. " Bende seni çağıracaktım Hayal hadi gel kahvaltı yapalım sofra hazır. " Dedi annem. Kafa sallayarak onayladım. Hızlıca bir şeyler atıştırdım ve çantamı alıp evden çıktık. Herkesin gözünde bir uyku var - tabii bende de - bende uykudan ziyade içimde bir korku var. Yol boyunca müzik dinledim ve kendime gelmeye çalıştım. Ve geldik, babam arabadan inmeme yardımcı oldu daha sonra koluna girdim asonsöre bindik ve doktorun odasına girdik. Emir'in babası Ferhat bey orada , neden geldi ki? Bir kontrol işte ya. Ferhat bey babama bakarak " merhaba Murat bey sizi bekliyordum, hoşgeldiniz. " Dedi babamda " açıkçası bizde sizi pek görmeyi beklemiyorduk ama sağolun sizde hoşgeldiniz " dedi "hoşbulduk " dedi Ferhat bey de. Sonra doktor bey annemleri ve Ferhat beyi dışarı aldı beni muayene etti. " Rahat yürüyebiliyor musun? Yada herhangi bir ağrın var mı? " diye sordu. " İyiyim, arada bir ağrı oluyor ama yürüyebiliyorum yani okula gidip gelebilirim. " Dedim ve doktor bey " sen benden resmen izin koparmaya çalışıyorsun anladığım kadarıyla " dedi gülerek. " Yani olabilir ama gerçekten ben iyiyim. " dedim bende gülümseyerek. " O zaman herhangi bir ağrın olduğunda mutlaka buraya geliyorsun. Ben ilaçlarını yazıyorum günde iki defa kullanacaksın ayrıca hadi yine iyisin yarın okula gidebilirsin ama unutma çok dikkat et kendine anlaştık mı? " diyerek bana göz kırptı bende " anlaştık " dedim. Sonra doktor bey annemleri çağırdı ve ilaçları yazdı ben de o sırada odadan çıktım bunaldım ve oradaki oturaklara oturup annemleri beklemeye başladım. Emir elinde bir içecekle yanıma oturdu. O da gelmiş bana dönerek " Merhaba " dedi " seni görmeyi beklemiyordum ama merhaba " dedim bende. " Arkadaşız ya seni yalnız bırakmayayım dedim " " tamamda sen bu arkadaşlık işini abartmasan mı acaba? " " tamam ya neyse sen iyi misin? Değneklerin nerede? " " artık onlarsız yürüyebiliyorum biraz ağrım var ama iyiyim yani " dedim rahatlamış bir ifade ile. " Çok sevindim senin için gerçi sen kahvaltıya gittiğimiz gün bana vurduğunda ben senin bir şeyin olmadığını anlamıştım ya neyse. " Dedi ve bende " ne alakası var? " " çok alakası var. " Dedi ve babamlar geldi " ooo Emir sende mi buradaydın? " dedi babam Emir'e dönerek. " Babamla geldik ben kantine gitmiştim de " dedi Emir. " Sen gelmeseydin sabah sabah yorulmuşsundur " dedi annemde. " Olur mu öyle şey benim yüzümden sayılır " dedi Emirde. Babam Emir'e dönerek " bu konu bu gün itibariyle kapandı, Hayal iyileşti hatta yarın okula gidecek sen de " dedi Emir'i göstererek " siz de " dedi Ferhat bey'i göstererek " kendinizi suçlamayı bırakın lütfen, bu konu bir daha açılmasın. " Dedi sonra Ferhat bey " peki Murat bey " dedi " şu beyden kurtulsak daha iyi olmaz mı? " dedi babamda " iyi olur o zaman tamam Murat " dedi babama gülümseyerek. " Tamam Ferhat " dedi babamda. O sırada telefonuma mesaj geldi;
- Bak kimse bizim gibi arkadaş olamıyorlar gördün mü?
- Gördüm orasına bir lafım yok.
- (◠‿◕)" Görüşürüz o zaman " dedi babam. " Görüşürüz " dedi Ferhat bey. Sonra hastahane'den çıktık ve arabamız'a bindik. Annem bana dönerek " hadi hayırlı olsun iyileştin birde o değneklerden kurtuldun " dedi. " Evet ya çok mutluyum ama yorgun hissediyorum " dedim bende. " olur öyle " dedi babam lafa girerek " hastahane yorar insanı. " Dedi sonra Yusuf konuşmaya başladı " baba ablam rahat rahat yürüyebilecek mi? " " evet " diyerek konuşmaya başladım " ben çok iyiyim " dedim Yusuf'a bakarak. Daha sonra camdan dışarı seyretmeye başladım. Şu bir hafta içinde neler geldi başıma yeni bir arkadaş, sakat ayak, Zeynep'in gece gece bize gelmesi babama da anneme de yeni birer arkadaş ve dahası...
Zaman gerçekten çok hızlı geçiyor neler neler oldu belkide daha bir çok şey daha olacak kim bilir?
Eve geldik saat onikiye geliyor. İçim bir hoş nedense böyle bir rahatlama var. Kendimi iyi hissediyorum tabii bunda doktorun okula gitmemde sorun olmadığını söylemesi de var ama sanki başka bir şey. Üzerimi değiştirip salona geçtim babam kitap okuyor Yusuf ise koltukta uzanmış halde televizyon seyrediyor. Bende kitaplıktan bir kitap aldım. Koltuğa oturup onu okumaya başladım. Bir süre okudum annemin seslenmesi ile o hayal dünyasından ayrıldım. " Hayal gel kızım çay demledim sabah pek bir şey yiyememiştin bir şeyler de hazırladım gel hadi " dedi ve bende " tamam anne " diyerek yanına gittim, bana küçük bir tost yapmış. Babam kitap okurken uyuya kalmış, Yusuf da televizyon izlerken uyumuş onlara tam seslenecektim ki annem " boşver kızım uyusunlar yoruldular sonra kalkarlar " dedi bende kafa salladım ve tostumu yemeye koyuldum. Biraz annem ile sohbet ettik çay içtik annem " Zeyneple aranız nasıl ? Pek konuşmuyorsunuz bir problem mi var ? " " yok iyiyiz sadece pek konuşmuyoruz o kadar " " tamam annecim aman bir sorun olmasın yani şu devirde iyi bir arkadaş bulmak samanlıkta iğne bulmaktan bile daha zor " dedi. Düşünmeden de edemiyorum bu kız beni illaki arardı ne bileyim mesaj atardı hatta dayanamaz bize bile gelirdi neredeyse bir hafta oldu ama Zeynep'ten hiç bir haber yok. " Haklısın " dedim anneme çünkü gerçekten dediği doğru. Yemek faslından sonra odamı biraz toparladım, kitaplığımı baştan aşağı tekrar düzenledim. Kitaplığımda altı raf dört bölme toplam yirmi dört bölümden oluşuyor ve içinde aşağı yukarı ikiyüz elli kitap var. Kitaplarımla uğraşmak bana nedense çok iyi geldi. Saat beş'e geliyor ve annem odama girdi " Hayal ne yapıyorsun ? " " odamı topladım kitaplığımı düzenledim " dedim ve odamı baştan aşağı süzdü ve bana bakarak " çok güzel yapmışsın aferin sana minik kuzum " " minik kuzu ne anne ya bak büyüdüm ama lütfen ya " dedim annemde önce ufak bir kahkaha attı daha sonra bana dönerek " sen otuz yaşınada gelsen benim gözümde hep minik kuzu olarak kalacaksın " dedi annemde. " Anne sen buraya ne demek için geldin ? " " hem sana bakmaya hemde bir şeyler anlatmaya geldim " dedi bende " ne diyeceksin ? " dedim yanıma oturdu ve anlatmaya başladı " Hayalcim yarın okulda kendine çok dikkat et. Yani bir yerin ağrıdığında hemen bana haber ver ben gelirim seni alırım yürüyemeyecek gibi olursan da yine bana haber ver değneklerini getiririm yada seni okuldan bir günlük alırım. Zaten müdürle konuşacağım herhangi bir şey olduğunda seni daha kolay almak için. " Annemin sesi öyle tedirgin geliyor ki...
" Annecim merak etme sen ben gerçekten çok iyiyim hem babam bugün hastanede ne dedi bu konu kapandı biraz onu mu dinlesen ayrıca unuttun galiba babam öğretmen aynı okuldayız yani bir şey olursa onun yanına giderim " dedim. " Olsun kızım baban okulda seni getiremez bir şey olursa babandan ara beni o zaman " dedi annemde. " Anneciğim ben iyiyim seni nasıl inandırabilirim bilmiyorum ama lütfen bana inan " diyerek sarıldım anneme. " Tamam kızım " dedi ve odamdan ayrıldı. Ben de duş aldım , film izledim. Daha sonra annem yemeğe çağırdı ailecek akşam yemeği yedik, biraz annemlerle televizyona baktım saat on'a geliyor ve benimde uykum geldi. Herkese iyi geceler dedim ve yatağıma girdim. Yavaşça göz kapaklarımı kapatıp uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZDEN UZAK KALPTEN YAKIN
Teen FictionHayatın kader mi? Yoksa tesadüf mü? Sorularının cevabını arayan bir kızın macera dolu öyküsü... • Belki de hayat düşlediklerimiz'in gerçekleştiği yerlerdi. Ya biz farkında olmadan hayal kuruyorduk ya da gerçekten kader diye bir şey vardı ve biz kade...