"Hayır konuşmuyoruz." dedi Harry karşısında oturan arkadaşlarına bakarken.
"Telefonun yanında değil, değil mi?" diye sordu bininci kez Niall.
"Hayır dedim ya. Sınıfta bıraktım."
"Salaklığın tutuyor bazen ne yapayım" dedi Niall umursamaz bir tavırla.
"Öyle işte." dedi diğerlerine bakarak. "Yazmıyor. O yazmayınca ben de yazmıyorum. Şikayetçi de değilim gerçi tek istediğim telefonumu rahat bırakması."
"Ne zamandır konuşmuyorsunuz?" diye sordu Luke bir eli Michael'ın omzundayken.
Harry kararsızlıkla gözlerini kıstı. "Sanırım... bir ay oluyor." Kararsız bir ses tonuyla konuştu. "Öyle bir şey olması lazım."
"Neden vazgeçmiş ki bu kadar seviyorsa?" Merakla sordu Niall.
"Belki de kalbi kırılmıştır." Hepsi birden Ashton'a tuhaf bir şekilde baktı.
"Burada savunduğumuz kişi o değil." dedi Calum ters bir tavırla.
"Ash, telefonumu izliyor diyorum."
"Savunduğum falan yok. Sadece çocuğun tavırlarını anlamaya çalışıyorum." dedi Ashton yumuşak bir sesle. Karşıdaki kişinin ne yaptığını anlamaya çalışmak da çözüme götürürdü. Ashton böyle düşünüyordu.
Harry umutsuzca yere baktı. "Sonsuza kadar beni izleyecek."
"Merak etme sıkılır bir yerden sonra." dedi Michael. "Nereye kadar izleyecek ki?"
"Hiç telefonunu birine götürmeyi düşündün mü?" diye sordu Ashton.
"Tabii ki. Polise vermeyi düşündüm ama sonra fikrimi değiştirdim. Uğraşmak istemiyorum. O kendisi bıraksın."
"Aptalsın." dedi Calum telefonuna bakarken.
"Alınıyorum." Harry onun omzuna vurdu.
"Polis değil de bunu halledebilecek biri. Teknolojiden anlayan." dedi Ashton onları umursamayarak.
"Öyle birini tanımıyorum ki."
"Louis anlıyor." dedi Ashton eliyle uzağı göstererek. Zayn, Liam ve Louis bir köşede durmuş gülüşerek konuşuyorlardı. "Bilgisayarıma virüs girmişti ve ona götürdüm. Virüsün nasıl girdiğini sormayın." dedi gülerek.
"Bilmek istemiyoruz emin ol." dedi Niall tuhaf bir yüz ifadesiyle.
"Her neyse, bilgisayarı geri aldığımda sanki yeni bir bilgisayar almış gibiydim. Baya iyi bu işte yani."
"Louis'ye gideceğime sonsuza kadar izlenilirim daha iyi." dedi Harry gözlerini devirerek.
"Neden?" Ashton şaşırdı. Louis kibar biriydi.
"Korkutucu biri." Harry umursamaz bir tavırla konuştu.
"Dışa öyle görünüyor. Çok konuşmuşluğum yok ama cidden iyi biri." dedi Ashton güven veren bir sesle. "Bana kibar davranmıştı. Her zaman da gelebileceğimi söylemişti hatta. İnan bana, iyi biri."
"Öyle mi?" dedi Harry uzakta duran Louis'ye bakarak. Louis'yi hep kendisini dışarıya karşı kapatmış biri olarak görmüştü. Ashton'a karşı kibar olması şaşırtmıştı onu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lock his heart // L.S // texting
JugendliteraturLouis, sevdiği çocuğun telefonunu hackliyor ve bütün gün yaptığı tek şey kamerasından onu izlemek.