thirty-four

627 71 51
                                    

"Huzur" Luke ahşap evin içine girer girmez kollarını iki yana açıp bağırdı.

"Çok konuşma da şu çantaları taşı." dedi Calum ona ters bir bakış atarak. Luke onu görmezden gelip eve bakmaya devam etti. Niall ışık hızında koltuğa oturup yayılmıştı ve koltuğundan emirler veriyordu. Ve garip bir şekilde, diğerleri onun dediklerini yapıyordu.

Liam, gruptaki en kaslı kişi olarak Niall ve Zayn'in çantasını da taşıyordu. Louis, Zayn'in çantasını taşımasını anlayabiliyordu ama Niall'ınkini neden taşıdığına anlam veremedi. Yine de üstünde düşünmedi. Herkes çantalarını bir köşeye koyduğunda, soluklanmak için oturdular.

"Dağın başında derken bu kadar dağın başında olacağını düşünmemiştim." dedi Micheal ortaya.

"İnternet çekmiyor." dedi Louis telefonunu biraz daha yukarı kaldırırken. Liam'ın ona attığı bakışı da gözden kaçırmamıştı. "Sikimde değilsin." diye fısıldadı ve orta parmağını gösterdi. Liam gözlerini devirirken, Louis de kendisini koltuğa atmıştı. Harry eşyalarını özenle bir kenara koyarken, Niall'ın bağırışıyla irkildi. Ayağa kalkmış, tişörtünü çıkarmış ve küçük evin içinde koşmaya başlamıştı. Pencerelerden dışarı bakıp birkaç bin fotoğraf çekmişti. Evin her karışını inceleyip eksiklikleri tek tek sıralamıştı ve ne kadar mutlu olduğunu söyleyip evin içinde koşuşturmuştu. Enerjisini attıktan sonra Harry'nin yanına gelerek koluna sarıldı. "Ne zaman gideceğiz?" dedi sevimli bir şekilde bakarak.

"Nereden bileyim ben?" dedi Harry kolunu kurtarmaya çalışırken.

"Nolur şimdi gidelim." Niall kelimeleri uzatarak tatlı bir şekilde söyledi. "Nolur." Dudaklarını büzerek yavru köpek bakışı attı ama biri ona bu bakışın kimsede işe yaramadığını söylemeliydi.

Harry ona yüz vermeyince tek tek diğerlerine yalvarmıştı ve herkes Niall'ın sinir bozucu sesine daha fazla katlanmamak için hazırlanmaya başlamıştı.

Nihayet evden çıkabildiklerinde Harry etrafı inceledi. Kiraladıkları ev yüksekte kalıyordu, yokuş çıkmak zorundaydılar ve denize ulaşmak için biraz yürümeleri gerekiyordu. Bu yüzden diğer yerlere göre daha ucuzdu ve kişi sayısı da fazla olunca ödemek kolaylaşmıştı.

Her yer yeşildi, hayvanların sesi ve yaprakların hışırtısı rahatlatıcı bir fon müziği gibiydi. Harry şimdiden tüm vücudunun gevşediğini hissedebiliyordu. Tabii, arkadaş grubu bu kadar gürültülü olmasaydı.

Niall en önde heyecanla yürüyordu, onların arkasında Micheal ve Luke el ele tutuşmuş, sakince yürüyorlardı. Calum, Zayn ve Liam'la konuşuyordu ve Ashton ise sadece Niall'ın hızına ayak uydurmaya çalışıyordu.

Louis ise... daha geriden geliyordu. En arkada o vardı ve çevresiyle pek ilgileniyor gibi durmuyordu. Harry onun böyle olmasını sağlayan şeyin ne olduğunu merak etti. Son konuşmalarına mı bu kadar kırgındı? Yoksa yaşadığı başka bir şey mi onu üzüyordu. Harry hızını yavaşlatarak onu bekledi. Yan yana geldiklerinde Louis göz ucuyla ona bakıp tekrar ayağıyla ezdiği çimenlere bakmıştı.

Bir süre sessizce yürüdüler. Harry aralarındaki o tuhaflığı hissedebiliyordu. Ve bunu kırmak istiyordu. "Güzel bir yer, değil mi?" Louis tekrar göz ucuyla ona bakıp kafasıyla onayladı. "Yani... her yer yeşil, kimse yok ve burada 2 gün de olsa her şeyden uzaklaşabiliriz." Louis isteksiz bir şekilde onaylayan sesler çıkarttığında Harry özgüveninin kırıldığını hissediyordu.

"Sen çok sevmiyorsun sanırım?" dedi Harry sorar bir şekilde. Louis onayladı. "Bence bunda bir sorun yok. Yani.. bazı insanlar biraz daha şehir insanıdır ya da direkt-"

"Harry." dedi Louis onun konuşmasını bölerek.

"Hm? Efendim?" Harry onun nihayet konuşmasıyla sesindeki heyecanı gizleyemeyerek ona baktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 08, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Lock his heart // L.S // textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin