thirty-two

872 121 69
                                    

Selamm

Uzun bir süredir yoktum ama geri geldim vee kaldığımız yerden devam ediyoruzz

En son 1.5 ay önce yb attığımı düşünürsek önceki bölüme tekrar göz atmanız mantıklı olur

Ben bile kendi kitabımı unutmuşum...

Bir de birazcık paslanmışım.. önceden 1 saatte yazdığım şeyi şimdi 3 saatte yazıyorum. Maaaleseff :(

Her neysee umarım batırmamışımdır

Keyifli okumalarr


Harry, ertesi gün olduğunda müziğe odaklanmakta zorlanıyordu. Hissettiği şey o an sinir değildi. Uykusu yoktu ya da yorgun hissetmiyordu. Harry'nin hissettiği tek şey tam anlamıyla gerginlikti. Gergindi çünkü Louis'nin bineceği durağa az kalmıştı ve nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Dün ne olduğunu bilmiyordu ama aralarında tuhaf bir gerginlik hissetmişti ve bu da şimdi gerilmesine neden oluyordu. Ya da sadece kendisi abartıyordu.

Ama dün Harry üzgündü. Louis ise onu umursamamıştı bile. Harry'nin üzgün olduğunu biliyordu, bunu herkes tahmin edebilirdi. Harry ne kadar yansıtmasa da bu bilinen bir gerçekti ve Louis'nin yanına bile gelmemesi onu üzmüştü. Onu beklemişti.

Metro durduğunda ve kapılar açıldığında Harry çantasını daha çok kucağına çekti. Kulaklıklarını çıkartırken Louis'yi gördüğünde ona küçük bir gülümseme gönderdi. Bu gergin bir gülümsemeydi, ne yapacağını bilmediğini örten küçük bir gülümseme.

Louis de ona kısa süreli bir gülümseme gönderdiğinde yanına oturdu. "Günaydın." dedi Harry ondan önce davranarak.

"Günaydın. Nasılsın?"

"İyiyim." Harry kelimeleri uzatarak ona şirin gözükmeye çalıştı. Ve başardı da. Ona sevimli görünmek için bir şey yapmasına bile gerek yoktu. "Sen?"

"İyiyim." dedi Louis kısaca. Her ne kadar onu sevse de Louis kendisini biraz geri çekme kararı almıştı. Bu kendisine zarar vermekten başka bir işe yaramıyordu ve Harry'nin onu sevdiği de yoktu. Louis kendisini bu şekilde fazla takıntılı gibi hissediyordu.

Ortada garip bir sessizlik olduğunda Harry stresle dudaklarını yemeye başladı. Louis'nin gözleri onun dudaklarına kaydığında Louis hızla gözlerini kaçırdı. Ondan uzak duracaktı. Evet, başarabilirdi bunu.

"Peki," Harry kelimeleri uzatarak konuştu. Konu açmaya ve bu rahatsız edici sessizliği bozmaya çalışıyordu. "En sevdiğin dizi ne?" Aklına ilk gelen soruyu sordu. Saçma olması önemli değildi. Onunla her zaman konuşabilirdi.

Louis onun çabasına güldü ve ona baktı. Cevap bekleyen sabırsız küçük bir çocuk gibiydi. Onun bu hareketleri ona ne kadar uzak durmaya çalışırsa çalışsın daha da yakın hissetmesini sağlıyordu.

Louis kısa bir süre düşündü. "Mr. Robot." dedi aklına geldiğinde ona bakarak.

"Sanırım duydum." Louis anladığını belirtircesine kafasını olumlu anlamda salladığında Harry onun konuşmayacağını anlamıştı. "Anlatsana biraz." dedi çok geçmeden. İlgili gibi görünmek için göz kontağını bozmadı. Ama aslında sadece amacı onunla biraz konuşmaktı. Ve her ne olduysa onun bu soğuk tavırları geride bırakmasını istiyordu.

Lock his heart // L.S // textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin