|39|

470 31 23
                                    

...
Hayal'den...

"İşte böyle..." Hazal konuşmasını bitirip sustuğunda hepimiz aynı anda çığlık atmıştık. Yani ben, Hazal'ın yanındaki  Zeynep  ve tıpkı benim gibi bilgisayarın içindeki Nehir ve Gökçe.

"Zengin kocayı kaptın Hazal aferin!" diyen Gökçe'ye güldüm.

Karan'ın ayağı hala kırık olduğundan onun evindeydim. Bu yüzden Hazal  olan biteni zoom üzerinden anlatıyordu.
Hazal Gökçe'yi inkar ettikten sonra bu kadar yeter diyerek görüşmeyi sonlandırdı.

Bende Karan'a bakmak ve olanları anlatmak için ayağa kalktım.

"Karan! Nerdesin? Kiçücük evde nereye gittin acaba?"

"Salondayım sevgilim! Baksaydın görürdün."

"Ha.. Napıyorsun bakalım yaralı ceylan?"  Karan ona böyle seslendiğim için güldü ve konuştu.

"Ne yapabilirim? Aynı maçın 3. defa tekrarını izliyorum."

"A-a neden? Salak mısın? Değiştirsene."

"Kumandaya ve koltuk değneklerime uzanamadığım için defalarca sana  bağırdım ama dedikodu sağır etmiş seni."

"Yaaa, duymadım. Özür dilerim." diyerek yanına oturup yanağından öptüm. Daha sonrada kumandayı alıp televizyonu kapattım.

"Şimdi dedikodu zamanı! Bak ne olmuş hepsini tek tek anlatacağım. Senin kuzenin de amma şerefsiz çıktı bak şimdi..."

"Hayırlı olsun, başlıyoruz. Bari çekirdek filan getir."

"İyi fikir."

...

"Burada da aşk hikayeleri başlamış oluyor..."

"Vay be! Emir bu kadar romantik miymiş ya?"

"O değil de, bu sevgili de çürük çıkarsa, arkadaş ortamını değerlendirmeye alacağım Karancığım."

"Merak etme, Emir'den bir şey çıkmaz."

"Hadi bakalım. Haberin olsun kuzenin hala ortalıkta yok. Artık Sivas'a mı döndü, otele mi gitti? Bilemem. Şahsen benim umrumda değil. Ama sen ara konuş istersen."

"Haklısın. Arayayım."

"Hoparlöre al."

"Umrunda değildi hani."

"Yani merak ettiğimden değil de...
Aç sen işte!"

"Tamam tamam. Arıyor...."

"Alo." Ulaş'ın sesini duyunca gözlerimi kısarak telefona baktım.

"Alo, Ulaş neredesin sen kardeşim? Hayal söyledi neler olduğunu."

"Hazal! Hazal neredesin Hazal? Hazal'ın yanındaki pezevenk kimdi? Neden gittin Hazal?"

"Sarhoş musun lan sen?"

"Hâşâ! Ben ağzıma bir yudum içki almam! Ben aşk sarhoşuyum." diye ağzını yaya yaya konuştu. En sonunda dayanamayıp konuştum.

"Götünden sallama lan! Alkol kokusu buraya kadar geldi. Kokunda geber inşallah!"

"Hayal." diyerek beni uyaran Karan'a  'ne?' der gibi baktıktan sonra tekrar telefona döndüm.

"Aaaa! Hayal, sen de mi buradasın? Söyle Hazal'a gelsin beni alsın."

"Hazal senin uşağın mı? İt!"

"Hayal..."  "Ne var ya?" diyerek bu sefer sesli şekilde dile getirdim Karan'a karşı düşüncelerimi.

"Ulaş sen neredesin? Konum at."

SİVASLI / TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin