Yatakta sağa sola döne döne uyuma çabama sonunda pes ederek üstümdeki yorganı ayaklarımla yere doğru ittirdim;daralmıştım. Sabahtan beri her durduğumda elim aldığım telefondan da bıktım ve tavanı izlemeye karar verdim. Sanırım uzun bir gece olcak..
Daha az önce mutfaktan aldıklarım ve ellerim kollarımda taşıdığım her şeyi mideme indirmemişim gibi tekrar varlığını guruldayarak hatırlatan midemi susturmak için bir alt kata doğru yol aldım. Işıkların hepsini kapatmış olduğum için hepsini aça aça gittim. Mutfağa adım attım ve atıştırmalıklarımı hazırlayıp,topladım. Bir kısmını tezgahın üstünde yerken kapıyı kilitlemediğimi hatırladım. Onu hallettikten sonra camları ve ışıkları kapatıp annemin odasına uğradım. En son 5 yıl önce gördüğüm yüzünün olduğu fotağrafı elime aldım. Nerede olduğunu hâla bilmediğimiz annemi..Bazı zamanlar çocukluğumdaki şımarıklığımla belki tekrar gelir diye kendimle ve herkesle savaş veriyorum.Olgun yanım ebedi gidişini kabul etsede. Hayır,hayır damlalar gözlerimden akarak bu gecede burada sabahlamiyacağım.Toparlanmam lazım.Bu ben değilim..Kendime biraz zaman tanıdım ve tekrar odama geçmeye yol aldım.16 yaşımın getirdiği hafif uçarı,hayalci ve maceraperest hayallerime daldım.Sabah izlediğim videodaki cümle aklımı kurcalyordu.'Eğer bir cin size aşık olursa beğendiğiniz insanların kılıklarına girerek sizin karşınıza çıkar..'Etrafımda onlarca arkadaş,dost,insan olmasına rağmen yinede yalnız hissetmeme anlam veremiyorum.Bilgisiyarın başına geçip bunu araştırmaya karar verdim.Hafif ürperti,endişe ve korku beni daha çok heveslendirdi.Okuduğum sayısız cümle,ritüel ve dahası ile bir şeyler denemeye karar verdim.Tehlikeli ve geri dönüşü olmayabiliri ürkmeme neden oldu ve ağırlaşan gözlerime direnemedim...