first l is h ↦ hoonsuk ✔

17

Beden dersi bittiğinde herkes gibi üzerimi değiştirip sınıfa çıkmak yerine duşa girmiştim. Çünkü derse geç girdiğim için öğretmen ceza vermiş ve koca sahanın etrafında tam on beş tur koşmuştum. Ben koşmayı bitirdikten hemen sonra da ders bitmişti zaten.

Hızlıca duşumu alıp havlumu belime sardıktan sonra üzerimi giyinmek için oradan çıkmış ve kabinlerin olduğu alana doğru ilerlemeye başlamıştım.

Fakat çok ilerleyemeden donakalmıştım.

Çünkü tam karşımda muhtemelen duştan yeni çıktığı için ıslak olan saçları ve belinde ki havlusuyla Hyunsuk'u görmeyi beklemiyordum.

Hyunsuk ayak seslerimi duymuş olmalı ki kim olduğumu anlamak istercesine bana dönmüştü. Dönmesiyle de yüzüne yerleşen şaşkın ifade üç saat aralıksız güleceğim tarzdandı.

Sanki daha demin onu görüp donakalan ben değilmişim gibi şaşkın yüz ifadesine alaycı bir ifadeyle karşılık vermiş ve hızlıca yanından geçmiştim.

Yanından geçerken aldığım şampuan kokusunu yok saymaya çalışarak eşyalarımı alıp kabinlerden birine ilerlediğimde Hyunsuk'un hala öylece durup beni izliyor olduğunu farketmiştim.

Hyunsuk'la göz teması kurmaktan kaçınarak girdiğim kabinde hızlıca okul giysilerimi giyerken yan kabinden gelen hışırtılar Hyunsuk'un da giyiniyor olduğunu anlamamı sağlamıştı.

Şu an resmen yan kabinde Hyunsuk giyiniyordu artı olarak biraz önce onu neredeyse çıplak görmüştüm ve bu koşullar altında akıl sağlığımı korumam çok zordu...

Sonunda giyinip kabinden çıktığımda saçlarımı havlumla son kez kurulamış sonra da aynalardan birinin yanında duran kurutma makinesini elime almıştım.

Makineyi çalıştırırken solumda kalan banka oturduğumda kafama vuran sıcak hava mayışmama sebep olmuştu.

Saçımı kurutma işlemime devam ettiğim sırada karşımda ki kabinlerden kapısı kapalı olan tek kabin açılmış ve içeriden tıpkı benim gibi ıslak saçları olan Hyunsuk çıkmıştı.

Bu haliyle aşırı yakışıklı duruyor oluşu bende onu saatlerce izleme isteği uyandırsa da bakışlarımı ondan çekmiş ve ayağa kalkarak aynanın karşısında saçlarımı kurutma işlemime devam etmiştim.

Son kez ellerimle saçlarımı düzelttikten sonra kurutma makinesini kapatarak arkama dönmüş ve eşyalarını çantasına yerleştiren Hyunsuk'un yanına bırakmıştım.

Bunun üzerine önce şaşırmış sonra da "Ben saçlarımı kurutmuyorum." demişti, makineyi bana geri uzatırken.

Tabi cevabı üzerine kaşlarım istemsizce çatılmış ve "Ne demek kurutmuyorum?" gibi saçma bir cümle kurmuştum.

Hasta olmak mı istiyordu?

"Kurutmaya üşeniyorum. O yüzden boşver hadi sınıfa gidelim."

Çantasını koluna asarken tekrar konuşması üzerine başımı olumsuz anlamda sallamış ardından da kapıya yönelen Hyunsuk'u biraz önce oturduğum yere oturtturmuştum.

Ne yaptığımı anlamaya çalışır gibi olan şaşkın bakışlarıyla bana bakan Hyunsuk'u umursamadan elimdeki kurutma makinesini fişe takmıştım.

Saç kurutma makinesi çalışıp sıcak hava üflemeye başladığında tekrar Hyunsuk'a dönmüş ve makineyi onun saçlarına doğrultmuştum.

Gözleri kocaman açıldığında ne kadar belli etmesem de ben de en az onun kadar şaşkındım.

Hyunsuk'un saçını kurutuyordum?

Şaşkınlığımı gizlemeye çalıştığım sırada makineden çıkan havayla uçuşan saçlarına takılmıştı gözüm. Yumuşacık görünüyorlardı ve ben onlara dokunmak istiyordum.