final

1K 87 141
                                    

Upuzuuun bir bolum yazdim hayatimda hic bu kadar uzun bi bolum yazmamistim💃🏻 umarim bolum bekleyen birileri vardir da emegim bosa gitmez😔💔

Hızlıca revire doğru ilerlerken bir yandan da kolundan tuttuğum Hyunsuk'u peşimden sürüklemeye çalışıyordum. Ama o kadar yavaş yürüyor ve o kadar çok konuşuyordu ki reviri kantine bu kadar uzak yapan kişilere sövmeme sebep oluyordu.

Sonunda revire ulaştığımızda görevlinin zaten yemekte olduğunu bildiğim için kapıyı tıklatmadan hızlıca açıp içeriye girmiştim. Sonra Hyunsuk'un da içeriye girmesini sağlayıp kapıyı arkamızdan kapatmış ve revirdeki sedyeye oturmasını söylemiştim.

İlaçların bulunduğu dolaba ilerleyeip ihtiyacım olacak şeyleri çıkartmaya başladığım sıradaysa zaten buraya gelene kadar susmamış olan Hyunsuk yine konuşmaya başlamıştı.

"Jihoon, iyiyim diyorum. Bir şeyim yok. Kötü olsam bunu söylerdim. İyiyim yani şu an. Bırak ilaçları da gidelim sınıfımıza. Hem-"

Hyunsuk'un daha fazla konuşmasına dayanamayacağımı hissettiğimde sargı bezleri, bantlar ve birkaç kremi alarak ayağa kalkmıştım.

"Beş dakika önce kantinde çocuğun birine kafa attın ve ben olayı anlayana kadar üç yumruk yedin. Kafanda ve yanağında kocaman birer morluk var ve dudağın patlamış. Ama yine de iyi olduğunu mu söylüyorsun?"

Konuşmam üzerine Hyunsuk önce hızlıca iyi olduğunu söylemiş sonra da "En azından mutluyum. O çocuk ona kafamı geçirmemi haketmişti." diye eklemişti.

Yüzünde ki morluklara rağmen böyle gülümsüyor ve iyi olduğunu iddia ediyor oluşu beni de güldürdüğünde elimdeki malzemeleri Hyunsuk'un oturduğu sedyenin boş tarafına bırakmış ardından da malzemeler ve Hyunsuk'un arasına oturmuştum.

"Ne olursa olsun okul sınırları içinde kavga etmemelisin."

Hyunsuk'un iyiliğini düşündüğüm için konuştuğumda aynı zamanda da pamuk kutusundan çıkardığım küçük pamuk parçasına dökmek için batikonun kapağını açmaya çalışıyordum.

Beni sanki çok önemli bir iş yapıyormuşum gibi sakince izleyen Hyunsuk konuşmam üzerine anında sakinliğini kaybetmiş ve "Bu edilmesi gereken bir kavgaydı. Çocuk sana yürüyordu ve ben sevgilin olduğumu söylememe rağmen bunun bir önemi olmadığını söyleyip yürümeye devam etti. Benim sevgilime benim gözümün önünde uçtu resmen çocuk." diye konuşmuştu.

Sinirli yüz ifadesi ve muhtemelen farkında olmadan sıktığı benimkine göre küçük olan yumrukları yine gülümsememe sebep olduğunda onunla biraz şakalaşmaya karar vermiş ve "Yani senin gözünün önünde olmadığımızda bana yürüyebilir mi?" diye sormuştum.

Sorum üzerine Hyunsuk kafasını hızlıca benim olduğum tarafa çevirip adeta ateş saçan gözleriyle bana baktığındaysa kendimi tutamamış ve büyükçe bir kahkaha atmıştım.

"Ah ne hoş, ben kavga edip yaralanıyorum, sevgilim hala benimle dalga geçiyor."

Hyunsuk sahte bir üzgünlükle kafasını diğer tarafa çevirdiğinde yine oyuncu bir edayla "Ama sen iki gün önce sevgili değiliz demiyor muydun Hyunsuk?" diye sormuştum.

Bunun üzerine yine hızlıca bana dönen Hyunsuk "Jihoon şimdi sana da kafa atıcam. Uğraşma benimle. Zaten iyiyim dediğim halde getirdin beni revire. Sinirliyim sana. Ama tabi en çok kantindeki çocuğa sinirliyim. Sevgilin olduğumu söylediğim halde nasıl yürüyebilir sana?" diye hızlıca cümleleri ard arda sıraladığında bu haline gülümsemiş sonra da pamuğa döktüğüm batikonu kenara koyup tekrar Hyunsuk'a dönmüştüm.

first l is h ↦ hoonsuk ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin