11¿

1.2K 73 5
                                    

Istek: jeonjimin_real

Seni kıskanırlarsa
(İkizler)

Dipper: Kasabanın sokaklarında birlikte yürüyordunuz.
"(S/A)?"
Duyduğun tanıdık sesle merakla kafanı çevirdin Dipper da seninle beraber çevirdi.
"Nolan?"
Orta okul arkadaşını görmeyi beklemiyordun.
Uzun boylu genç çocuk gülümseyerek size doğru geldi.
"Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu."
"Evet."
Nolan'ın gözlerini senden ayırıp Dipper'a baktı, Dipper da dostça olmayan bir merakla onu inceliyordu.
"Nolan bu erkek arkadaşım, Dipper."
Elinle Dipper'ı gösterdin. "Dipper bu da orta okuldan arkadaşım Nolan."
"Öyle mi? Tanıştığımıza memnun oldum."
Dipper'a elini uzattı. Dipper istemeye istemeye onun elini sıktı.
"Ben de."

"Burada ne yapıyorsun Nolan?"
Merakla Nolan'a sordun.

"Ailemle ülke turuna çıkmıştım, buraya bir uğrayalım dedik. Hiç nereye taşındığını söylememiştin, burada karşılaşmak sürpriz oldu."
"Evet öyle."
Dipper, Nolan'dan hiç hoşlanmamıştı.
Hemen sohbete daldı.
"(S/A), Ford amcaya bir an önce isteği eşyaları götürsek iyi olur." elindeki poşeti salladı.
"Evet, haklısın."
Dipper'ı onayladın.
"Sen buradan nereye gidiyorsun?"
"Otele."
Sizin gideceğiniz yönü gösterdi. 'Hay böyle işin içine-' Dipper kendi kendine söylendi.
"O tarafta."
"Aslında biz de oradan gidiyoruz. Belki bizimle yürüyebilirsin."
Mutsuz mutsuz etrafa bakınan Dipper'a döndün.
"Sana uyar mı?"
Dipper hayır demek için can atsa da, kıskandığını düşünmeni istemiyordu.
"Tabii, ee, neden olmasın?"
Böylece Nolan ile sen ve Dipper yürümeye başladınız.
Bir yandan yürürken bir yandan da Nolan size,aslında daha çok sana, yol maceralarını anlatıyordu.
"Evet, az daha kanyondan aşağı düşüyorduk. Çılgıncaydı."
Nolan hikayesini bitirdi.
"Vay, iyiymiş."
'İz dihi kinyindin dişiyirdik. Çilginciydi gev gev. Çok sinir bozucu, yaşadığı macarea sanki bizim yaşadıklarımızı duysa ne yapar acaba?' kendi kendine söyleniyordu. Bu çocuk neden bu kadar çok konuşuyordu ki? Ayrıca yüz hatları neden bu kadar düzgündü? Neden boyu bu kadar uzundu ve neden bu kadar yapılıydı? En önemlisi neden seninle bu kadar çok ilgileniyordu?
"Aa, işte geldik."
Otel binasının önünde durdunuz.
"Umarım sonra tekrar görüşürüz."
"Tabii."
Birbirinize el salladınız ve o otele girdi.
Tekrar Dipper ile baş başa yürümeye başladınız.
Dipper'in mutsuz ve gergin olduğunu fark etmen çok uzun sürmedi.
"Dipper, sen iyi misin?"
Dipper iç çekti.
"Nolan'dan hoşlanmadım."
Gülümseyerek Dipper'in elini tuttun.
"Sadece hoşlanmadın mı yoksa aynı zaman da kıskandın mı?"
Dipper'in yanakları kızardı.
"Belki."
Dipper'a biraz daha yaklaştın.
"Belki mi?"
"Tamam, tamam."
Dipper ellerini teslim olur gibi kaldırdı.
"Kıskandım ama bu seninle ilgili değil, yanlış anlama. O sadece... görünüşü fazla mükemmeldi."
Güldün.
"Evet sanırım öyle ama salağın teki."
"Hah?"
Dipper şaşırmış görünüyordu.
"Orta okula sinir tipin biriydi çok iyi arkadaş değildik. Kabalık olmasın diye bu kadar yakın davrandım, bir daha görüşmeye niyetim yok."
Dipper şaşkın görünüyordu.
"Demek öyle."
Dipper'a sarıldın.
"Senin içinde dışında ondan daha mükemmel."
Dipper tamamen kızarmıştı, aptal aptal gülümsedi.
"Ö-öyle söyleme."

Mabel: "Hala orta okul buluşmama gitmek isteğinden emin misin? Ben bile gitmek istemiyorum."
Sen konuşurken Mabel son bir kez aynada kendine bakıyordu.
"Tabii ki (S/A) bence sen de heyecanlı olmalısın eski arkadaşları göreceksin!"
"Meh, bu beni pek heyecanladırmasa da, sen istiyorsan gideriz."
"Nasıl olmuşum?"

Mabel sana döndü.
Üstünde uzun, toz pembe saten bir elbise vardı, altına şeffaf-bej topuklu ayakkabılar giymişti. Sade bir makyajı vardı, saçlarını dalgalı yapmıştı. Elbisenin boyun kısmı göğsünün üstünde bitiyordu, giydiği altın kolyenin yuvarlak taşı ise boyun kısmının  hemen üstünde duruyordu.
Gülümsedin
"Çok güzel olmuşsun."

Birlikte salona girdiniz, etrafta bir sürü tanıdık yüz vardı ama sizin dikkatınızı ilk yemek masasındaki çikolata föndüsü çekmişti.
Hemen koşarak yemek masasına gittiniz.
"İlk çilekle mi yoksa muz ile mi deneyelim?"
Mabel'a sordun.
"Hiç mi hiç önemli değil."
Yemek masasında yemek yerken bir yanda senin eski orta okul arkadaşlarınızla konuşuyordunuz.
Tam çikolatalı kekleri yiyeceğiniz sırada uzun boylu, güzel bir kız yanınıza koştu.
"(S/A), merhaba!" şaşkın şaşkın arkana baktın.
"Aa, Karina. Nasılsın."
Karina gülümsedi.
"İyi gidiyor."
Gözlerini senden ayırıp Mabel'a baktı.
"Yanında birini de getirmişsin."
"Evet, bu benim sevgilim Mabel."
Mabel el sallayıp gülümsedi.
"Memnun oldum."
Karina'da gülümsedi.
"Ben de."
Konuşmaya başladınız. Ama bir sorun vardı, Karina çok fazla konuşuyordu ve sürekli seninle ilgileniyordu.
Bu Mabel'i biraz rahatsız etmişti. Kolay kolay kıskanacak biri değildi ama Karina onun sinirini bozmuştu.
Müziğin başlamasıyla Karina'da susmuştu.
"Ben dansa gidiyorum. Siz de geliyor musunuz?"
"Biz biraz daha burada oturacağız."
Gülümseyerek onu reddeddin.
"Peki, sonra görüşürüz."
Oradan ayrıldı.
"Amma çok konuştu."
Sırtını sandalyene yasladın.
Mabel somurtuyordu.
"Çok sinir bozucu birisi."
Yüzünde sinsi bir gülümseme ile ona baktın.
"Hmm, kıskandın mı?"
Mabel, utangaç utangaç gülümsedi.
"Belki biraz."
Güldün.
"Merak etme, o kızı ben de pek sevmiyorum. Çok fazla konuşuyor ve biraz gösteriş manyağı."
Mabel'in omzunu dürttün.
"O gelmeden gidelim mi?"
"Tamam!"}

_________
Merhaba!
Bu iki bölüm olacak çünkü uzun oldu. Geri kalanı yarına yazacağım yani umarım shwbwhwbwb

Sevgiler~








Gravity Falls| Tepkiler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin