Bir partiye gidersiniz ve partide birbirinize açılırsınız.
Pines ikizleri
Dipper: Birlikte atıştırma tezgahının yanında dans edenleri izliyordunuz. Sen sakin sakin dans pistindekileri izleyip içeceğinden küçük yudumlar alıyordun. Dipper ise elindeki kokteylden bir yudum bile almamıştı. Hatta - öyle sanmana rağmen- pistekilerle ilgilenmiyordu. İlgilendiği tek şey sendin. Yüzünü incelerken bir yandan da sana olan hislerini nasıl açıklayacağını düşünüyordu.
"Belki de şuan sırası değildir. Yani ileride ona açılmak için daha çok fırsatım olacak" (sen mal ben mal birbirimize açılacağız derken bir ömür geçer)
Kafasında planlar kurarken şarkının bittiğini fark etmemişti. Araya giren slow şarkıyla beraber nerede olduğunu hatırlayıp kendine gelmişti.
Gülümsedin, dansın ritmine uyarak oturduğun yerde sallanmaya başladın.
-Şarkı çok hoşmuş.
Dipper'in yüzü kızardı.
-E-evet çok güzel.
Ellerini sıktı. Aklına gelen fikri yerine getirip getirmemekte kararsızdı. Sonunda kelimeler ağzından istemsizce çıktı.
-Dans etmek ister misin?
Şaşkınlıkla ona baktın. Sonra gülümseyip
-Aslında, olur.
Dedin.
Dipper'in yüzü iyice kızarmıştı.
Elele tutuşarak dans pistine gittiniz.
Beceriksizce ellerini onun omzuna yerleştirdin. O da aynı beceriksizlikte ellerini senin beline yerleştirdi.
İkiniz bir süre ne konuştunuz ne de birbirinizin yüzüne bakabildiniz. İkinizde çok utanmıştınız.
Sessizliği bozan ise sen oldun.
-İlk kez mi dans ediyorsun?
Kocaman gözlerle sana baktı ve kekeleyerek cevap verdi.
-Şey, eee öylede denebilir.
Güldün.
-Sanırım ben de.
Dipper çekinerek gülümsedi.
Dans boyunca ufak sohbetler yaptınız.
Dans bitince de birbirinizi bırakmadınız.
-Çatıya çıkmak ister misin? Burası biraz havasız oldu sanki?
-Evet, ben de sıkılmıştım.
Dipper elinden tutarak seni çatıya çıkardı.
Birlikte yıldızları izleyip sohbet ederken Dipper bazı şeyleri içinde tutmamaya karar vermişti.
-(S/A)...
Dikkatle ona baktı.
-Evet?
Gerildi, söyleyip söylememek arasında gidip geldi ama cümleye bir kere başlamıştı.
-Şey, biliyorsun birbirimizi epeydir tanıyoruz vee ben...
Merakla onu dinliyordun.
Gözlerine baktı.
-Ben, ben senden hoşlanıyorum.
Tepkisiz ona baktın. Sen tepki vermeyince gerildi.
"Neden Bir şey söylemedi? Hayır, her şeyin içine ettim."
-Yani ben... Şey evet senden arkadaş anlamında hoşlanıyorum ama öbür anlamda belki senden biraz daha fazla hoşlanıyor olabilirim. Yani belki birazcık, her gün tavana bakarak seni düşündüğümden veya uzaktan seni izlemeyi sevdiğimden falan değil ama-Biranda onu yanağından öptüğünde dili tutuldu.
-Sorun değil Dipper ben de senden hoşlanıyorum.
Şaşkınlıkla sana baktı.
-Mmm, arkadaş anlamında mı yoksa diğer anlamda mı?
Güldün.
-Diğer anlamda da.
O da güldü.
-Iı, bir süre daha burada kalmak ister misin yoksa...
-Bir süre daha burada kalalım. Burası insanı gerçekten büyülüyor.
O gün, tüm gece elele tutaşarak yıldızlara bakmıştınız. Sabaha karşı ise birlikte uyuya kalmıştınız fakat uykuda birbirinize sarıldığınızın farkında değildiniz.
Mabel sizi bulduğunda ise ilk işi bir fotoğraf çekmek olmuştu.
"Hihihi, bunu herkesin görmesi lazım!"Mabel: Mabel sizi zorla Pasifica'nın 'evinde' hazırladığı partiye götürürdü.
İlk başta bunun saçma ve sıkıcı olacağını düşünürdün ama zaman geçtikçe eğlenmeye başlardın birlikte salonun ortasında koşturup aptalca hareketler yapardınız. Atıştırmalık tezgahındaki abur cuburların hepsinden bir avuç alır, yarısını yer yarısını ise Mabel'in tavşanlı çantasına tıkardınız. Etrafta koşuştururken bahçeye çıkan bir kapı bulurdunuz.
-Benceeee bir göz atmamızda sorun yok.
Mabel hınzırca gülümsedi.
Sen de onun fikrine karşı çıkmadın.
Birlikte bahçeye çıktınız. Süslü, beyaz
Sohbet ederken birbirinizin elinden tuttuğunuzu uzunca bir süre fark etmediniz.
Bunu fark edince ikinizde kızardınız.
Ellerinizi geri çektiniz. Uzun bir süre sessizlik oldu.
-Hey, Mabel
Mabel sana baktı yüzü hala kırmızıydı.
-Ne oldu
-Ben sana söylemem gereken bir şey olduğunu düşünüyorum.
-(Takma adın) , ben buradayım. Eğer bir şey söylemen gerekiyorsa söyleyebilirsin.
Sıkıntıyla omzunu kaşıdın.
-Ben... Senden hoşlanıyorum. Sanırım. Yani sen nasıl düşünüyorsun bilmiyorum ama.
Mabel'a baktın şaşkın görünüyordu. Ama sonra yavaşça gülümsedi. Boynuna atlayıp sana sıkıca sarıldı.
-Ben de senden hoşlanıyorum (S/A)
-Gerçekten mi?
Bunu bekleniyordun. Mabel uzun zamandır tanıyordun ve senin gibi birinden hoşlanacağını hiç düşünmemiştin. O havalı ve oldukça hoş görünümlü kişilerden hoşlanıyordu. Ama sen kendini öyle görmüyordun.-Evet! Sana söyleyecektim ama beni arkadaş olarak gördüğünü düşünmüştüm o yüzden sana açılmak istemedim.
Güldün.
- Birine ondan hoşlandığını söylemekten çekindin, öyle mi?
Omzuna vurdu.
-Hey, bu senin suçundu!
Birlikte gülmeye başladınız.
Bahçedeki itirafından sonra partiden ayrılıp kulübeye döndünüz. Ama sabaha kadar uyumadınız. Diğer herkes odada mışıl mışıl - ve horul horul- uyurken siz ikiniz oturma odasında şakalaşıp abur cubur yediniz.
______Öncellikle ölmedim, teşekkürler.
Merhaba herkese sonunda bölüm atmayı başardım. Tepkiler çok uzun olduğu için üçe bölmeye karar verdim.
Şimdilik bu kadardı umarım daha güzel daha sık bölüm atabilirim.Herkese sevgiler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gravity Falls| Tepkiler
AcakTepkiler (yine ehe) ~Sfw, Fluff, angst yazıyorum ~Nsfw ve şiddet içerikli şeyler yazmıyorum ~İsteklerinizi söyleyebilirsiniz, ama bunu saygı çerçevesinde yapın. "Bill yazsana lan" ya da emir verir gibi "Dipper, Mabel" gibi tek şeyler yazarsanız b...