5. Bölüm-Kötülüğün Uyanışı

79 4 1
                                    

Archie'den
Deli gibi terliyor, yaşadığım şeylerin bedelini, yumrukladığım boks torbasına ödetiyordum. Hiç durmadan vuruyordum. Aşağıdan gelen sesle irkildim. Köpeğim Vegas havlıyordu. Bir havluyla terimi silip aşağıya indim. Vegas , kapıya doğru havlıyordu. Kapıyı açtım. Vegas koşarak sokağımızın arkasındaki çöp kutularının yanına koştu. Çöp kutularının arkasına baktığımda gördüğüm şeyin bir insan tarafından yapılmış olması imkansız gibiydi. Yüzü neredeyse tanınmaz halde olsa bile saçı ve giysilerinden Gladys Jones olduğu belliydi. Vücudu bel kısmından ikiye ayrılmıştı. Kesilen kısım , kurtçuklar ve sineklerlerle doluydu. Yüzünün derisi sanki bir jiletle soyulmuş gibiydi. Gözlerinin yerinde kanlı boşluklar vardı. Ayakları kesilip koparılmıştı. Midem ağzıma gelmiş bir şekilde yere çöktüm. Derin derin nefes almaya başladım. Kanım donmuştu. Hızlı adımlarla eve gidip Bay Jones'u arayıp haber verdim. FP ve birkaç polis memuru geldi. Cesedi gördüklerinde , hepsi şok oldu. FP'nin gözleri dolmuştu. Nefesi sıklaşmıştı. Biraz sakinleştikten sonra cep telefonuyla , Jughead'i aradı. Ona annesinin cesedini bulduklarını söyledi. On dakika içinde çöp kutularının etrafı , polis , komşular ve meraklı vatandaşlarla çevrelenmişti. Jughead ve Betty telaşla gelmişlerdi. FP , üzeri örtülü olan cesede koşan Jughead'in önünü kesip onu tuttu. FP , Jughead'i sıkı sıkı tutuyor , gitmesine izin vermiyordu. Betty , polis şeriflerin geçip cesedin yanına gitti. Örtüyü kaldırıp baktıktan sonra eliyle kendi ağzını kapatıp kısık sesli bir çığlık attı. Jughead , dayanamayıp yere çöktü. İç çekerek ağlamaya başladı. "Anne... anne!". Jughead'in haykırışı tüylerimin diken diken olmasına sebep oldu. Jughead'i ilk defa bu kadar ağlarken görüyordum. Betty , Jughead'in yanına gidip ona sarıldı ve o da ağlamaya başladı. Gözyaşlarımı daha fazla tutamayıp ben de gidip onlara sarılıp ağlamaya başladım. Daha sonra şoförüyle Veronica geldi. O da aramıza katıldı. Yaklaşık on dakika boyunca sarılıp ağladık.

Hepimiz ayağa kalktık. Jughead , ölü gibi görünüyordu. Bir koluna Veronica , diğer koluna ben girdim. Veronica'nın arabasına bindirip onu ve Betty'yi evine götürdük. Alice , halâ Riverdale Register'daydı ve muhtemelen kimse ona henüz haber vermemişti. Betty ve Veronica , Alice'e haber vermek için yanına gittiler. Jellybean okuldaydı. Ben ve Jughead kalmıştık. Jughead'i odasına çıkardım. Üstündekileri çıkarması için ona yardım ettim. O duşa girmişken ben de onu nasıl teselli edeceğimi düşünüyordum.
Jughead , belinin altını kapatan bir havluyla çıkıp yatağına uzandı. Ben de yatağın ucunda oturuyordum. Elini , nemli saçlarının arasında gezdirdi. Tavana bakıyordu , düşünüyordu. Elimi , bacağına koyup " Ne düşünüyorsun Jug?" diye sordum. Oturup , "Annem. O öldürüldü Archie. Üstelik vahşice öldürüldü. Acı çekerek öldürüldü. Onun intikamını alacağız. Almak zorundayız." Başımı öne doğru sallayarak karşılık verdim. Yaşadığı şey çok zordu. Annesini kaybetmek. Üstelik bu kadar vahşice bir şekilde öldürüldüğünü bilmek. Ben de babamı kaybetmiştim ama babam bir kaza sonucu ölmüştü. Jughead'in annesi ise bir cinayete kurban gitmişti.

Üstünü giymesine yardımcı olup , Jughead'i odada yalnız bıraktım. Odanın kapısında birkaç dakika bekledim. İçeriden ağlama sesleri gelmeye başladı. Aşağıya inip mutfaktaki masaya oturdum. Yarım saat sonra Jughead ağlamaktan kızarmış gözlerle aşağıya inip yanıma oturdu ve bir süre sonra da FP , Alice , Betty ve Veronica geldi. Hepimiz masanın etrafında toplandık. Jellybean'in ise halâ olanlardan haberi yoktu. FP , "Onu otopsiye verdik. Dr. Curdle Jr. bittiğinde bize haber verecek." dedi. Alice , "Peki olay yerindeki tanıklardan bir şey çıktı mı , FP?"
FP , "Hayır , o sırada orada kimse yokmuş ve yolu çeken kameradan görüntüler silinmiş. Bakın ne diyeceğim çocuklar , şimdilik hepiniz evlerinize gidin. Şu an kimse sağlıklı düşünecek durumda değil. "
Veronica şoförünü çağırdı ve ben de hemen yandaki evime yürüdüm. Bugünü muhtemelen aklımdan asla silemeyecektim. Gladys'in o görüntüsü sürekli aklımdaydı. Annem işindeki yoğunluğundan dolayı gece geldi. Ona her şeyi anlatacaktım ama o zaten Riverdale Register'ın internet sayfasından öğrenmişti. Eşyalarını bırakıp bana sarıldı. "Ah tatlım. Bu çok kötü. Dediklerine göre onu sen bulmuşsun.". Annemin gözleri dolmaya başlamıştı. Beni teselli edip odasına çıktı. Ben de önce duşa girdim. Daha sonra üstümü giyip bugün olanları düşünmeye başladım.

****************

FP'den
Jellybean gelmişti. Jughead , Betty ve Alice odalarındayken , zor işi bana bırakmışlardı.
-Hey Jellybean ! Otursana.
-Peki baba. Herkes nerede? Betty , Jug ve Alice?
-Onlar odalarındalar. JB. Sana bir şey söyleyeceğim. Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama annen ... onu kaybettik. Maalesef bugün cesedi bulundu. Evet biliyorum , o senin için çok değerliydi ve sana söz veriyorum. Ona bunu yapanı bulacağım.
-Nasıl yani o öldürüldü mü?
Jellybean'in gözleri yaşarmaya başlamış , konuşurken sesi çatlamıştı. Kırık bir sesle "Evet." diye cevap verdim. Ağlayarak , hızla odasına koştu. Yaşlı gözlerimle ona baktım. Buzdolabını açıp bir bira çıkardım. Kapağını açıp yudumlamaya başladım. Gladys'i düşünüyordum. Onunla geçen yıllarımızı , evliliğimizi , onun Toledo'ya gidişini , her şey gözümün önünden geçiyordu. Sonra bugünü hatırladım. Archie'den gelen telefonla olay yerine gittim . Çöp kutularının etrafına polis şeridi çektik. Daha sonra çöp kutularının arkasında onu gördük. Gladys'i , Jughead ve Jellybean'in annesini , on sekiz yıllık eşimi , iki parçaya ayrılmış cesedi. İlginç olan ise cesedin hemen yanında bulduğumuz ve muhtemelen katilin bırakmış olduğu mavi eldivendi.

****************

Betty'den
Sabah olmuştu. Jughead henüz uyanmamıştı. Ellerimi , yüzümü yıkayıp dişimi fırçalayıp dışarı gitmek için hazırlandım. Jughead farkına varmadan otopsi bilgisini almalıydım. Ses çıkarmadan dışarı çıkıp annemin arabasıyla Dr. Curdle Jr.'ın kliniğine doğru yola çıktım. Orada Veronica ile buluşacaktık.

Kliniğe vardığımda arabayı park edip arabadan indim ve kitledim. Veronica'ya sarılıp birlikte içeri geçtik. Yanımda getirdiğim içi para dolu zarfı Dr. Curdle Jr.'a uzatıp "Her zamanki gibi. Bozuk para." dedim. Doktor , elimdeki zarfı alıp başıyla onayladı ve odanın ortasında duran masanın üstündeki cesedin örtüsünü kaldırdı. Tanrım! Dün gördüğüm halinden daha da beterdi. Yüzü korkunç görünüyordu. Gözleri zaten yoktu. Gri teni , soyulmuş yüzü , boş göz oyukları , kesilmiş ayakları ve ikiye bölünmüş vücudu ile adeta bir korku filminden fırlamış gibiydi. Dr. Curdle Jr. konuşmaya başladı.
"Kurban , başına sert bir cisimle darbe almış ve muhtemelen bayıltılmış. Yara izlerinin tazeliğine , şekillerine ve kanın durumuna bakacak olursak henüz canlıyken yüzü bir jiletle soyulmuş ve ayakları bir kasap satırı ile kesilmiş. Kan kaybından yavaş yavaş ölürken elektrikli testere ile vücudu ortadan ikiye bölünmüş. Bazı iç organları kayıp. Bu da kurbanın başka bir yerde öldürülüp daha sonra bulunduğu yere getirildiği sonucunu gösteriyor. İkiye ayrıldığı için vücuttan bazı organlar , kesildiği yerde dökülmüş olmalı. Gözleri ise muhtemelen kaşık benzeri bir aletle çıkartılıp kopartılmış . Bu gerçekten hayatım boyunca incelediğim en rahatsız edici vaka olabilir. "
Veronica ve ben klinikten çıkıp otoparka geldik. Veronica bana bakıp "Betty , bu da neydi? Yani Bayan Jones ... nasıl ... bu kadar vahşice öldürüldü?" dedi.
Gözlerimden yaşlar akarken "Bilmiyorum." dedim. "Ama bunu çözeceğiz V. Bunu Jughead'e borçluyuz. Hadi karakola gidip bir ipucu var mı diye bakalım."

RIVERDALE AfterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin