3. Bölüm-9 Numara

80 5 2
                                    

Veronica'dan
"Günaydın Pop!" diyerek selamladım Riverdale'in çalışkan adamını.
"Günaydın Bayan Lodge. Size bir mektup geldi."
Tezgahın altından çıkarıp mektubu bana verdi. Üzerinde kalın, büyük harflerle Veronica Lodge yazıyordu. Pop, bunu posta kutusunda bulduğunu söyledi. Kafenin arkasındaki gizli kapıdan geçip La Bonne Nuit'e indim. Eşyalarımı yerleştirip mektubu açtım. İçinden çıkan kenarları mavi olan kağıtta şöyle yazıyordu:Birisi Kurban Edilecek

Şaşkın bir şekilde düşünmeye başladım. Yoksa yeni bir Siyah Kapüşonlu mu vardı? Kasabada yaşanan onca şeyden sonra bu insanlardan daha ne istiyorlardı? Herkes yeterince acı ve korku yaşadı. Ne yapacağımı bilemezken aklıma böyle işlerin ustası olan en yakın iki dedektif arkadaşım geldi: Betty ve Jughead.

-Betty,hemen Jughead'le birlikte Pop's'a gelmen gerekiyor.
-V? Ne oldu? Kötü bir şey yok değil mi?
- Şu an için yok. Hadi hemen. Sizi bekliyorum.

Betty ve Jughead telaşla kafeye girdiler.
"Veronica,neler oluyor?" diye sordu Betty.
"Çocuklar. Sanırım yeni bir katilimiz var. Pop sabah geldiğinde bu mektubu bulmuş." Mektubu karşımda duran Bughead ikilisine uzattım.
Betty "Ah olamaz ,yine mi?", dedi. Jughead ise mektubun şekliyle ilgileniyordu. Mesajın yazılı olduğu kağıdın kenarlarının mavi olmasını ilginç bulmuştu. Sanki kağıdın kenarları sonradan maviye boyanmış gibiydi. Jughead"Bu kağıdı incelemesi için Charles'a ihtiyacımız olabilir Betty.", dedi. Betty:
"O zaman vakit kaybetmeden hemen Charles'ın yanına gitmeliyiz. Bunu yazan kişinin gerçek niyetini bulmalıyız ve eğer ciddiyse, geç kalmak birinin canına mal olabilir.", dedi.
İkisi telaş içinde kafeden çıktılar.

**************

Cep telefonumu masadan alıp Archie'yi aradım.
-Selam Archiekins. Nasılsın?
-İyiyim Ronnie. Sen nasılsın?
-Her zamanki gibi. Tabii sabah, kim olduğu belirsiz bir manyaktan, birinin kurban edileceğini haber veren bir mektup aldığımı saymazsak.
-Ne? Mektup mu? Ne mektubu Ronnie? Bana hemen ne olduğunu anlatmalısın.
- Kafeye geldim ve Pop bana posta kutusunda bulduğu bu mektubu uzattı. Üzerinde benim adım yazılıydı. Açtım ve mavi kenarlı bir kağıtta "Birisi Kurban Edilecek" yazıyordu. Ben de hemen tanıdığım en iyi iki dedektifi aradım. Kağıdı incelemek için aldılar.
- Hayır,olamaz. Yeni bir katil mi? Bu kasaba daha ne kadar bedel ödeyecek Ronnie?
-Haklısın Archiekins. Bakalım Betty ve Jughead bir şeyler bulabilecekler mi?
-Bir gelişme olursa beni haberdar edersin.
-Peki. Seni seviyorum.
-Ben de. Görüşürüz.

Archie'yle görüştükten sonra düşünmeye başladım. Ya bu sefer kurban çok yakınımdan biri olursa? Ya annem olursa?Ya babam olursa? Ya ben olursam? Bu düşüncelere dalmışken arkamdan gelen sesle irkildim.
"İyi günler Bayan Lodge.", dedi evimizin koruma görevlisi Roger.
-Roger?Burada ne işin var? Bir şey mi oldu?
-Bayan Lodge,hemen benimle Riverdale General'a gelmelisiniz. Babanız... bir saldırıya uğradı.
-Ne?Ne oldu? Nasıl ama-
-Size ne olduğunu yolda anlatırım. Şimdi gitmeliyiz. Babanız sizi görmek istiyor.
Roger'ın anlattığına göre babam, Pembrooke'dan çıkıp arabasına bineceği sırada vurulmuştu. Kurşun göğsüne isabet etmişti.
Hastaneye varmamızla arabadan kendimi atmam bir oldu. Koşarak lobiye gidip babamın oda numarasını sordum. 9 Numara.
Koridorun sonundaydı. Annem ,kapının önünde gözleri yaşlı bir şekilde bekliyordu. Beni görür görmez kollarıma atladı. Birbirimize sarılıp derin derin iç çektik. Annemden ayrılıp odanın kapısını açtım.
"Mija?"
Babamın sesi oldukça kısık ve yorgun gibiydi. Yatağının kenarına oturup ellerimle elini tuttum. Omzu bandajlanmıştı. Ağzını ve burnunu kapatan bir oksijen maskesi takıyordu. Babamı böyle görmek beni çok üzüyordu. Beni savunmasız hissettiriyordu.
"Baba,neler oldu? Sen nasıl...". Cümlemi bitiremeden göz yaşlarına boğulmuştum. Babam,
"Dinle kızım, eğer başaramazsam veya başka bir şey olursa,bilmen gereken şeyler var. Annen, herhangi tehlikeli bir olay yaşanırsa sizi Greendale'de bulunan gizli evimize götürecek. Hermosa'nın Los Angeles'dan getirteceği korumalar sizin güvenliğinizi sağlayacak ve sen kızım... Çalışma odamda... duvardaki portrenin arkasında bir kasa var. Şifresi-"
"Benim doğum günüm."dedim. "Evet."diye cevap verdi.
Babam iyi bir insan sayılmazdı. Hatta kasabadaki insanlara sorsanız birçok kişi Hiram Lodge'un tanıdıkları en kötü kişi olduğunu söylerlerdi.
Ama o benim babamdı, bende onun küçük kızıydım. Benim başıma böyle bir şey gelse sorumluyu bulur ve gerekeni yapardı. Ben de böyle yapacaktım. Bu işi bir Lodge gibi çözecektim. Aklıma bu sabah aldığım mektup geldi. Peki bu saldırının mektubu gönderen kişinin mi yoksa babamın yeraltı dünyasındaki düşmanlarından birinin mi marifeti olduğunu nasıl anlayacaktım?
"Peki kasanın içinde ne var baba?Baba?"
Babamın gözleri yavaş yavaş kapandı. Nefes alış verişi hızlandı. Koşarak bir doktor çağırdım. Beni odadan çıkartıp babama müdahale etmeye başladılar. Kim derdi ki Riverdale'in en güçlü adamı bir kurşunla aylarca komada kalacaktı?

**************

Gözyaşları içinde eve geldim. Annem ve Hermosa daha gelmemişlerdi. Babamın bana yapmamı söylediği şeyi hatırladım. Hemen çalışma odasına gidip portreyi indirdim. Kasaya şifreyi girdim. İçinde külçe altın görmeyi beklerken yaklaşık 10 santim kalınlığında dosyalar buldum. Bir dosyayı alıp ilk sayfasını açtım. Açtığım her dosyanın her sayfasında şaşkınlığım gitgide artıyordu. Babamın Riverdale'da 4 sene içinde yaptığı şeylerin benim bildiklerimle sınırlı olmadığını anladım. En alttaki dosya ilgimi çekti. Diğerlerinden farklı olarak siyah renkli bir kapağı vardı. Dosyayı açıp içindekileri okuyunca belki de babamı vurulmasının o kadar kötü olmadığını düşünmeye başladım. Yaptığı bu şeylere karşın vurulmak , çocuk oyuncağı gibiydi. Ama babamın "asıl planının" yazılı olduğu belgeyi de okuyunca bir insanın daha ne kadar kötü olabileceğini düşündüm. Babam öleceğini düşündüğü için bu belgeleri bana teslim etti. Ama olur da eğer ölmezse, onu kendi ellerimle öldüreceğimden emindim.

RIVERDALE AfterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin