13)DR. STRANGE | SH.

1.8K 82 177
                                    

Sherlock Holmes X Sen.
____________________________

Sherlock ile 9 yıldır evlisiniz, bir oğlunuz var. 7 yaşında ve adı Hamish. John amcasının isteği üzerine bu ismi koydunuz ve oldukça mutlu bir aileniz var.

Oğlunuzun doğum gününden bir hafta önce bir yurt dışına iş seyhahatine çıkman gerekiyor. Ancak Sherlock'a ve Hamish'e doğum gününde evde olacağına söz veriyorsun. Ayrıca Hamish bir çizgi roman hayranı olduğundan ona sürpriz olarak sevdiği çizgi romanın son serisini almaya söz veriyorsun.

Bunun üzerine vedalaşıp ailenden ayrılıyorsun.

Sherlock ve Hamish sen uzaklarda olduğun sürece her akşam seni arıyorlar ve uzun uzun telefonda konuşuyorsunuz.

"Anne, bugün babam beni okuldan aldıktan sonra cinayet mahaline gittik. Bir görmelisin, her yer kan içindeydi."

Oğlunun bu söylediklerini biraz özlem dolu, biraz kızgın ve heyecan içinde anlatışına sevgi dolu şekilde yanıt veriyorsun.
"Hamish, babana söyle. Seni bir daha suç mahaline götürmesin lütfen."

Hamish gülerek yanıtlıyor.
"Babam yanımda ki! Seni duyuyor. Anne biliyor musun? Babam seni çok özledi! Ben de çok özledim."

Bu sözlerin üzerine duygulanıyorsun. Biliyorsun ki bir şey söylersen gözyaşlarını tutamayabilirsin. Sherlock bunu fark ediyor ve telefonu oğlunun elinden alıyor.
Tartıştıklarını duyabiliyorsun.

"Hamish, bugünlük bu kadar yeterli. Yarın erken kalkacaksın bu yüzden şimdi yatağa."
"Ama babaa! Lütfen lütfen..."
"Hamish, annen uyku vaktini kaçırdığımızı öğrenirse bize çok kızar."
"Annem bizi duyuyor ki zaten."

Sherlock telefonu kulağına alıp sana "Bu çocuk neden bu kadar zeki? Bana küçükken böyle dedikleri zaman ben inanırdım."diyor.

Kahkahaların tutamıyorsun, onlar görmüyor ama bir yandan gözlerinden yaşlar hafifçe süzülüyor. Onların yanında olmak istiyorsun.

Hamish mızırdanarak da olsa odasına gidiyor ve sevgili eşinle baş başa kalıyorsunuz.
Gün içinde neler yaptığınızı anlatıyor, dertleşiyorsunuz. Sonunda elbette dönüp dolaşıp konu canınızdan çok sevdiğiniz çocuğunuza geliyor.

"Çizgi romanları alabildin mi (s/a)?"

"Evet, Doktor Strange, değil mi?"

"Evet evett, o. Benim de bir süprizim var."

"Anlat bakalım."

"Umm... Sana da süpriz olsun."

"Sherlock! Cinayet mahalleri doğum günleri için uygun değil."

Sherlock bir an duraksadı.
"Kim demiş? Ama tamam, merak etme. Cinayet ile ilgili hiçbir şey olmayacak. Söz veriyorum."

"Pekala, az kaldı. Geleceğim hayatım."

"Evet, yaklaşık 42 saat kaldı."

Gülümsüyorsun.
"Ben de seni özledim tatlım. Tatlı rüyalar."

Bunun üzerine bir şey demiyorsunuz. Ve telefonu kapatıyorsunuz. Kocanı tanıyorsun, sevgi sözcüklerine pek bayılan biri değil, ama önemsediğini her zaman bir şekilde belli etmeyi başarıyor. Onları ne kadar sevdiğini düşünerek mutlulukla uykuya dalıyorsun.

Nihayet beklediğin gün geliyor ve uçaktan inip taksiyle eve geliyorsun. Bayan Hudson kapıyı açınca sevinç içinde birbirinize sarılıyorsunuz.

Mutfaktan koşturarak Hamish geliyor ve beline sarılıyor.
Dizlerinin üstüne çökerek onu kucaklayarak özlem gideriyorsunuz.

"Hamish? Baban nerede?"

"Yukarıda, ama bütün gün inmedi. Anne, John amca ve Rosie de gelecekmiş! Bayan Hudson ile onlara pasta yapıyorduk, daha bitmedi. Bitince en çok Rosie yiyecek çünkü onun sevdiği gibi çilekli. Ah bir de Mycroft Amcam da gelecek! Çok eğlenceli olacak, çok!"

Bayan Hudson ile ona bakıp gülmenizi tutamıyorsunuz, başını okşuyorsun ve ikisi mutfağa geri dönüyorlar.
Sen ise yukarı çıkıyorsun.

Sen tam kapı kolunu tutmuşken kapı açılıyor ve içeride Hamish'den daha komik bir manzara olduğunu görüyorsun.

Sherlock, Doktor Strange kostümleri giymeye çalışıyor. Ve bir takma sakal takmış!..

Gerçekten gördüğün şey karşısında tam anlamıyla şok oluyorsun.

Sherlock Holmes, Doktor Strange olmuş!
Sherlock Holmes...

Birkaç saniye şaşkın şaşkın bakıp kahkahalara boğuluyorsun.

Sherlock ise hiç bozmadan
"Ne var? Neye gülüyorsun?" diye soruyor.
Onun bu tavrına daha çok gülüyorsun.

Sonunda sakinleştiğin zaman çantandan çizgi romanları çıkarıyorsun ve "Aynısı olmuşsun."diyorsun. Bu sözünün üzerine Sherlock da kıkırdıyor.

Dudaklarını bulabilmek için takma sakallarını çekip çıkartıyorsun. Küçük bir öpücükten sonra onları -Sherlock'un yaptığından daha düzgün şekilde- yüzüne yeniden yerleştiriyorsun.

Günün kalanı tahmin ettiğinden de güzel geçiyor.

Hamish, evin ortasında en sevdiği karakteri görünce küçük bir mutluluk çığlığı atarak babasına sarılıyor.
Rosie geldiğinde ona heyecanlı heyecanlı maceralarını anlatıyor.

Sen, Sherlock, John, Bayan Hudson ve Mycroft; pasta ve çaylar eşliğinde güzel güzel sohbet ediyorsunuz.

Ve gün sonunda özlediğin çocuğuna masal okuyup 'iyi geceler öpücüğü' verdikten sonra eşine sarılıp huzurla uyuyorsun...

______________________________

Bu kitabı yazmayı özlemişim. Umarım siz de bölümü beğenmişsinizdir.♡♡♡

Bu kitaba (istekler üzerine♡) devam edeceğim ancak nadiren bölüm atabileceğim sanırım.

Aslında bunu My Dear Genius'a bölüm olarak yazmayı planlıyordum ancak sonra buralara kadar nasıl getireceğini bilemedim ve buraya yazmayı daha uygun buldum.

Sizi seviyorum.
Bir sonraki karakteri siz söyleyin.('◡‿◡')

Sherlock Bbc Hayal EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin