Sherlock Holmes ve John Watson ile "Merhaba çocuklar" ile tanışmak için Londra'nın en büyük bankalarından biri olan Lloyds Bank'ın ön kapısına doğru yürüyorsunuz.
"(s/a)" Sherlock onaylayarak başını salladı, "Yeterince uzun sürdü."
"Dikkatli ol Sherlock, senin benim yardımına ihtiyacın var, tersi değil."
John, "Merhaba (s/a)" diyerek yorumunuza kıkırdar.
"Merhaba John," Nazikçe yanıt veriyorsun. Bir süredir Sherlock ve John ile çalışıyordun ve çoğu insan gibi, ikisinden ikincisini tercih ettin. Belki biraz fazla - ona aşık olmuştun, sert , ama onun asla aynı şekilde hissetmeyeceğini biliyordun.
Sherlock sonunda, "İçeri girmeliyiz," dedi.
Sherlock birkaç gün önce ipuçlarını zamanında bulamazsa bankada bir saldırı olacağını söyleyen bir mesaj almıştı ve son ipucu sizi saldırının zamanına ve yerine götürmüştü. "Sanırım burada hiçbir şey gitmiyor."
Bir saat geçti ve Sherlock hala bir şey anlamadı ve daha da kötüsü, bir zamanlayıcı kapanıyor ve bunun ne için olduğu hakkında hiçbir fikriniz yoktu, "On dakika Sherlock, on dakikamız var!"
" Şu John'u görebiliyorum !"
Üçünüz arasında panik oluşuyordu ve siz ne yapacağınızı bilemiyordunuz, "O zaman bir şeyler yap Sherlock!"
"Deniyorum!"
On dakika her zamankinden daha hızlı geçiyor ve siz daha ne olduğunu anlamadan büyük bir grup insan, maskeli siyahlar giymiş, tamamen silahlanmış bir şekilde bankaya daldı. Binanın her yerinde çığlıklar yükseldi ve Sherlock size döndü, "Saklanmalıyız."
John seni elinizden tutup sizi merdivenlerden yukarı sürükleyene kadar şok yüzünden donmuştunuz, " Hadi , (s/a)!"
Biri seni görünce kasalardan birine girmek üzeresin. Daha sonra olanlar sanki ağır çekimde gibiydi. Silahını John'a doğrultup tetiği çekti ve sen düşünmeden önüne atladın. Acı içinde ağlarsın ve mahzene düşersin. Sherlock anında içeriden kapıyı kilitler ve siz yere düşersiniz, "Hayır, hayır, hayır, hayır (s/a)! Cesaret etme! " John bağırır, yanınıza batar ve sizi kucağına çeker.
"J-John," Titreyen, kanlı bir elinizle uzanıyorsun ve yüzüne dokunuyorsun, "Ben-bu... sorun değil."
"Hayır! (s/a) , lütfen beni bırakma, lütfen! Seni seviyorum (s/a)! "
Kalbin titriyor ve rahat bir nefes veriyorsun, gözlerini kapatıyorsun, "Ben de seni seviyorum John."
"(s/a), lütfen," diye yalvarıyor, gözlerinde yaşlarla, "Lütfen beni bırakma."
Garip bir şekilde, sesinde rahatlık buldunuz, ne dediğini anlayamıyordunuz ama sesini duyabiliyordunuz ve bu sizi karanlığın içinde uyuşturmak için yeterliydi.
Uyandığınızda, sade bir hastane odasındaydınız, John yanınızdaki sandalyede uyurken, "John?" Fısıldıyorsun ve o titriyor.
"(s/a)! Tanrıya şükür, "diye nefes alıyor," Tanrıya şükür iyisin!"
Elini sıkıca tutuyor, o kadar sıkıyor ki hafif hafif acımaya başladığını hissediyorsun. Ama sorun değil. Sen de onun elini merhametle okşuyorsun. Ve ikiniz rahat bir sessizlik içinde oturuyorsunuz.
"Hmm?"
"Seni seviyorum."
Ona gülümsüyorsun, "Ben de seni seviyorum John."
Eğiliyor ve sana nazik bir öpücük veriyor, "Söz veriyorum, bir daha incinmene asla izin vermeyeceğim..."
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Durun durun yanlış fotoğraf--
Tamam çok güldünüz, eminim. Hım hmmm.😌
Bu fotoğrafı daha önce de koymuştum sanırım ama olsun. (Bu fotoğrafı kitaba 639353 kez koymuş olabilirim...)Bölümü beğenmiş olduğunuzu umuyorum. Bir sonraki karakterimiz Sherlock Holmes...
Uzun zamandır Greg Lestrade yapmıyorum. Siz de istemiyorsunuz, ben de yapmıyorum. İstemiyorsanız yapmam.🤷🏼♀️
O yüzden arada sadece kendi istediğim karakterleri yaparsam ve istediğiniz bir karakter olursa lütfen bana söyleyin. Bu güne dek yapmadığım biri de olabilir.
Eğer sürekli aynı karakterler etrafında dönmemiz sizi sıkıyorsa diye diyorum.
Fikrinizi belirtin lütfen.Bir sonraki bölüme kadar hoşça kalın.♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sherlock Bbc Hayal Et
Fanfiction"Sherlock Bbc" dizisinin çoğu karakteri ile ilgili kısa kısa ve birbirinden bağımsız hayal et kurguları. İçeriklerin bir çoğu bana ait değil, ingilizce kurgulardan çeviridir. (s/a)=senin adın (s/s)=senin soyadın vb. ✧ Sherlock Holmes, John Watson...