13

754 45 25
                                    

LEO JORDAN'DAN
Kapıdan çıktığım anda bir bedenle çarpışınca düşmek üzere olan kızı tuttum. "Sen ne arıyorsun burada?" dedim ve az önce belinden tuttuğum kızı geriye doğru ittim. "Ah affedersin Jordan ben sadec-" dediğinde yürümeye başladım. "Unut gitsin." dediğimde yanıma gelip benimle yürümeye başladı. Bıkkınca nefesimi verdim. "Sen iyi misin?" dedi önüne bakarak.

Durdum ve ona baktım. "Ciddimisin sen. Seni o kadar tehdit ettim. Beni merak mı ediyorsun?" diye sordum.

"Etmiyorum tabii ki. Sadece kötü gözüküyordun." dediğinde sertçe kolunu tuttum. "Benden uzak durman gerektiğini söylemiştim." dedim ve kızı duvara ittirip yürümeye devam ettim.

Pansy, "Sen gerçekten aptalsın Leo Jordan." dedi ve yürümeye başladı. "Ne dedin sen?" dedim ona bakarak. "Unut gitsin." dedi ve hızlıca yürümeye başladı. "Hey bekle!" dedim ve peşinden yürümeye başladım. Beni dinlemeden kütüphaneye girdi ve masanın altındam bir şişe alkol çıkardı. Gidip masasına yaslandığımda bana bakmadan içmeye başladı. "Çok kabasın Pankinson. Benim sözüm bitmeden gidemezsin." dediğimde gözünü kapatıp nefesini verdi ve masanın altından bir şişe daha çıkarıp önüme bıraktı. "Herkes derste kimse gelmez. İstersen iç." dedi ve kendi şişesini yudumlamaya başladı. Önümdeki şişeyi açıp bir sandalye çekip karşısına oturdum ve şişeden yudumlamaya başladım. "Ne derdin varda dersi ekip kütüphanede içiyorsun Parkinson?"

"Senin için fazla önemsiz değil mi?" diye sorduğunda gülümseyip, "Öyle" dedim ve şişeyi diktim. Pansy hafifçe gülüp konuşmaya başlayınca onu dinlemeye başladım. "Biz Dracoyla küçüklükten beri arkadaşız. Galiba artık umrunda değilim. Draco benim her şeyimdi ama sonra o geldi." dedi ve sustu merakla kızın yüzüne baktım ve sordum. "Kim geldi?" Burukça gülümseyip, "Granger geldi. Draco sırf onun için Blaise'i bile harcadı. Blaise o kıza aşıktı. Draco biliyordu." dedi ve durdu. Bir kaç saniye sonra devam etti. "Ben de Dracoya aşıktım." dedi ve ağlamaya başladı.

"Biliyorum. Seni bununla tehdit etmedim mi zaten?" dedim ve kızın elindeki şişeyide kafama dikip onu kaldırdım. "Hadi gel benimle." Pansy'i ayağa kaldırıp bileğinden çekmeye başladım. "Jordan dur! Nereye gidiyoruz."

"Çok soru soruyorsun Parkinson."

"Of yavaş ya!"

"Ne kadar çok konuşuyorsun Parkinson!"

Yasak ormana girdiğimizde Pansy huzursuzca kıpırdanmaya başladı. "Sakin ol Parkinson." dedim dere kenarına gelince "Sakinim zaten Jordan." dediğinde gülümsedim.

Ben ağacın önüne oturduğumda hızlıca yanıma oturdu. "Beni bu soğukta neden buraya getirdin? Ayrıca hava kararıyor." dedi biraz daha yanıma kayarak. Yasak ormandan korktuğu çok belliydi. "Keyfim öyle istedi." dediğimde ellerini birbirine sürtmeye başladı."Hey üşüdüğün için sana pelerinimi vereceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun." dediğimde bana bakıp kocaman sırıttı. "Hey neye sırıtıyorsun?" diye sorduğumda, "Isınmak istesem kendimi ısıtabilirim." dedi gülerek. Sinirle ona bakıp, "Kes  gülmeyi sinirlerimi bozuyorsun!" dediğimde sırıtmaya devam etti. "Kesmiyorum kessene hadi" dedi.

DRAMİONE & SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin