19

647 47 15
                                    

Yorumlarımda kötü söz görmek istemiyorum. Karakterlerin hareketlerine hakaret ettiğinizi biliyorum ama karakterleri ben kurguluyorum. Hoş değil.

HERMİONE GRANGER'DAN
Kütüphanede sayfa karıştırmaktan bıkıp kollarımı birbirine bağlayıp kafamı gömdüm. Uykum çok geliyordu. Gözlerimi kapattım. Bir kaç dakika böyle dursam bir sorun olmazdı herhalde.

2 saat sonra...
Kolumun dürtülmesiyle gözlerimi açtım. Burada uyuya kaldığımı yeni fark ederek kafamı hızla kaldırdım. Aşık olduğum gözler... "Ne istiyorsun Draco?" diyerek etrafıma baktım. Akşam olmuştu. Kütüphane'nin gece lambalarını bile yakmışlardı. "Nasıl burada uyuyacak kadar-" dediğinde hızlıca sözünü kestim. Kötü bir şey söyleyeceği belliydi. Ama bu kötü sözleri ondan duymak beni daha çok üzerdi. "Evet burada uyuyacak kadar aptalım." Yanıma oturup arkasına yaslandı. Ardından da gözlerini kapattı. "Öyle söylemeyecektim."

Merakla, "Ne söyleyecektin ki?" diye soruverdim hızlıca. Gözleri kapalıyken hafifçe güldü. Saçlarına dokunmak istiyordum ama kızacağını biliyordum. Draco, "Nasıl burada uyuyacak kadar dikkatsiz olabiliyorsun? diye soracaktım" dediğinde yutkundum. Beni mi düşünmüştü? Evet belki de hayır. Bundan cesaret alarak ayağa kalktım. "Saçına dokunabilir miyim?" diye sordum. Draco kafasını geri çekerek, "Ne? Hayır!" dedi yüksek sesle. Hızlıca yerime oturdum ve kollarımı birbirine bağladım. Kafamı yere eğdim. Ona bir adım bile yaklaşmama izin vermiyordu.
___________________

Genç kız üzgünce yerine oturunca Draco dayanamayarak ayağa kalktı. Kafasını hafifçe aşağı doğru eğdi. Sadece annesine dokundurduğu saçlarını genç kıza sundu.

Hermione, mutlulukla elleriyle sapsarı saçları nazikçe okşadı. Ardındandan ayağa kalkıp Draconun saçlarını koklayıp  öptü. Genç adam bunu beklemediği için hızlıca kafasını kaldırdı. "Ne yaptığını sanıyorsun Hermione!"

Genç kız, "Kızmadığını biliyorum Draco. Seni senden daha iyi tanıyorum." dediğinde karşısındaki gözlerden alev fışkırıyordu. Ne söylemişti ki Dracoyu sinirlendirecek.

Draco aniden eliyle genç kızın kolunu sıkmaya başladı. "Kimsin sen?" Hermione, "D- Draco b-ben-" diyerek kekelemeye başlayınca Draco hemen lafını kesti. "Beni benden daha iyi tanıdığını iddia ediyorsun! Ama bildiğin tek şey-" dedi ve durdu. Kızı geriye doğru itti. "Hiçbir şey."

Hermione hafif ve burukça gülümsedi. "Saçların buz beyazı evet, evet etkileyici. Geceye karışmak için giyinmişsin. Gözlerin tıpkı taş gibi gri, durmadan patronluk taslıyorsun." dedi ve Dracoya sarıldı fakat bu sefer genç adam onu hayranlıkla dinliyordu. Hatta genç kızım saçlarının kokusunu içine çekiyordu.

Draco sakince, "Patronluk taslamıyorum." diyince Hermione devam etti. "Bu bir sır değil sen, kemiklerine kadar kötülük dolusun."

Genç adam duyduğu şeylerle hızlıca yutkundu. Hermione onun kötü olduğunu mu düşünüyordu? Diğer herkes gibi. Zaten Draco için böyle düşünmeliydi. Olması gereken buydu. Kısa bir sessizlikten sonra Hermione kafasını Draconun göğsünden kaldırıp ellerini bu seferde boynunda bağladı.

Hermione, "Ama zırhtan pelerininin altında tepeden tırnağa babanın ürünüsün. Yıkıcı anılara sahip kırılmış bir adamsın." dedi ve ardından dudaklarını genç adamınkilerle birleştirdi.

DRAMİONE & SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin