21

630 31 29
                                    

Yasak ormana girdiğimizde anlaştığımız gibi Ron hemen sevgilisinin yanına gidecekti. Yol boyunca ona nasıl davranması ve nasıl konuşması gerektiği hakkında bişeyler anlattım.

Ron, "Çok teşekkür ederim Hermione, iyiki varsın." dedi ve gülümsedi. Aynı şekilde gülümseyip, "Kendin ol." dedim ve başka bir ağacın önüne oturup Ron'un gelmesini bekledim. Asamdan ışık çıkarıp kitabımı okudum.

Yaklaşık yarım saat sonra Ron gelince beraber okula dönmeye başladık. "Nasıl geçti?" diye sorduğumda "İlk defa onu sevdiğimi söyledim. O da bana duygularımızın karşılıklı olduğunu söyledi." dedi ve yürümeye devam etti. Keşke benim içinde bu kadar kolay olsa o kadar isterdim ki herşeyin iyi olmasını... Draconun artık beni görmek istemediğinden o kadar eminimki. Aklıma söyledikleri gelince onu düşünmemeye çalışıyordum. "Evet Hermione'ye aşığım. Ama ondan nefret de ediyorum. Ve bilirsin, nefret çoğu zaman sevgiden daha güçlüdür."

Hogwarts'a geldiğimizde Ron'a kütüphaneye inmem gerektiğini söyledim. Biraz kafa dinlemeliydim. Her zamanki gibi boştu. Tek bir sıra hariç. Oradan ışık geliyordu ama rahatsız edilmek istemeyen biriydi herhalde. Her zaman ki sırama oturdum ve arkama yaslandım. "Kurtar beni ona aşık oldum." Draconun sesini duyunca hemen kafamı çevirdim. Orada oturan oydu. Benim Leo'ya söylediğim şarkıyı söylüyordu. Ama şarkı söyler gibi değilde konuşur gibiydi. "Sevgi dolu gözlerle bana baktı ve öldüm. Kimse uyumuyor ve şehir çok gürültülü
Kalbim atıyor ama sakince değil" Draco ayağa kalkıp bana baktığında, "Burada şey demen gerekiyor, şarkıyı bitirmeyecek misin Draco?" dedi ve güldü. Aynı soruyu Leo bana sormuştu.

Her zamanki gibi kalbimi kırmaya çalışacaktı. Onunla göz göze geldiğimiz nakaratta bana yaklaştı ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Sarhoş gibi atıyor beni seçmen için iyi bir sebep." Yutkundum ve gözlerimi kapattım. Kötü hissetmiyordum. Ona sarılmak istiyordum. Herşeyin eskisi gibi olmasını istiyordum. "Neden bunu yapıyorsun." diye sorduğumda kulağıma eğilip, "Gözlerini aç." dedi ve karşıma oturdu. Gözlerimi açtım ve ona baktım. "Ne istiyorsun Malfoy? Yine boş boş konuşmaya mı geldin?" dedim ve arkama yaslandım. "Gerçekten uğraşmaya bile değmezsin Bulanık." dediğinde kalbime bir kurşun daha yemiştim.

Uzun zaman sonra tekrar kanımla dalga geçmişti. Fakat bu sefer farklıydı. Öncekilerden daha fazla yakmıştı canımı. Dediği şeyi kalbimi kırmak için söylemişti sonradan pişman olduğunu düşünsemde kendimi kandırdığımı fark ettim. Yalandan gülümsememle, "İğrenç kanımla beni yalnız bırak o zaman! Hadi git.!" dediğimde tepkime şaşırmıştı. Tekrar ondan özür dileyeceğimi düşünmüştü herhalde. "Ne o artık benimle savaşacak gücün yok mu Granger?"

"Yeter git lütfen!"

"Aslında umrumda bile değilsin. Sadece ne halde olduğunu görmek için burdayım."

"Gördüysen gidebilirsin."

"Daha tam olarak görmüş sayılmam." Bu durumdan çok sıkılmıştım. Hata üstüne hata yapmıştım. Üstüne Draco bana bi pislikmişim gibi davranıyordu. Gücüm gerçekten kalmamıştı.

Sesimi çıkarmadım eşyalarımı topladım. Draco ise önümdeki masaya oturmuş beni izliyordu. Çantamı aldım ve kütüphaneden çıkmak için yürümeye başladım. Draco'nun ayak sesleri gelince rahatsızca kıpırdandım. Kütüphane'den çıkamadan kolumdan tutup içeri çekti. Sırtım soğuk duvarla karşılaşınca canım acımıştı. Draco elini boğazıma götürdü ama sıkmadı. Bir eliyle beni duvara yaslamıştı diğer eliyle ise boğazımı tutmuştu. Şaşkınlıktan konuşamıyordum.

DRAMİONE & SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin