BÖLÜM 9: "BERABER UYANMAK"
Hye-Su'nun ağzından:
Sabah uyandığımda belime sıkı sıkı dolanmış bir çift kolla gülümsemiş ve kolların sahibine doğru yavaşça yüzümü dönmüştüm. Kusursuz suratını izlerken gülümsemem daha da büyümüş fakat dün yaşananlar aklıma geldiğinde kocaman gülümsemem yavaşça solmuştu. Yüzüm kızarmaya başlarken o anları aklımdan geçirdim tek tek. Hayatımda yaşadığım en güzel şeydi diyebilirdim fakat Ellie uyandığında yüzüne nasıl bakacağım hakkında bir fikrim yoktu.
Utangaç ve çekingen yapım sağolsun çok çabuk kızarırdım. Beyaz tenimin de etkisi büyüktü tabii. Şimdilik bunları düşünmeyi boşverdim ve karşımda çırılçıplak yatan Tanrıçaya baktım. Ona Tanrıça demek az bile kalırdı. Güzelliğini tabir edebilecek bir kelime yoktu şu dünyada.
Ellerimi kıvırcık saçlarına çıkardım ve yavaşça okşamaya başladım. Yavaştan kıpırdanmaya başladığında elimi yüzüne indirdim ve yanağını okşamaya başladım bu sefer.
"Günaydın." Dedi yeni uyandığı için boğuk ve çatallı çıkan sesiyle.
"Günaydın annecik." Dedim ben de yüzünü okşamayı bırakarak.
"Uyanır uyanmaz çırılçıplak ve yanımda yatan bir kedicik görmek mükemmelmiş buna alışabilirim sanırım."
"Ne yani her gün çıplak mı uyanmalıyım bu durumda."
"Bilmem , ister misin?" Dediğinde kafamı boyun girintisine gömdüm ve yüzümü ondan sakladım.
"Kedicik çok utangaç." Dedi ve kıkırdayarak kollarını belime daha sıkı sararak belimi okşamaya başladı.
"Oysa dün akşam hiç de utangaç değildi. Sanırım sabahları kedicik , akşamları panter oluyorsun. Buna da alışsam iyi olur."
"Beni utandırmayı kesmelisiniz bayan Ellie yoksa bütün gün buradan çıkamayabilirim. Üstelik siz bu kadar güzel kokarken burada durmam çok zor."
"Pekala kedicik çıkabilirsin bir süre seni utandırmayı kesebilirim." Yavaşça yüzümü sakladığım yerden çıkardım ve gözlerine baktım.
"Tanrım pembe yanakların , koca yeşil gözlerin ve dağılmış kahküllerinle karşımda dururken azmamam imkansız ve sabah seksi için de oldukça yorgunum."
"O zaman annecik üstüme atlamadan banyoya girsin ve bir duş alsın. O çıkınca da kedicik girsin."
"Tamam kedicik öyle olsun , banyo nerede."
"Odadan çıkınca sol tarafta kalıyor. Banyodaki dolaptan yeni vücut havlusu alabilirsin."
"Senin bornozunu kullanmayı tercih ederim kedicik aynı senin tatlı kokun gibidir kokusu."
"Peki , annecik nasıl isterse." Yataktan çıktı ve ayağa kalkarak kapıya ilerledi. Bu süreçte bense çıplak vücudunu utanmazca süzmüş ve dudağımı ısırarak bir süre etkisinden çıkmayı beklemiştim. O gittiğinde ise yataktan doğrulmuş ve oturur pozisyona gelerek gerinmeyi amaçlamıştım ki karnımdaki acı kendini belli etmiş ve öne doğru kıvrılarak acıyla inlememe sebep olmuştu.
Ani hareketler yapmamaya çalışarak ayağa kalktım ve üzerinde bir miktar kan olan çarşafı çıkararak bir poşete koydum. Çarşaf beyaz olduğu için muhtemelen kan lekesi çıkmayacak veya izi kalacaktı. Bu yüzden onu çöpe atmak için kenara koydum ve odanın haline baktım. Yatağın hemen dibinde yerde etrafı benim suyumla kaplı takma penis duruyordu. Sonrasında odanın farklı köşelerinde kıyafet ve külotla sütyen vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavanta Kokulu Ayçiçeği |《 +18 》| g×g
Художественная прозаBeni hazırlamadan iki parmağını içime aniden soktuğunda acı ve zevkle inledim. O ise; "Bir daha yapacak mısın kediciğim? " Dedi. Başımı iki yana salladım ve ekledim; "H-hayır annecik bir daha y-yapmayacağım." Bu sırada yoğun bir zevk patlaması yaşı...
