Bölüm: 15 "Hak Edilmeyen Gözyaşları"

1.6K 48 46
                                    

Uzun zamandır yazmıyordum bakalım nasıl olmuş, iyi okumalaar

****************
BÖLÜM 15: "HAK EDİLMEYEN GÖZYAŞLARI"

Hye-Su

"Kalk artık" isimli alarmım odayı doldurduğunda gözlerimi zorla araladım. Alarmı kapatıp yavaşça yerimden doğrulduğumda bir kaç dakika boş bakışlarım eşliğinde ayılmayı bekledim. Yataktan kalktığımda Bella'nın pati seslerini duydum. Yanıma gelip dili dışardayken bana yanaştığında onun boyuna eğilerek tüylerini okşadım.

"Sana da günaydın kızım." Tuvalete girip rutin işleri hallettikten sonra iş için giyeceklerimi çıkartıp yatağımı topladım. Mutfağa girdiğimde bir şey yemek istemediğimi fark ettim ve bu aklıma Ellie'yi getirdi. Dünkü mesajlarında ciddi miydi acaba? Gerçekten yediğimi kontrol edecek miydi?

Peki ya ben? Onu her gördüğümde kalbim parçalanırken hiçbir şey olmamış gibi davranabilecek miydim? Onu görmek hala bana acı verirken bunu yapmak çok zor olacak ama onun dediği gibi bizler kocaman insanlarız ve işimiz gereği iletişim halinde olmak zorundayız. Aklıma gelen şeylerle gözümün dolmasını engelleyemedim. Onun hakkında hiçbir şeye sahip değildim. Ne sevgisine, ne merhametine, ne kokusuna... O bana ait olmayan bir yabancıydı. Fakat ben biliyordum ki benliğim çoktan kendini ona ait kılmıştı. Tamamen kapana kısılmış gibi hissediyordum. Nefesim kesiliyor, boğazım düğümleniyordu.

Ne ara ona bu kadar bağlanmıştım. Beni uyarmıştı, kimseye bu kadar bağlanma, demişti. Fakat ben ona öyle çok bağlanmıştım ki şimdi onun başka biriyle olması düşüncesi haftalardır beni bitiriyordu. Kalbimin acı içinde kıvranmasını sağlıyordu.

Bu kadın beni en çok kahreden kişiyken aynı zamanda da herşeyimin ilacı olmayı başarıyordu. Hayatımı, beni kendine bağlıyor ve bir şekilde ondan kopmamı engelliyordu.

Gözyaşları içinde kabullenişimi izlerken dış kapının anahtarla açılma sesini duydum. Bu saatte evime kim gelirdi ki? Anahtar sadece Ariana'da vardı ve o da bu saatlerde işte olurdu. Hızla gözyaşlarımı sildim ve kapıya ilerledim.

Tam o sırada kapıyı sessizce kapatmakta olan Ellie'yi gördüm. Ne işi vardı bu saatte evimde?

"Ellie?" sesimi duyduğunda hızla arkasını döndü ve bana baktı.

"Uyandırdım mı? Üzgünüm, ben kahvaltı için gelmiştim." demek yediğimi kontrol etme işinde ciddiydi. Gerçi bu kadın herşeyde ciddiydi.

"Hayır, zaten uyanmıştım. Salonda bekleyebilirsin üzerimi değiştirip geliyorum." tam arkama dönüp odama gidecektim ki seri bir hareketle kolumdan yakaladı ve beni kendine çevirdi.

Bir elini kolumdan çekmeden diğer elini gözümün altına, yanağıma yerleştirdi. "Neden ağladın? Bir yerin mi acıyor?" sahi ne ara bu kadar dikkatli olmuştu?

Kendimi dokunuşlarından kurtardım ve birkaç adım geri çekildim. "Bir şey yok, iyiyim." tekrar arkama döndüğümde güzel sesini duydum.

"Gözyaşlarını haketmeyen biri için akıtmamalısın, bir gün biterlerse eğer daha üzücü şeylere ağlayamazsın yoksa." adımlarımı durdurdum ve ona yüzümü dönmeden konuştum.

"Peki, ya ben haketmesini herşeyden çok istiyorsam?" cevap gelmesini beklemeden odama girdim ve kendimi sakinleştirmeye çalışıp giyinmeye koyuldum.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lavanta Kokulu Ayçiçeği |《 +18 》| g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin