BÖLÜM 11: "ONLARI ÇOK ÖZLEDİM"
Ellie'nin ağzından:
Sabah alarmımın çalmasıyla gözlerimi açmış ve yan tarafımdaki komodindeki telefonuma uzanıp hızla alarmı susturmuştum. Minik kediciğim yanımda mışıl mışıl uyuyordu. Onu uyandırmamaya çalışarak tekrar ondan tarafa döndüm ve güzel yüzünü izlemeye başladım. Dün ikimizde tamamen bitkin düşene kadar sevişmiş ve en sonunda birbirimizin kolları arasında uyuyup kalmıştık. Dün gece uzun süre sonra yine kabus görmeden uyumuştum ve bu beni kuşkulandırmıştı. Herneyse dedim kendi kendime ve karşımda mışıl mışıl uyuyan miniğe baktım.
O kadar güzel ve o denli masumdu ki insan ona bakarken bile kendinden geçiyor , zamanı unutuyordu. Elimi saç diplerine çıkardım usulca ve oradan başlayarak yanağını , ve yüzünün her bir santimini okşadım. Yavaşça kıpırdanmaya başladığında gözlerimi dikkatle baktığım dudaklarından aldım ve irislerine çıkardım.
Narin bir şekilde gözlerini açmış bana bakıyordu. Henüz yeni uyandığı için gözleri şiş şişti. Birkaç saniye yüzüme boş boş bakıp ayılmaya çalışsa da sonrasında hızla bir tebessüm kondurdu güzel dudaklarına ve;
"Günaydın." Diye mırıldandı o ilahi ses tonuyla. Ellerim hala daha yüzündeyken bende tebessüm ettim ve sıcak bir ses tonuyla;
"Günaydın miniğim." Dedim.
Mahmur mahmur bana bakarken bir anda aydınlanmış gibi yerinden doğruldu ve yatakta oturur pozisyona geldi.
"Ne oldu?" Dediğimde yeşillerini gözlerime taşıdı ve;
"Saat kaç? İşe geç kaldık mı? Tanrım , neden beni uyandırmadın?" Dedi , cümleleri nefes almaksızın ard arda sıralarken.
"Sakin ol , oyalanacağımızı tahmin ettiğim için alarmımı iki buçuk saat öncesine kurmuştum." Derin bir nefes doldurdu ciğerlerine ve;
"Şükürler olsun , Tanrım ne kadar korktum bilemezsin." Dedi. O bunları söylerken benim gözlerim çıplak teninde ufak bir gezintiye çıkmıştı.
"Hey! Neden öyle bakıyorsun?" Dedi ve gözlerini yavaşça vücuduna indirdi. Anlaşılan çıplak olduğunu unutmuştu.
Gözleri şokla açıldı ve hemen üstümüzdeki çarşafı çekiştirerek çıplak tenini örttü. Fakat bunu yapmasıyla bu sefer benim üzerim açılmış ve esmer , çıplak tenim gözleri önüne serilmişti. Baştan ayağa vücudumu süzdü ve sertçe yutkundu.
Tahrik olmuştu. Ve bu beni de etkiliyordu. Muzipçe sırıttım ve;
"Ne oldu kedicik , yoksa annecikten etkilendin mi? Hem de sadece vücuduma bakarak?" Dedim etkileyici bir ses tonuyla.
Bir kez daha yutkundu ve kendini toparlamak adına başını hafifçe iki yana salladı. Gözlerini gözlerime çıkarmadan konuştu;
"Y-yok canım neden etkilenecekmişim , ki etkilenmedim zaten." Tek kaşımı kaldırarak ısrarla gözlerine baktım;
"Emin misin kedicik? Bana öyle gelmedi de."
"Tabii ki eminim , hem neden etkilenecekmişim?"
"Dün tüm gece altımda inleyerek daha fazlasını isteyen kişi mi söylüyor bunu?" Bu dediğimle kızarmaya başlamış ve gözlerini gözlerime çıkarmıştı.
"Pekala sen kazandın." Diyip üzerime ata biner gibi oturdu. Çıplak teni tekrar gözlerimin önündeydi. Ellerimi hemen beline yerleştirdim ve güzel gözlerine bakmaya devam ettim.
"Çok güzelsin." Dedi o da bana bakarak.
"Hmm öyle miyim?" Dedim ben de oyuncu bir sesle. Masumca kafasını salladı ve dudaklarımı yumuşacık öpmeye başladı. Hemen ona karşılık verdim ve yatak başlığına yaslanıp onu daha çok kucağıma çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavanta Kokulu Ayçiçeği |《 +18 》| g×g
Tiểu Thuyết ChungBeni hazırlamadan iki parmağını içime aniden soktuğunda acı ve zevkle inledim. O ise; "Bir daha yapacak mısın kediciğim? " Dedi. Başımı iki yana salladım ve ekledim; "H-hayır annecik bir daha y-yapmayacağım." Bu sırada yoğun bir zevk patlaması yaşı...
