Park jimin:yıllardır psikolojik tedavi merkezinde çalışıyordu bu işte bir ustaydı 26 yaşında bir gençti çok kısa olmayacak boyu ve kahverengi gözleri, sarı saçları.. Evet o mükemmeldi
Bay kim çalıştığı psikolojik tedavi merkezinde yöneticiydi tatil sandığı günün sabahında bay kim den bir telefon almıştı hızlı bir şekilde hazırlanıp yıllardır çalıştığı yerin koridorlarında yürümeye başladı bay kim'in olduğu odanın önüne gelince derin bir iç çekti elini yavaşça kapı koluna götürüp aşağı doğru hareket ettirdi kendini tamamen içeri attığında ise telefon görüşmesi yapan kim'in görüşmesini beklemek için karşısındaki koltuklardan birine oturup beklemeye başlamıştı bir süre sonra görüşmesi biten kim konuştu..
K:jimin, yeni bir hasta var
J:çok güzel, odası nerde
K:öyle bir hasta değil, aramızdaki en tecrübeli kişi sensin onunla sen başa çıkabilirsin
J:anlamadım
K:jung hoseok, kişilik bozukluğu var iki karaktere sahip jhope ve hoseok, jhope:masum tatlı iyi kalpli birini oynarken hoseok onun tam tersi sandığından fazla tehlikeli jimin
Jimin yavaşça ayağa kalktı ve şaşkınlıkla müdürüne bakmaya başladı ilk kez böyle biriyle karşılaşıyordu devam edin dermişçesine elini hareket eden jimin tekrar konuşmaya başlayan müdürünü dinlemeye başlamıştı
K:bak asla duygusal bağ kurmayacaksın
J:efendim, ben hiç bir hastamla yıllardır böyle bir bağ kurmadım kurmamda
K:biliyorum ama bu farklı yinede seni uyarmak istedim, gidelim
Jimin kafasını tamam dermişçesine salladıktan sonra yürümeye başlayan müdürünün arkasından gitmeye başladı aniden bir odanın önünde duran müdürü eliyle odayı gösterdi ve yavaşça kapıyı açtı hoseok içeride gözükmüyordu odaya girdiklerinde gelen su sesleri hoseok un duş aldığını anlamalarına yetti, bir süre durduktan sonra konuşmaya başladı müdür
K:beni pek sevmez ben gidiyorum, dediğim gibi duygusal bağ yok!
J:tamam efendim
Sarı saçlıdan onayını alan müdür yavaş adımlarla odadan çıktıktan sonra ses çıkmayacak şekilde kapıyı kapatmaya özen gösteriyordu, odadan tamamen çıkınca, jimin bir sandalyeye oturup hastasının çıkmasını bekledi, bilmiyorduki sadece bir hasta değil hayatının aşkı olacağını sarı saçlı..
Banyo kapısı aralanınca heyecan la ayağa kalkan jimin parlak gözlerle hastasını bekliyordu belinde havluyla banyodan çıkan kızıl saçlı karşısındakine bakmaya başladı saçlarından düşen su damlaları belindeki havluyu ıslatıyordu ağzını hafifçe araladı ve konuşmaya başladı
H:sen kimsin
Jimin pozitif, enerjik ve güler bir yüzle cevap verdi karşısındaki mükemmel kelimesinin beden bulmuş hali olan kızıl saçlıya...
J:ben park jimin senin hemşirenim
Jimin tekrar güler yüzüyle elini uzattı kızıl saçlıya.
Hoseok sırıtarak jimin nin uzattığı eli tuttu ve ani bir hareketle jimini duvara sıkıştırıp tuttuğu eli çevirdi kızıl saçlı karşısında yapabildiği tek şey acıyla inlemekti jimin'nin o acıyla inlerken hoseok ise bu yaptığı şeyden zevk alarak sırıtmaya devam ediyordu beklenmedik anda yüzlerine çarpan güneş hoseok u delirtmişti jimin'i iterek yere attı ve delirmişçesine eşyaları yere atıp kırmaya kendine zarar vermeye çalışıyordu "GÜNEŞ İSTEMİYORUM" diye bağırıyordu sürekli, yerden kalkmaya çalışan sarı saçlı ani bir hareketle kendini zorlayarak ayağa kalktı ve perdelere koştu perdeleri kapatınca odaya vuran güneş yok olmuştu azda olsa sakinleşen hoseok jimin'e eliyle kapıyı gösterip çıkmasını söyluyordu jimin çok korkuyordu ne yapacağını bilmiyordu bu yüzden kendini dışarı attı kendini tamamen dışarı attıktan sonra yere çokup sakinleşmeye çalıştı o çok farklıydı onunla baş edebilecekmiydi korkuyordu kafasının içinde hoseok'un bağırışları dolaşıyordu elleriyle kulaklarını kapatıp derin nefesler alıp vermeye başladı bir süre sonra tamamen sakinleşip ayağa kalktı kırışmış üstünu elleriyle elinden geldikçe düzeltti ve karşı sandalyelerden birine oturdu bir süre sonra tekrar girecekti o odaya korkuyordu hemde çok..