Nefesleri birbirine değecek kadar yakınlardı, hoseok ani bir hareketle jimin ni altına aldı sertçe çenesinden tutuyor Du yavaşça boynuna inmeye başladı tekrardan sertçe boynunu sıkmaya başladı sarı saçlı nefes alamıyordu elleriyle elinin altındaki yastığı sıkıp çırpınıyordu sadece elinden bu gelirdi hoseok çok güçlüydu ona karşı gelemezdi korkuyordu ve nefes alamıyordu..
H:sana bir daha gelmemeni söylemedimmi.
Jimin cevap veremiyordu sadece çırpınıyordu bir süre sonra jimin nin sıktığı boğazını bırakan hoseok kendimi yana attı ve jimin e çıkması için kapıyı gösterdi elleriyle, gözlerindeki bakış, o bakış çok korkunçtu sinirden deliye dönmüş gibiydi bakışları nefret ve intikam doluydu hoseok'un neden ona böyle baktığını anlayamamıştı ve bunu düşünecek hali yoktu boğazını tutarak doğruldu yataktan kıp kırmızı hali ve eli boğazında öksürerek çıktı o lanet olası odadan tekrar kapının önünde eğildi bir taraftan sakinleşmeye bir taraftanda elleriyle boğazını tutmuş kızaran yeri okşuyordu onunla baş edemezdi ilk kez pes ediyordu kendine gelince müdürün odasına girdi uzun süren bir konuşmadan sonra artık hoseok'un hemşiresi değildi böylesi daha iyi olacaktı, yeni hastası jungkook'tu aslında pek birşey'i yoktu sadece kendini ünlü bir sanatçı sanıyordu, mutluydu hoseok tan kurtulmuştu, üzgündu jhope'u bırakmıştı..
2 gün sonra
Tekrardan yorucu bir iş günü başlamıştı jungkook'un odasına girdi yavaşça, yerde oturmuş gitarını çalarken bir taraftan da şarkı mırıldanıyordu jungkook'un sesi cidden çok güzeldi, aslında gerçekten de bir sanatçı olabilirdi fakat önce bu durumdan kurtulması lazımdı yavaşça yanına eğildi jiminJ:ne yapıyorsun bügün kook
K:yeni çıkıcak albümüm için şarkı besteliyorum
Jimin nin gülmemesi lazımdı fakat arkadan topladığı saçlar taktığı gözlük elindeki gitar tamamen bir takım halindeydi kendini tutamayıp hafifçe kıkırdadı jimin yanına oturdu kookie'nin, onunla birlikte şarkı söylemeye bayılıyordu, ritim haline getirdiği elini sallarken çalan gitara ayak uyduruyordu beraber gülüp eğlenip şarkı söyluyorlardı jimin kook u çok sevmişti, bir süre şarkı söyledikten sonra kook la vedalaşan jimin çıktı odadan boş ve sessiz koridorda yürürken aniden kesilen elektrik sarı saçlının tırsması için yeterli bir sebepti etrafta ölüm sessizliği vardı adeta adım atmıyordu öylece durduğu yerde bekliyordu arkasından Bir ses geldi bu ses tanıdık geliyordu ama yinede çok korkmuştu
H:jimin *dedi kısık sesle kızıl saçlı*
Jimin yavaşça arkasını döndü karşısında görduğu kişi hoseok tu veya jhope bilmiyordu sadece parıl parıl parlayan kırmızı saçları gözüküyordu jimin e yaklaşmaya başlayan kızıl saçlı ani bir hareketle jimini duvara sıkıştırdı hastaların odalarından çıkması yasaktı ama o çıkmıştı kurtuldu sanmıştı ama kurtulmamıştı karşısındaki kim di hoseok mu jhope mu her zaman olduğu gibi tekrar hoseok a yenik düşmüştü sadece bekliyordu, kızıl saçlı aniden konuşmaya başlayınca yüzü görünmesede sesinde büyük hayal kırıklığı vardı bu ses tonu jimin nin canını yakıyordu..
H:neden beni bıraktın jimin
J:jhope
H:ben bir canavarmıyım neden beni bıraktın neden
Jimin karşısındakinin jhope olduğunu anlamıştı karşısında ışık olmasa bile parlayan gözlere baktı parıl parıl parlayan kızıl saçları gözlerinin üstüne düşüyordu elleriyle çekti o kızıl saçları gözlerinin üstünden
Elleri arasına aldı hayal kırıklığıyla bürünmüş suratı, hafiften yanağını okşuyordu, jimin farketmişti jhope a zaafı vardı ona karşı koyamıyorduJ:sen bir canavar değilsin jhope seni bırakmadım
Jhope parlayan gözleriyle tekrar bakmaya başladı jimin e, jimin elleri arasına aldığı yüzü bırakıp ellerini jhope un ellerine kenetledi onu odasına doğru götürüyordu yavaşça kapıyı açtı beraber içeri girdiler her yer karanlıktı, nazikçe kapıyı kapattı jimin, yanına duran bedene baktı tekrardan çok güzeldi hemde çok, kenetlendiği elleri yavaşça bıraktı kızıl saçlı, jimin yatağa oturup öylece karşısındaki mükemmel'i izliyordu, dolabının içinden kırmızı bir şarap çıkardı jhope