Bölüm 2: Tanışma

38 10 3
                                    

Çiçek'in anlatımı ile

Görev çok zorlu geçmişti. Arabayla Ateş'i eve götürüyorduk. Gözlerim dışarıya dalmıştı. Gökyüzü normal bir geceye göre fazla mı kasvetliydi bugün? Hayır, sanırım bana öyle geldi. Başımı çevirip Hera'nın yanında baygın yatan Ateş'e baktım. Tam bir belalı insan tipine sahipti. Ama üzerine giydiği takımı beğenmiştim. Yandan arkaya doğru taradığı saçları ve bordo takım elbisesi ona ilginç bir hava katmıştı. Yosun ve Alvina ön koltukta bir şeyler konuşuyordu. Ben de camdan dışarı bakmaya devam ettim.

Evin önüne varmıştık. Aslında eve varabildiğimiz için mutluydum. Sessizce apartman merdivenlerinden baygın Ateş'i çıkardık. Sırt çantamdan anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım. Hepberaber içeriye girdik. Yosun, derin bir oh çekip söze girişti, "Ohh ev gibisi yok. Eve dönemeyeceğiz diye korkmuştum oysa." Yosun'un bu sözünü hafif bir tebessümle karşıladım. "Ah gerçekten zordu! Yarım saat boyunca camda sıkışan elimi bile katmıyorum!" Diye haykırdım. Ve ardından gülmeye başladık. Alvina salondan seslendi. "Kızlar çok zahmet olucak ama bir zahmet şu ayıyı bağlamama yardım etseniz mi acaba?" Hemen ardından Hera yanıtladı. "Geliyorum!" Nedense içimde açıklayamayacağım tuhaf bir his vardı. Yosun'a onlara yardım etmemiz gerektiğini söyledim. Ardından ikimiz de Hera ve Alvina'nın yanına gittik.

Odaya girdiğimizde Ateş'i sandalyeye halatlarla bağlamışlardı. "Neden uyandırmadınız?" diye sordum. Alvina sorumu yanıtladı "Başkanı arayıp Ateş'i kaçırdığımızı haber verdik." Hera bıkmış bir ses ile "Ben uyandırırım onu şimdi." dedi. Ve kalkıp Ateş'in yanına gitti. Elini havaya kaldırdı ve 'ÇAAT' diye Ateş'in suratına geçirdi. Çıkan sesten gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Yosun şaşkın bir ifade ile "Amel defterini de kapasaydın Hera. O nasıl bir tokattı öyle." Diye panikle konuştu. Yosun'un bu sözü beni güldürmüştü. Ardından yaptığıyla gurur duyarcasına konuşmaya başladı Hera "Bakın uyandı bile."

Ateş tokatlandıktan sonra nihayet kendine geldi. Kendine geldi gelmesine ama deliler gibi çırpınıp kaçmaya çalışıyor ve olduğu yerde sadece debelenmekle yetiniyordu. O kadar ipten öküz bile kurtulamaz! Aşırı kızgın ve tehditkâr bir ses tonuyla konuştu Ateş, "Siz kimsiniz be! Ben neden burada bağlıyım?! Bıraksanıza beni eğer şimdi bırakmazsanız gerçekten kötü olur!"diyerek sandalyede tepişmeye devam etti. Yosun söze girdi "İlk öncelikle hangi bok çukurundan olduğunu ve ne denli pis işlerle uğraştığını biliyoruz. Şimdi nereden biliyorsun diye sorucaksın sen sormadan hemen ben söyleyeyim, biz ajanız. Ve o sakladığınız arkadaşınızı arıyoruz.Bize hangi deliğe girdiğini söyleyeceksin.Seni bu yüzden kaçırdık."

Ateş dalga geçer bir ses tonuyla yanıtladı "İşte onu anca rüyanızda görürsünüz. Ağızımdan tek bir kelime dahi alamazsınız." Ateş'in gözü Hera'ya kaydı ve ardından hemen konuşmaya başladı "Senn! Sen bu gece beni takip edip şırıngayı saplayan kızsın." Hera donup kalmıştı. "B-Beni nasıl hatırladın" Ateş Hera'yı cevapladı."Senin hakkında bildiğim şeyler var. Ve ajan olmana rağmen epey aptalsın. Orada el salladığım kişi sen değildin. Ama sana el salladığımı düşünüp bana geri el salladın. Bir ajanın dikkatli olması gerekir öyle değil mi? Hera Savaş." Söylediklerinden zevk almışcasına pis pis gülümsedi Ateş ve sözüne devam etti" Ama en azından benim gibi birini kaçırabilmeyi başardın tebrik ediyorum hepinizi." Hera gözlerinden ateş çıkartırmışcasına Ateş'e bakıyordu. Siniri sesine yansırcasına konuşmaya başladı, "Sen benim soy ismimi nerden biliyosun?" Pişkin pişkin yanıtladı Ateş "Meslek sırrı. "Ateş'in bu pişkin tavırlarına artık sabrım kalmamıştı ve konuşmaya başladım "Bak, Ateş. Şimdi bize o pis ortağının yerini söyleyeceksin aksi taktirde söylettirmesini iyi bilirim. Ateş hiç istifini bozmadan güldü "Hahahaha hadi canım!" bir anda ciddileşti. "Gel de söylet." onun bu tavırları artık sinirimi bozmaya başlamıştı. "İyi sen kaşındın." hızlı adımlarla yanına gittim. Sağ elini sıkıca tutup diğer elime kerpeteni aldım. Ateş korkmuş gibi gözükmüyordu. Gözlerimin içine sinsice baktı. Bakışları midemi bulandırdı. Kerpetenle serçe tırnağını acımadan söktüm. Kocaman acı dolu bir çığlık duvarda yankılandı. Tüm çığlık odayı doldurmaya yetmişti.

ABİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin