Alvina'nın anlatımı ile
Şok olmuş gözlerle Toprak'a bakıyordum. Toprak ve Ateş yerdeydiler. Ateşin boğazını kavramış ve üzerine oturup kaçmasını engellemeye çalışıyordu. Kızların ayak seslerini duydum. Yosun, telaşlı bir ses tonuyla konuşmaya başlamıştı "Alvina iyi misin?!" Diyerek koluma sarılmıştı. Kafamı 'evet, iyiyim.' Anlamına gelecek şekilde yukarıdan aşağıya doğru salladım. "Kaçmaya çalıştı bu, değil mi?!" Hera sinirli sinirli konuştuktan sonra koşar adım Ateş ve Toprak'ın yanına gitti. Toprak'ı ittirerek Ateşin boğazına çöktü. "Kaçmaya çalışman hiçbir şey ifade etmiyor şerefsiz herif. Kalk ayağa!" Ateş'i sertçe yerden kaldırdı ve arkası dönük bir şekilde duvara yasladı. Cep kısmını dolduran ipi eline aldı ve Ateş'in ellerini bağladı.
Kolundan yaralanan Toprak'ı gören Çiçek, koşar adım Toprak'ın yanına ilerledi. "Sen iyi misin? Gel, yukarıda ilk yardım kutusu var. Yaranı kontrol edelim." Dedi. Toprak mahçup ama bir o kadarda minnetar olduğunu belli eden bir bakış attı. Çiçek, Toprak'ın kolunu boynuna doladı ve yavaş adımlarla tuvaletten ayrıldılar.
Hera bize baktı ve ardından konuşmaya başladı "Gelin şunu odaya götürelim." Tuvaletten çıkıp kasvet dolu koridordan odaya doğru yürümeye koyulduk. Derin bir sessizlik vardı. Sessizliği bozan ilk kişi Sarp oldu. "Kızlar bir şey diyeceğim." Hepimiz durduk ve Sarp'ın konuşmasını bekledik. "Birden hepiniz bakınca garip oldu biraz. Herneyse biz iyi hoş şunu bağladık ama Alvina'nın sesini maşallah sağır sultan duydu. Yarın Münevver ve Neriman kesin bu eve meraktan gelir. İsteseler şimdi de gelirlerdi ama eşleri İbrahim ağabey ve Namık ağabey izin vermemişlerdir. Yani anlayacağınız şu kızlar, biz bu herifi ne yapacağız?" Hepimiz birden göz devirdik. "Aman Sarp! Üniversiteden beri hiç mi değişmez bir insan ya hiç mi?!" Diyerek konuştu Hera. "Aman be sana da iyilik yaramıyor buzlar kraliçesi." Yosun lafa koyuldu "Tamam, şimdi bunları düşünmenin sırası değil. Birazdan konuşuruz bunları ilk şu herifi odaya götürelim." Dedi. Hepimiz 'tamam' cevabını verdik.
Sarp yine söze girmeye çalıştı "Ama kızl-" hepbir ağızdan "Sarp!" Diye bağardık. "İyi be iyi!" Diye yanıtladı.
Çiçek'in anlatımı ile
Toprak'ı odaya getirdiğimde kanaması biraz daha artmıştı. Sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladım. "Kesiğinin derin olup olmadığına bakmalıyız. Üstündeki gömleği çıkartır mısın?" Toprak kafasını olumlu şekilde sallayıp parmaklarını gömleğinin düğmelerine doğru götürdü. Ardından üstündeki gömlekten kurtuldu. Gömleğini açtığında göz göze geldiğim vucudu utanmama sebebiyet vermişti. Yanaklarımın kızardığını hissediyordum. İçimden "Saçma salak yaz dizisi kızı triplerine girme Çiçek! İşini profesyonel yap!" Diyerek kendimi telkinledim. yaklaştım. Yarasına bakmak için kafamı eğdim. Kokusu lavanta gibiydi ve bu benim hoşma gidiyordu. Yarasının o kadar derin olmadığı ama bir dikiş gerektirdiği aşikardı. "Yaran fazla derin değil, şanslısın ama biraz dikiş gerekir. Endişe duyma dikiş atabiliyorum." Arkamı dönüp dolabın içinden ilk yardım kutusunu almaya iliştim. Kutu biraz yüksekteydi o yüzden arkamı dönüp kutuyu alabilir mi diye Toprak'a soracaktım ki zaten arkamda durduğunu arkamı dönmemle anlamıştım. "Boyun yetişmez diye düşündüm. Kafana bir ilk yardım çantası düşürmek istemezsin herhalde? Müsaade eder misin?" Diyerek kibarca kenara çekilmemi rica etti. Az önce fazla mı yakındı? Herneyse konu bu değil. "Teşekkürler." Dedim. O da karşılık olarak "Rica ederim." Dedi.
İlk yardım çantasını aldıktan sonra ona yatağa oturması için buyur ettim. Yatağa oturduktan sonra malzemelri hazırladım ve ilk yarasını temizleyip dikiş atmaya koyuldum. Gözüme bir yara daha ilişmişti. "Bu nereden? Yani özel değilse?" Tebessüm edip konuşmaya koyuldu "küçüklükten kalma." Kafamı 'anladım' anlamında salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİS
ActionSerinin konusu, dört kız ajan ve dört erkeğin hayatlarını konu almaktadır. Bir gün ajanlar görevlendirilir ve Türkiyede uluslararası pis işleri işleten bir adamın çetesini çökertmek için bir partiye katılırlar ve o partide çete başının yardımcıların...