Şuan yazdığım şeyden baya utanıyorum... Umarım yazdığım sizin için tatmin edici bir smut olur. Kitapta birbirlerine aşklarını ilan ettikten sonra beraber oldukları için bunu buarada da sürdürmek istedim. Sadece burada olan Lan Zhan biraz daha tecrübeli "sanırım".. bu kitabı çok seviyorum benim için çok özel. Okuyup yorum yaptığınız için çok teşekkür ederim. Genelde bu kadar uzun not yazmıyorum çünkü okuduklarınız ve sizin aranıza girmek pek tarzım değil. Yine de teşekkürlerimi ve sizi sevdiğimi söylemek istedim. Medya'ya bıraktığım şarkı ile dinlerseniz çok mutlu olurum. Bu şarkıyı baya seviyorum. Fazla uzatığım için üzgünüm. İyi okumalar ve günaydın ☁️⭐
.....................................................................
Hua Cheng arkadaşını oturduğu yerden kaldırıp salona taşıdı.
- Yibo şuan mantıklı düşünmüyorsun..garip bir rüya gördün ve şimdi uyanıksın. Tamam mı?
Yibo derin bir nefes çekerek kafasını koltuğun başlığına yasladı. Bugüne kadar olanları düşündü. Hayatı boyunca içinde her zaman tarifsiz bir boşluk vardı. Yeri asla dolmayan bir boşluk. Ama Xiao Zhan'ı gördüğü günden beri kendi gökyüzünde olan ayı bulmuş gibiydi. Hem tanıdık biri, hem de hayatında ilk defa gördüğü biriydi...ama şimdi anlıyordu. O hayatıydı.. ruh eşiydi... her şeyiydi.
- Aptalca bir söz verdim.. kendim ve tanrı arasında bir söz ama sözümü tutamadım. Böylece onu unutarak cezalandırıldım. Bize ne oldu? Neden bu hale geldik? Onu neden kaybettim?
Hua arkadaşının akıl sağlığından şüphe etmeye başladı. Son zamanlarda olan şeyler onu çok yormuş olmalıydı.
- Gel odana gidelim. İyicene dinlemen gerek yibo.
Önce reddetmek istedi ama daha sonra rüyada bazı detaylar bulabileceğini düşündüğü için odasına, yatağına doğru koştu.
.......................
Wei Wuxian kucağında oturduğu adamın sırtına dokunmamaya çalışarak onu öpmeye devam etti.
Lan Wangji yaşadığı andan oldukça mutluydu ama korkuyordu da.. daha önce böyle rüyalar görmüştü ve sabah uyandığında Wei Wuxian yanında olmuyordu. Hissettiği korku yüzünden kucağındaki adamı daha sıkı sardı.
- Bunu çok düşündüm..
- Beni öpmeyi mi? .
- Seni öpmeyi... Seni sıkıca sarmayı... Seninle olmayı... Senin tamamen benim olmanı..
Wuxian dudakların sevdiği yüzde gezdirdikten sonra kafasını biraz uzaklaştırdı ve bal renkli gözlere baktı.
- Burdayım. Bana dilediğin ve istediğin her zaman dokun, sesimi asla çıkarmayacağım. Söz veriyorum. Ben sadece adını söylemek istiyorum. Saatlerce, günlerce sadece Lan Zhan demek istiyorum. Sadece Seninle doldur beni.
Lan Wangji yanlarda olan bacakları kalçasına sarıp dağınık olan yastıkları düzelti ve Wei Wuxian'ı nazikçe sedire uzattı. Şimdi altında dalgalı olan saçları daha da dağılmış, kızarmış ve şişmiş dudakları ile kendisine hayranlıkla bakan bir Wei Wuxian vardı.
- Çok güzelsin
Wei Wuxian ellerini çıplak ve bembeyaz gövdede gezdirdi.
- sırtına dikkat et
Lan Wangji Wei Wuxian'ın cübbesinin düğümlerini çözdü ve onu çıplak bıraktı. Elleri ile ince beli okşadı ve dolgun kalçaları hafifçe sıktı. Daha sonra dudakları ile altındaki bedeni keşfe çıktı.