Kyungsoo ve Xie Lian verandaya çıkmış bahçedeki konuşmaları duymamya çalışıyorlardı.
- Wang Yibo aşırı yakışıklı değil Mİ BE!
Kyungsoo sona doğru heyecanına yenik düşüp bağıran arkadaşının ensesine geçirdi bir tane.
- Aptal sessiz ol!! Zhan'ı utandıracaksın..
- Tamam... Sessiz oluyorum...
........
Gece yağmur yağdığı için toprak oldukça nemliydi ve Zhan'ın havuçları toplaması oldukça kolay oluyordu. Aslında Wang Yibo ile daha fazla vakit geçirmek istediği için oyalanmak istedi ama bu pek mümkün görünmüyordu...
- Sana yardım etmemi ister misin?
Zhan duyduğu ses ile bakışlarını Yibo'ya çevirdi. Hala sabah gördüğü rüyanın etkisindeydi.. bu yüzden biraz kırgın da hissediyordu Yibo'ya karşı.
"Zhan, O Lan Wangji değil..."
Gülümseyip kafasını olumsuz anlamda salladı.
- Hayır gerek yok. Toprak çok yumuşak bu yüzden sorun değil.
- Havuçları çok mu seviyorsun Xiao Zhan?
- Aslında çok sevmem.. sadece havuçları yetiştirmek beni mutlu ediyor. İstediğin zaman alabilirsin. Lian havuçları sadece kek yapmak için kullanır.
Yibo Zhan'ın yanına çöktü.. ona daha yakın olmak istiyordu. Bu adamı havuç toplarken görmek onu mutlu ediyordu. Sanki bu anı daha önce defalarca yaşamış gibiydi.
Yüzü.. küçük burnu, parlak gözleri gülümsediğinde yanağında oluşan küçük kavis, dudağının altındaki küçük ama dünya'nın en güzel seyiymiş gibi görünen beni... Yibo bu adamı tanıyordu ama aynı zamanda tanınıyordu da.
Zhan önüne düşen saç tutamını geriye atmak için elinin tersini kullandı. Elinin üzerinde toprak olduğunu fark etmemişti, şuan alnının ortasında çizilmiş gibi duran çamur izi vardı.
Yibo gülümsedi ve istemsizce elini Zhan'ın yüzüne doğru uzattı.
- Xiao Zhan
Zhan kendisine seslenen kişiye gözlerini çevirdi. Yibo elini uzatmış izin ister gibi bakıyordu.
- Bir sorun mu var?
Yibo gülümsedi
-Mm.. alında çamur izi var. Senin için temizleyeceğim.
Zhan şapşalığı yüzünden utandı ve kafasını olumlu anlamda salladı.
- Tamam
Yibo ellerini uzattı Zhan'ın yüzüne yaklaştıkça kalbinde garip batmalar hissediyordu.
Sonunda parmak uçları Xiao Zhan'ın nazik teni ile buluştu.
.........
- LAN WANGJİ HER ZAMAN ŞU TAVŞANLARI DÜŞÜNÜYORSUN!! NEDEN TAVŞANLARIN İÇİN HAVUÇ TOPLAMAK ZORUNDAYIM BEN!!
- Wei Ying...
- Bana Wei Ying deme.. bu küçük şeylerin hepsini bir gün yiyeceğim.
- Bu havuç bahçesini onlar için yapmak isteyen sendin.
- Hayır ben havuç yemeyi sevdiğim için yaptım!!
- Bulut kavuğunda yalan söylemek yasaktır. Havuçtan nefret ediyorsun.
Wei Wuxian gözlerini devirdi.
"Her şeyi bilmen sinirimi bozuyor"
Wei Wuxian elindeki havuçları sepete koydu ve terlediği için eliyle alnını sildi. Lan Wangji ise sadece onun hareketlerini izleyip Wei Wuxian'ın ne kadar güzel olduğunu düşünüyordu.
- Wei Ying
- Efendim Er-gege
Lan Wangji hafifçe gülümsedi. Wei Ying'in az önce olan kızgınlığı geçmişti.
- Alnında çamur var.. senin için temizleyeceğim bana yaklaş.
- Yaklaşmak istemiyorum Er-gege sen yaklaş
Lan Wangji inatçı sevgilisine bakıp dediği gibi kendisi yaklaştı.
- Her zaman çok güzelsin
Wei Wuxian aldığı iltifat ile utanmıştı ve utandığında her zaman yaptığı gibi işi arsızlığa vurdu.
- Her Zaman mı Er-gege?
-Mm
- Altında inlediğim zaman peki?
Lan Wangji'nin kulakları kızardı ve elini Wei Wuxian'ın alında olan çamuru silmek için uzattı.
Wei Wuxian, Lan Wangji'nin elini tutup ona daha fazla yaklaştı.
- Er-gege çok sevimlisin
Ve dudaklarını birleştirdi
..................
Yibo aniden elini geriye çekti... Xiao Zhan da ne olduğunu anlamamıştı. İkisi de bir süre bakıştılar. Xiao Zhan ayağa kalktı kendisini geriye çektiği için Yibo'nun şaşırdığını düşünüyordu.
Hemen yerde duran sepeti ellerinin arasına aldı ve Yibo'ya uzattı.
- A-artık hazırlar.. tavşanlarını iyi besle
Yibo az önce gördüğü şeyden sonra henüz kendini toparlayamamıştı.
Xiao Zhan'ı ürkütüğünü düşündü bu yüzden o da hemen ayağa kalktı ve Zhan'ın uzattığı sepeti Xiao Zhan'a temas etmeden aldı.
- Teşekkürlerr
Zhan ne demesi gerektiğini şuan bilmiyordu.
"Artık uyanıkken rüya mı görüyorum??"
- Şey eve gelmek ister misin?
Yibo kafasını olumsuz anlamda salladı.
- Dergi çekimim var şimdi gitmem lazım. Havuçlar için teşekkürler Xiao Zhan...
Zhan zorla gülümsemeye çalıştı.
- Her Zaman almaya gelebilirsin.
Zhan, Yibo'ya bahçenin çıkış kapısına kadar eşlik etti.
- Şey.. görüşürüz
Yibo gülümsedi
- Görüşürüz
Yibo arabasının kapısını açıp hızlıca bindi elindeki sepeti arka koltuğa yerleştirdi.
Kendisini dışarda izleyen Zhan ile göz göze gelince kalbî tekrardan heyecanla kasıldı.
Camı açıp eğildi
- İçeri gir lütfen hava serin...
-Zhan da eğildi ve el salladı
- Tamam!! Dikkatli git... İyi günler..
Yibo kendisinden uzaklaşan adamın arkasından baktı.
- Wei Ying de kim?? Ve neden o adama benziyorsun Xiao Zhan....