fading

57 15 0
                                        

Birkaç gündür eve hemen hemen aynı saatlerde varan gençler ilk defa akşamı dışarıda geçiriyordu.Taeyong Ten ile bir konuşma yapmak istemiş ve Ten de üzerini değiştirmek için kulüp odasına gitmişti.Neyse ki maç çoktan bittiği için kimse olmadığından rahat rahat kıyafetlerini değiştirebilmişti.

Ten'in aklında bir takım düşünceler de vardı örneğin öğlende yaptığı maçı oynamayı reddetmek gibi.Tüm olaylardan çekilirse ne olacağını merak ediyordu ama bunu hiç denememişti.Taeyong vardı çünkü.Taeyong'la geçirdiği anlar onu o kadar büyülüyordu ki zaten onsuz geçirdiği anlarda da onunla beraber geçirdiği anları düşünerek vakit harcıyordu.Sadece bir iki saat vakit geçirdiği bir oğlanın onu bu denli etki altında bırakmasına anlam vermiyordu.İlk defa oluyordu bu.Birçok tanıdığı vardı,eğlenirdi,vakit geçirirdi ama hiç kimse yanında oturan bu genç gibi hissettirmemişti.

"Bu başıma çoğu kez geldi."Taeyong'un lafa girmesiyle başını ona doğru çevirdi.Ona yandan bakmak oldukça özel ve güzel bir andı.

''Senin mi yoksa benim mi?''Gülerek söylediğinde bir çift kararlı gözler buldu gözlerini.

''Lisedeyken de kız arkadaşım her gün aynı şeyleri yaşadığını söyler dururdu.''

''Kız arkadaşın?''

Ten'in sorusuyla beraber kalkan tek kaşına karşılık Taeyong başını sağa sola salladı.''Takılman gereken yer burası değil.''Ten rezil olduğunu hissederken asıl konuya yönlendirdi kendini.''Aslında sadece bunu söyleyen o değildi.Birçok kişi söyledi,benimle bağ kuran herkes.''Taeyong'un bu denli ciddi konuşması garibine gitmeye başlıyordu yavaş yavaş.

''Neden?Sen insan değil misin?''

''Ne olarak görüyorsun beni?''Yüzünü ekşiten Taeyong'a sadece dudaklarını büzmekle yetindi."Benim de anlamadığım şeyler var ama her zaman başıma geldi bu.''

''Kimin başına böyle bir şey gelebilir?Bu açıklaması olan bir şey değil.''Taeyong'un kestirip anlatır gibi aynı şeyleri tekrar etmesi Ten'in tuhafına gidiyordu ama Taeyong farklı şeyler söylememekte kararlıydı.

''Bu yüzden açıklama aramıyorum.Sadece biliyorum,başıma geldi çoğu kez.''Hiçbir tepkide bulunmayan çocuğun suratına baktı Taeyong.Bu durumdan hoşnut mu değil mi anlaşılmıyordu bile.Yine de ona çözüm yolunu söylemesi lazımdı.''Merak etme bundan kurtulmanın yolu var.''

''Ne gerçekten mi?Ne yapmam gerek?''Konuşmanın başından beri oldukça düz ve sakin olan çocuk çözümü olduğunu duyunca parlayıverdi.Taeyong bu denli umudunu yükselten çocuktan çoktan cevabını almıştı.

Merakla hikayenin geri kalanıyla ilgilenmeyip sadece bu durumun bitmesi için cevabı bekleyen o gözlere baktı.''Benimle görüşmeyi kesmen gerek,hiç tanışmamışsın gibi.''Sayamayacağı kadar çok söylediği bu cümleyi yine birine karşı daha kurmuştu Taeyong.

''Böyle bir şeyi yapamam.''Ve yine aynı yalanı işitmişti kulakları.

''Bunu kaç kere duydum biliyor musun?En sonunda herkes gitti.''Ağızdan kolay çıkan ama yerine getirilmesi zor olan bir söz vermek istedi Ten ben gitmem diyerek.Fakat Taeyong kanmayacak kadar deneyim sahibiydi.''Hiç kimse her gün ve her gün aynı olayları yaşamaya katlanamaz.''Aşık olduğu ses tonunun gözlerinin dolmasına yol açacak kadar hüzün dolu çıkmasına diyecek bir şey bulamıyordu Ten.Belki de bulmuştu ama karşısındaki için bir şey ifade etmeyecekti bu yüzden onu dinlemeye devam etti.''Seninle birkaç gündür tanışıyoruz emin ol iki yıldır tanıdıklarım bile gitti,ardına bakmadan.''Onlar benim gibi önem vermiş midir,onlar benim gibi hissetmiş midir demek istiyordu ama birkaç gündür lafı susması için oldukça iyi bir gerekçeydi.''Bu yüzden gitmekte özgürsün,ben yokmuşum gibi davranmakta özgürsün.''Neden diye düşünmeden edemedi.Neden birkaç gün olsa bile yaşadıkları anların güzelliğini tek fark edenin kendisi olduğunu düşünmeden edemedi.''Üzülmeyeceğim merak etme.''O kendisini deli eden gülüşünün ardında yatan böyle bir cümlenin olması Ten'in ilk defa zoruna gitmişti.O güzel gülümsemeye neden böyle acı bir söz sığdırmıştı ki?

Onca uzun düşüncelerini sadece bir cümleyle aktardı Ten.''Ama üzülen sadece sen olmayacaksın.''

Ten ondan bu denli kolay vazgeçebilen Taeyong'un dizlerine kapanıp gitmemesi için yalvarmak istiyordu terk edilenin kendisi olmasına rağmen.Taeyong ise bir şeyler arıyordu Ten de kalmak için.''Sana her gün elveda dedim neden tekrar ve tekrar beni görmeye geldin ki?''Taeyong bir çocuğu azarlar gibi konuşup yerinden kalkarken devam etti yanında yarım bıraktığı bedene aldırış etmeden.

''Son kez Ten,elveda.''Hiçbir şey olmamış gibi,hiç tanışmamışlar gibi,bu kadar kısa sürede yakınlaşıp flörtleşircesine cümle kurmamışlar gibi kalkıp gitti Taeyong bir parçasını Ten'de bırakırken.Ten ise kal diyememişti.Hala anlam verememişti bu davranışlarına.Ten'in bu döngüde kapana kısıldığını bilmesine rağmen her zaman o sahada olarak ona umut olan kendisi olmuştu.O zaman neden bu kadar kolay gidiyordu,bu kadar kolay vazgeçebiliyordu?Döngüye kapılması bile Ten'in umurunda değildi şu an.Gözleri,kalbi,aklı arkasından gidişini izleyen Taeyong'da takılı kalmıştı.Bilmiyordu ki Taeyong'un ne hissettiğini.Tesadüfen karşılaştığı bu bedene ne denli takılı kaldığını.Tesadüfen karşılaştığı bu bedene zarar vermemek için gittiğini.Bilmiyordu ki tüm kalbiyle sevebilecek birinin sadece onun iyiliği için gitmek zorunda kaldığını.

Already over | taeten |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin